13 mayıs 2009 beşiktaş fenerbahçe maçı

entry313 galeri2
    270.
  1. 13 mayıs sabahı izmir istanbul arasında otomobiller ve otobüsler maça gidenlerle doluydu. izmir'e varıldığında kordon'da balık yemeden ve hafif demlenmeden olmazdı. istenmeyen olaylar da yaşandı maalesef birkaç kendini bilmez tarafından. ama bunları bütün taraftarlara mal etmek yanlış olur. akabinde maçtan 1 saat önce stada girilip atmosfer oluşturuldu. beşiktaş'ın fenerbahçe'ye göre bariz üstünlükteki oyunundan ve hakemin başarısız yönetiminin ardından beşiktaş fenerbahçe'yi yine kupadan etti.
    0 ...
  2. 271.
  3. bir fenerbahçeli olarak sonuçtan üzüntü duysamda (bi bakıma sevinsemde dede gideceği için)özellikle dün geceyi bu tabloyu yaratanlara küfür ederek geçirsemde anlayamadığım bişeyler var.arkadaş sabah kalkıyorum gazetelere bakıyorum sokakta görsen adam sanacağın bi kaç tane spor yazarı beşiktaşın harika oyunundan ezdiğinden falan bahsediyorlar.maç sonrasında rakip takımın teknik direktörü * yine buna yakın açıklamalarda bulunuyor.şimdi ben mi başka bi maç seyrettim yoksa benim gözler mi kör oldu.bilimsel konuşmak gerekirse maç sonu fenerbahçe %56-%44 ve 472 isbaetli pasa 309 isabetli pas üstünlüğünü kurmuş.tamam bunları geçelim bu istatistikler önemli değil diyorsanız,ezen takım beşiktaş ilk iki golünü pozisyon bulmadan atıyor bobo nun ofsayt kokan ayağının altından kaçan pozizyon dışında,fenerbahce ise harikas bir organizasyonla attığı golün dışında,2-1 e kadar 2 tane daha yüzde yüz gol pozisyonuna giriyor.maç 2-1 oluyor şansızca yenen 2 gol takımı bozuyor tüm takım ileri açılıyor şuursuzca basıyor 26 yıllık aşırı stresten dolayı,ona rağmen semihle direğin dibinden kaçan topu olmasa ve hakan arıkan karambolde selçuk şahinin topunu çıkarmasa bambaşka şeyler konuşulacaktı bugun,daha sonra ezen takım beşiktaş doğal olarak pozisyonlar buluyor ve atıyor.bravo gerçekten çok iyi ezdiniz harika futbol oynadınız.bunun sonucunda beşiktaş mustafa denizliyle geleceğini tehlike altına atarken fenerbahce en azından geleceğine bir şans daha veriyor.
    1 ...
  4. 272.
  5. beşiktaşlı:b
    fenerli:f

    b: naber abi?
    f: nolsun herşey aynı, bildiğin gibi.

    yine alınamayan kupanın maçıdır, kader.*
    6 ...
  6. 273.
  7. papermoon'daki yemeğin detayları ortaya çıktı. o yemekte, iki başkanın kafaları ya dumanlıydı ya da daha kötüsü dumansız hali bu, bu kafaların. aynı kafalardan biri devre arasında kurtarıcı olarak josico'yu getirmişti zaten.

    demirören - azizim biliyosun lig bizim için önemli, kupa da sizin için..
    yıldırım - evet yıldıvım, o yüzden inönü'de bize yatın, biz de kupayı vevelim size
    demirören - hah işte ben de onu diyordum
    yıldıvım - anlaştık o halde.
    2 ...
  8. 274.
  9. 4 kez topun ağlarla buluşmasıyla yenik düştüğümüz maç. kuvvetli sayılabilecek bir tezim var. eğer bjk kalesinde rüştü olsaydı bağıra bağıra maçı almıştık. düşünsene bi; kaleden ayrılırdı, sahanın ortasına koşardı, olmadık pozisyondan yerdi, hak geçmesin iki de kurtarırdı hesap et, evet skor bambaşka olurdu.
    sakatlanmanın zamanımıydı? haa vicdansız. aragones e hiç değinmiyorum. hakaret içerebilir.****

    nihayedit : aragones i uçurdu. kupa sizlerin olsun. galiptir bu yolda mağlup.
    0 ...
  10. 275.
  11. fenerbahçe'liler 26 yıllık hasretin bitmediği, umutların gelecek sezona taşındığı kupadır.

    Fenerbahçe'nin özellikle de son 10 yılda kupayı almasını engelleyen takımlar:

    (bkz: beşiktaş) (2 kez finalde yendi)
    (bkz: galatasaray) (2005'te finalde 5 ledi)
    (bkz: gençlerbirliği) (bir kez finalde, bir kez yarı finalde eledi)

    haaa bir de unutmadan:

    (bkz: pendikspor) (anlatmaya gerek yok, tam bir facia idi)

    bu takımlar olmasa, fenerbahçe son 10 yılda en az 4 kere kupa kazanırdı da, neyse...
    1 ...
  12. 276.
  13. beşiktaş a kupayı fenerbahçe nin hediye etmesi tarzı gerizekalıca başlıkları bir kenara bırakıyorum da aslında bu maç beşiktaş'tan fb'ye büyük bir hediyedir. bu kupayla fb kendini kandıracak, çöpe giden koca bir yılın dertlerini tasalarını, yanlışlarını hasır altı edecekti. beşiktaş bu maçla fb'ye reset atmıştır. tabii anlayana.

    bir de kupa geyiği döner. dünyanın her yerinde böyledir bu, alınmaca darılmaca yok. izleyin, gülün geçin.

    http://fotogaleri.hurriye...22833&p=1&rid=155

    gerçekten renkli tv'de türkiye kupası görmek ayrı keyif.
    6 ...
  14. 277.
  15. 278.
  16. beşiktaşlıların değil ama fenerlilerin zevzekleşmekten öte saçmalamasına sebep olan maçtır.
    terbiyesizliğinde bir sınırı olduğunu herkesin bilmesi ve aklını başına devşirmesi gerekmektedir. yok çarşı ezan okunurken imama küfür etmiş ,yok ermeninin peşinden gitmiş. sizin yaptığınız göte giren şemsiyeyi açmaya çalışmak. yanilmişsin kabul et. biz nasıl iki fener maçında yenildiğimizi kabul ediyorsak. ayrıca sefa gibi ,rambo gibi nacizane kişilikler bulamadığımız için kusura bakmayın.

    (bkz: herkese nasip olmaz)
    5 ...
  17. 279.
  18. bazı şemsiyelerin açılmadığını göstermiş olduğumuz maç. 26 sene bekledin, 27 oldu..hazmetmeyi bilin, haddinizi de...başka kapıya.
    4 ...
  19. 280.
  20. maçı izmir atatürk stadı'nda izleyen beşiktaşlıların müthiş eğlendiği karşılaşmadır.

    (#5178123) numaralı entry'de de bahsettiğim üzere zerre cinsel organımda olmayan maçtı. gel gelelim maça gittim. tıpkı 3 mayıs 2006 beşiktaş fenerbahçe maçı'na gittiğim gibi. (bkz: oradaydım)

    dur her şeyi baştan anlatayım ha ne dersin? her şeyi baştan anlatıp, maç yazısını da yazıp, bağlayalım?

    öncelikle; (bkz: bu da böyle bir anımdır)

    lan gitmeyecektim maça falan, fener'e kupa yüzü göstermeyeceğimiz belliydi ama inönü'de sen nasıl yenilirsin arkadaş di mi ama? neyse... bir iş için 13 mayıs 2009 tarihinde izmir'de olmam gerekiyordu. e şimdi 13 mayıs 2009'da izmir'de iş sebebiyle olmak olur da, maça gitmek olmaz mı? olur tabi maça gidilir. neyse 13 mayıs 2009 sabahı erkenden maça gidecek arkadaşlarla yola çıktık yolda sıkça radar vardı, denizli girişindekine bir fenerbahçeli grup takılmış. tabi biz çakal olduğumuzdan radara yakalanmadık, yolu kesen trafik ekibinin yanından geçerken şöyle pencereleri açıp -ki zaten yavaşlıyorsunuz- bir elimizi hafif yumruk yapıp, diğer elimizle üstüne vurduk ve "şak" sesini çıkarttık kendilerine ve eğlence başlamıştı. neyse, 500 kilometre yol kat ettikten sonra ben işimin olduğu semtte indim adamları alsancak'a gönderdim ve "orada buluşalım" dedim. aslında beşiktaşlılar bornova'da olurlar ama alsancak'ta cüzi miktarda beşiktaşlı olur ve yoğunlukta olan fenerlilerle sağlam testis geçerler. neyse işimizi halledip 1,5 saat sonra alsancak'a gittim. elemanlar kartal yuvası'nın yanındaki mekkan adlı mekandaymış. kordon otel'in önünden geçerken biri yukardan aşağıdaki üzerinde beşiktaş t-shirtü olan malzemeci tipli olan elemana "göbeğini erit, göbeğini" diye bağırıyordu. lan bi kaldırdım kafayı, serdar özkan. bu pencereden kafasını tam içeri sokacakken "serdaaaaaar" diye seslendim bu hemen baktı aşağıya "sağlam bas ulan yere sağlaaaam! düşme ulan!" dedim bu da gülerek "tamam!" dedi. televizyon başında veya stadta bağırmaktan imanım gevremişti, yüzüne karşı bağırdım rahatladım. futbolcular kordon otel'de kalırken, yöneticiler swiss grand efes'te kalıyorlardı lan "vay anasını" dedim! neyse arkadaşlarla buluştuk falan yürümeye başladık, elemanın biri "lan yunanistan'dan geldim bu maç için, inönü'ye de geldim buraya da!" dedi "vay be" dedik anasını satayım. derken bir baktık trt ekibi var, geldi bu "arkadaşlar maç için ne diyosunuz?" dedi biz de "antalya'dan geldik bu maç için" deyince "röportaj yapalım" dedi, atladık hemen zira arkamızda paso fenerliler vardı sağlam iş olacaktı, işte anlattık öyle, "antalya'dan geldik bu maç için, fenerbahçe bi' çentik daha atacak kupa hasretine" falan diye arkasından bir tezahürat istedi abimiz biz de 4 kişi "gündoğdu" ile inlettik meydanı. akşam trt yayınlamış bizi millet mesaj atıyor, arıyor falan. serdar'a çemkirip, trt'ye röportaj veriyorum. uvvvvv... her şey güzel gidiyor...

    stada hareket ettik, sanayi tarafının oradan arabayla fenerbahçeli taraftarın içinden "hadi hisset" ve "1903'te doğdu şanlı kartalım" tınılarıyla geçiyoruz fenerbahçeli arkadaşlarda tık yok. aynı şeyi fenerbahçeli biri mersinli tarafında yapacak, arabayı yakarlar. mersinli tarafı 3 mayıs 2006 beşiktaş fenerbahçe maçı'nda olduğu gibi yine şenlikli... bu taraf bize iyi geliyor arkadaş (#5095412) numaralı entryde talep ettiğim ve söylediğim gibi. stadın etrafı cümbüş yeri gibi, tezahüratlar, alkolün su misali akışı falan, fenerbahçe formalı geçenlerin üzerindeki formaların hafif tartaklama yoluyla çıkarttırılması ve yoluna öyle devam etmesinin sağlanması. maça 1,5 saat kala stada girdik stad bayağı bir dolmuştu. ama fenerbahçeliler tıpkı 3 mayıs 2006 beşiktaş fenerbahçe maçı'ndaki gibi, bizden fazlalardı ama maçın başlamasına 10-15 dakika kala hemen hemen eşitlendik. allah var yukarda, 3 mayıs 2006 beşiktaş fenerbahçe maçı'ndan kat be kat fazla bağırdılar fenerbahçeli taraftarlar. o maçta adamların gollerden sonra 5'er dakika olmak üzere toplamad 10 dakika cılız bağırışları vardı. neyse, izmir atatürk stadı'nı bilenler için konuşuyorum; stadın tribünlerinin bir ucu narlıdere'de, sahası ise bornova'da olunca biz tribünde kendimize basmane civarında bir yer bulup sahaya yakın olmak istiyorduk, zar zor grubumuzun sayısına göre bir boşluk bulduk. alen maçın başlamasına 10 dakika kala gelince "maç öncesi" sahaya inip "3'lü" çektirmek nasip olmadı zira tam sahaya ineceği sıralarda takımlar sahaya çıktı...

    takımlar sahaya çıkınca fenerbahçe mersinli tarafındaki yarı sahaya yani beşiktaş taraftarı'nın tarafına, beşiktaş ise sanayi tarafındaki yarı sahaya geçti, iki taraftar da ıslıklayınca yer değiştirdiler ve ilk yarıda herkes kendi taraftarının olduğu yarı sahaya geçti. maç başladı, defans kurgusunda denizli fantazi yapmıştı yine ama orta sahanın "ernst-cisse" ikilisinden oluşması taraftarda bir rahatlık yarattı ayrıca delgado da yoktu daha ne olsun? :) yusuf 5. dakikanın içinde beklenmedik bir yerden, beklenmedik şekilde kaleye gönderdi ve kaleci volkan babacan yedi golü. yusuf atmamıştı, volkan yemişti aslında. gol karşı kalede olduğundan 3 kilometre uzaklıktan bile bunu çözebilmiştim. tabi bu durum bizim sevinmemize engel değildi. arkasından alex'in şutu direği yaladı, sonra hakan tokatladı falan. ama karşı kalede de beşiktaşım boş durmuyor, bobo ve tello topu çerçeveden sokamıyorlardı derken ekrem'in olduğu ve koridor haline gelen kanattan gelen bir akında hakan arıkan'ın uzun atılan bir topta çıkmayışının ardından deivid'in pasında belalımız güiza topu dürtüp ağlara göndermekle kalıyor sonra da beşiktaş taraftarı'na doğru gelip o meşhur "okçu" işaretini yapıyordu. taraftar da tahrike aynen uyup, pet şişe gönderiyordu kendisine ha maçtan sonra attığı o oku neresine soktu ben çok merak ediyorum. neyse ilk yarı 1-1 bitti, takımlar tünele giderken, beşiktaş tribünleri "satılmış bünyamin" diye bağırıyordu.

    ikinci yarı denizli yine maça başlaması gereken adamları ikinci yarı hatasından dönüp oyuna alması geleneğini sürdürüp delinho'yu oyuna alıyordu. sarı kartı olan toraman'ı oyundan alması ise alkışlanacak hareketti. zira sivok ankaragücü maçında cezalıydı toraman da aksi bir pozisyonda kırmızıyı görürse en kritik maçta stopersiz kalabilirdik sakar gökhan zan'ın yanına cisse'yi monte edilecekti haliyle verim alınamayacaktı bu kötü senaryoda. diğer yandan da iddia ediyorum mustafa denizli ilk 11 tercihinde bilinçli olarak ideal olması gereken adamları koymuyor zira adam ikinci yarı başlarken olması gereken adamları oyuna alıyor hep ve 2. yarılarda beşiktaş iyi oynuyor. diyorum ki, sırf "mustafa denizli yaptığı değişikliklerle maçı aldı" dedirtmek için "kurt hoca" denmesi için fantazi yapıyor arkadaş. neyse, maçın 2. yarısı başladı. önce kale arkası-açık "burası beşiktaş" tezahüratını yaptık 3-4 dakika kadar arkasından 50. dakikadan itibaren kale arkası-kapalı organizasyonunda aynı tezahürat çok daha güçlü, çok daha kuvvetli stadı inletecek şekilde geldi 5 dakika boyunca da sürdü, hemen arkasından "3'lü" çekme hazırlığına başladık ve "3'lü" çeker çekmez beşiktaşımız 56. dakikada bobo'nun aydan vurduğu top ile 2-1 öne geçiyordu. büyük bir iddia ile ifade edebilirim ki, golü taraftar attırdı resmen. 3 mayıs 2006 beşiktaş fenerbahçe maçı'nın uzatma bölümü başlar başlamaz gol gelene kadar bütün stad musalla taşı'nı söylemiştik ve t.m fenerbahçe ağlarına kupayı getiren golü bırakmıştı. bu büyük taraftar daha ne yapsındı? 2-1 olduktan sonra beşiktaşımız rahatlıyor, cisse ve ernst'in sağlam oyunları ile topu alıp fenerbahçe alanına yıkmaya gayret ediyordu. önce tello direği dövüyor, arkasından bobo kaçırıyor en sonunda yusuf, ali bilgin'den kopardığı topla holosko'yu buluşturmaya çalışırken defansın araya girmesiyle bobo hamlesini yapıyor ve skor 3-1'e geliyordu. skor 3-1'e geldikten sonra stadı tıklım tıklım dolduran fenerbahçeliler stadı terk etmeye başlıyor, stadta da yer yer boşluklar göze çarpmaya başlıyordu. arkasından tello müthiş müsait bir pozisyondan yararlanamıyordu. dakika 80 olduğunda aklını başına devşiren her takımın fenerbahçe'ye atabileceği tarzda golü holosko atıp skoru 4-1'e getiriyor, taraftarı coşturuyordu. rüştü ise yedek kulübesinde arkadaşlarının tek tek elini sıkarak kupayı kutluyordu. kalan fenerbahçe taraftarı ise çıkış tünellerine doğru yol almaya başlamıştı. nobre oyuna giriyor, oyun rölantiye geliyordu. beşiktaş atağa başlıyor, fenerbahçe ceza sahası önünde geriye dönüyordu hani derler ya böyle pozisyonda geri dönüldüğünde durum kritikken "ulan 3 farkla önde misiniz ne yapıyorsunuz?" diye işte takım 3 farkla öndeydi ve fenerbahçe ile testis geçiyordu. dakika 90 olduğunda bünyamin gezer -ki, ayrıca paragraf ayıracağım kendisine- penaltı icat ediyordu. ha beşiktaşımızın ve taraftarın cinsel organında mıydı? elbette değildi! penaltı verilince bütün stad "fener gol gol gol" diye girdik, penaltı atışı sırasında ellerimizi havaya kaldırıp "oooooooooooo" çekip, gol olunca "goooooool" diye inlettik stadı. malum, fenerbahçe taraftarı stadı terk edince fenerbahçeli oyuncular yetim gibi kalmıştı. arkasından da fenerbahçemiz * için "3, 3, 3" tezhüratını yapıyorduk. maçın son 20 dakikasında keyiften ve eğlenceden ağzımız omuzlarımıza değiyordu. 90+4 içindeyken ekrem, uğur'a verdi ara pasını ve uğur karşı karşıya kaldı ama bünyamin gezer maçı bitirerek fenerbahçe'nin 5. golü yemesini engelliyordu. o kadar da uğraşmıştı halbuki ama mağlubiyete engel olamadı işte.

    bünyamin mevzusunu soğutmadan hemen anlatayım, bu arkadaş ilk yarıdaki fenerbahçe-beşiktaş maçının da hakemiydi, o maçta da cisse'ye gösterdiği ilk sarı kartta, sarı kartı icat etmişti, arkasından da haklı bir 2. sarı kartla beşiktaşımızı 10 kişi bırakmıştı. takdir haklarının tamamını fenerbahçe'ye vermişti, benzer pozisyonlarda fenerbahçe lehine faul çalarken, beşiktaşlı oyunculara "kalk" diyordu. bu maçta da aynı yönetimi sahneledi. bünyamin gezer'i genel olarak beğenirim, fifa kokartı'nı hak etmesine rağmen takamaması konusunda federasyonu da eleştiririm ama arkadaş bu adama beşiktaş-fenerbahçe maçı vermeyin hakikaten ayıp ediyor. lan adamı biçiyorlar "kalk" diyor, adamı yere çalıyorlar "kalk" diyor. fenerbahçeli oyuncu faul yapıyor ama serbest vuruş yine fenerbahçe lehine. izmir atatürk stadı'nı bilenler için konuşuyorum, lan ben 8 kilometre uzaktan süzüyordum ama bu arkadaş süzemiyordu arkadaş? hele bir hava topunda bobo yükselmedi, selçuk geriden gelerek yükseldi ama topa dengesiz vurdu ama bobo'nun en ufak teması yok. ardından yere düştü, düşerken de bobo'nun üzerine doğru düşüp, bobo'yu bozdu, bünyamin düdüğünü ağzına götürdü dedim "faul verecek herhalde beşiktaş lehine" top fenerbahçe'de kalınca "avantaj" işaretini yaptı. top beşiktaş'ta kalsa adam faul verecek! beşiktaş ceza sahası çevresinde serbest atış verebilmek için 40 takla attı adam maç boyunca ama ne oldu bünyamin gezer? 4. gol sana kapak olsun!

    maç biter bitmez anons duyuluyor bobo maçın adamı seçiliyordu. 2 gol 1 asist istatistikleri ama arkadaş, bobo her zaman söylediğim üzere popocuğunu kaldıramıyordu maç boyu. takım atağa çıkıyor, bu arkadaş 25-30 metre geride! çok topta çizgiye kadar inip, pas verecek adam bulamadığı için geriye döndü takım. tello 60 metre nokta pas atıyor ama bobo topu kontrol edemiyordu ama adam 2 tane attı, 1 tane duvar pasıyla yaptığı asistle attırdı ve maçın adamı oldu. bobo alkışlandı ama holosko, ernst, cisse, yusuf, tello daha bir takdir edildi stadtakilerce. bobo stadtakilerce gollerin adamıydı ama maçın adamı değildi. gökhan zan da yerden bazen yetersiz olduğunu gösterse de, iyi maçlarındandı. bir ara santrafor gibi geldi çalımlarla ceza sahası içine falan şaşırttı bizleri. ekrem 2. yarı yerine geçince daha verimliydi, delinho girince deivid ilk yarıdaki gibi koşular atamadı. sivok, toraman, uğur... 10 dakika bile oynasa nobre... hakan bana göre çıkmamakla hatalı bir gol yese de iyiydi dokunduğu ve çıkardığı toplarla... yani bu takım bu kupayı sonuna kadar hak etti arkadaş! bünyamin gezer'in eklenmesiyle 12 kişilik takıma karşı taraftarın eklenmesiyle 12 kişi olan bir takımla karşılık verdik ve biz galip geldik!

    kupa seromonisi başlayıp hakemlerin adları anons edilince müthiş bir ıslıklı protesto geldi, bünyamin de anlamıştır sanoyoruz bu maçı ona rağmen kazandığımızı. arkasından fenerbahçe anons edildi, taraftar alkışları arkasından "fener buraya" diye tezahürat yaptı ama fenerbahçe takımı beşiktaş taraftarı'nın bu cömert isteğini * yerine getirmedi.

    arkasından kupa verildi beşiktaş taraftarı ise "kupa'nın sapını fener'e verin" diye tempo tutuyordu. açık tribün ve kale arkasında kalan 100 kadar fenerbahçeli ise kupayı canlı canlı görüp "ben kupa gördüm" diye torunlarına anlatacak anıları olsun istiyorlardı sanıyorum. belki umut ediyorlardı, beşiktaş kupayla tur atıyorken kendilerine doğru da koşsunlar ve kupayı yakından görsünler. * kapalı tribündeki 100 kadar fenerbahçe taraftarı'nın derdi ise takımı protesto etmekti belli ki, futbolcular ve teknik heyet törende aldıkları ikincilik madalyaları ile tünele giderken ana avrat demeden küfür yiyorlar, fenerbahçe taraftarı'nın yabancı maddesine karşı, çevik kuvvet fenerbahçeli futbolcular için kalkanlarını havaya kaldırıyordu. çevik kuvvet boşuna kaldırmıştı, zira bütün kalkanları fenerbahçe zaten indirmişti. *

    tören bitti, anons yapıldı stadı yavaş yavaş terk etmemiz konusunda ama bu taraftar alen 3'lü çektirmeden stadı terk eder miydi? etmezdi! "alen sahaya, 3'lü çektir kartal'a" ve arkasından "alen inmezse, biz iniyoruz" arkasından "vallahi çıkmam, çıkmam. billahi çıkmam, çıkmam" deyince güvenlik yetkilileri izin verdi ve alen sahaya indi. bütün stad 3'lüyü çektik büyük bir keyif içinde! noktayı koymuştuk, arkadaş aradı londra'dan' "abi bi 3'lü sesi geldi atmosferden" diye, düşün o derece bağırmışız.

    hikaye burada bitti mi? tabiki bitmedi. karnımızı doyurmak için alsancak'a gittik bir baktık takım otele gelmiş, aşağıda 50 kadar taraftar... en üst kattan pencereden bakıyorlardı futbolcular, karşılıklı "siyah-beyaz" çektik, ernst kupayı pencereye çıkardı biz "at, at, at" diye bağırdık falan.

    nihayetinde 13 mayıs 2009 günü de böylesine sonlanmıştı.

    ha yine söylüyorum, 3 mayıs 2009 beşiktaş fenerbahçe maçı'nın bendeki yarası 2 kupayı almadan geçmez! biri geldi, sıra ikincisinde! eğer şampiyon olmazsak -mazallah- bu kupa, benim için hiçbir anlam ifade etmeyecek ve maç da "cinsel organımda olmayan maç" olarak kalacak. şampiyonluk kupasını da alırsak bu maç ve kupa gönlümün en harika yerlerinden bir noktasında ikamet etmeye başlayacak.

    (bkz: taraftar çıldırdı şampiyonluk istiyor)
    12 ...
  21. 281.
  22. Beşiktaşlıların son 6 maçtaki yenilgilerinin acısını bir maçta çıkarmaya çalıştığı maç.Sen her maçtan önce fark atarız de,ezicez de , 6 kere üstüste yenil ondan sonra bir galibiyette böyle yorumlar yap.Karı koca ilişkisine bakmak isterseniz ,ezeli rekabetteki galibiyet sayılarına bakmanız tavsiye edilir.Maçla ilgili de istatistikleri inceleyebilirsiniz.
    3 ...
  23. 282.
  24. 283.
  25. fener'in teknik traktör hatası nedeni ile yenildiğini % 100 iddaa edebileceğim maçtır , vel hasıl öyledirde.
    fenerbahçe için kötü gibi gözüksede , hayırlısı olmuş teknik traktör aragonese yol verilmiştir. *
    1 ...
  26. 284.
  27. beşiktaşın 8. kez kupa almasına sebep olan maç.
    0 ...
  28. 285.
  29. fortis kupası finalinde karşılaşan iki takımın da farklı bir yol çizdiğini söyleyebiliriz: beşiktaş beklenmedik bir şekilde hırslı oyunuyla, güzel oyunuyla, tabir-i caizse "joga bonito" ile ligde şampiyonluğa koşarken, fenerbahçe tam tersi şekilde tarihinin en büyük hüsranlarını yaşadığı bir senede en azından 26 yıllık hasretini dindirip kendini affettirmek istiyordu.

    ancak beklenmedik senenin beklenmedik finalinde beklenmedik bir olay oldu ve beşiktaş ciddi manada ezici bir kuvvet uygulamaya başladı. aragones'in belki de hayatının hatası ile volkan babacan kararı daha 6. dakikada kendi kendini imha etti ve yusuf'un füzesi yerini buldu. sonrası karşılıklı ataklarla geçerken güiza ligdeki başarısını finalde de perçinleyerek beşiktaş'a ikinci golünü kaydetti - ki bu ilk yarının da skoruydu -.

    ikinci devreye doğru bir karar ile ibrahimlerin toraman'ını çıkarıp üzülmez'ini oyuna sokan kurt hoca denizli bunun karşılığını da gani gani alırken bobo'nun devre arasında verilen taktik gereği kaleyi gördüğü yerde vurduğu ilk top gol oluyordu ve bu biraz da maçın koptuğu nokta oluyordu.

    yusuf kendi kariyerini parlatmaya devam ediyordu: çizgiye inip çalım attıktan sonra yaptığı orta şans eseri isabetli bir şekilde sekince bobo müthiş bir yükselişle topu ağlara gönderiyordu...

    beşiktaş'ın şiir misali oyunu meyvesini bir kez daha veriyordu; holosko - bobo paslaşmasında bobo'nun topuk pasında golünü atan holosko oluyordu ve maç artık tamamen kopuyordu.

    bu zamana kadar zaman zaman hata yapan hakem, bünyamin gezer, "lan bu maçta benim adım hiç geçmeyecek" diyerek fantastik bir penaltı veriyordu ve maçın skorunu istatistiklerin futbolcusu alex belirliyordu: 4 - 2.

    maç konusunda bunları söyleyebilirken asıl tartışmamız gereken nokta ise türkiye kupası'nın gerçekten türkiye'nin kupası olup olmadığıdır.
    2 ...
  30. 286.
  31. maçın sonucu aşağıdaki linkte detaylı olarak verilmektedir.

    http://kartalvadisi.com/

    siyah ulan...
    0 ...
  32. 287.
  33. (#5199551)
    Uğur Boral çıkana kadar her şeyin fena gitmediği, oyuncuların üzerlerindeki formanın hakkını vermeye çalışarak oynadığı ancak Aragones'in değişikliğiyle darmadağın olan Fenerbahçe'nin kaybettiği maçtır.
    Demek ki sadece oyuncuların üzerlerindeki formanın kıymetini bilmeleri yetmiyormuş...
    0 ...
  34. 288.
  35. en komiği de beşiktaş taraftarının söylediği içimdeki fener aşkı bambaşka diye başlayan, fener fener engelleri aşıyor, kupaları birer birer nah alıyor diye tezhürat etmesiydi.
    2 ...
  36. 289.
  37. zengin eden maç.*
    ayrıca söylemezsem içimde kalır:

    iki kere iki dört eder,
    alamazsın kupayı ibne fener.
    5 ...
  38. 290.
  39. fener'in kupayı alamamasının ardından bazı fenerlilerin error vermesine neden olan maçtır.
    -beşiktaş sizi sürklase etmiş?
    -liverpool nasıl ezmişti beşiktaş'ı ama.
    -4 tane yemişsiniz hem de ya
    -8 yemedik ya ona bak sen oğlum
    -ee kupaya odaklandık falan diyordunuz, bir de odaklanmasaydınız allah muhafaza.
    -8taaaş 8taaaş
    -aaa deli bu, kaçayım
    -liverpool'a mı?
    8 ...
  40. 291.
  41. beşiktaşımızın tabiri caizse fenerbahçe'ye çöktüğü maçtır. evet, evet tam olarak demek istediğim bu! beşiktaş'ı bu sene bir maçta bu kadar çok net gol pozisyonuna girerken ilk defa görüyorum. tabiki bunda iştah ve hırsını yüksek tutan bobo, holosko, yusuf ve tello'nun güzel futbollarının etkisi çok büyüktür.

    neymiş efendim? beşiktaş dün çok katı bir defans uygulaması yapmış! böyle buyurdu sinyor terim! zaten bu adamı yorumcu diye oraya koyanda ya kafa yok, ya da para çok! bre sivrizeka terim; beşiktaş'ın ortasahadaki defansif görünümlü isimlerden cisse ve ernst'in, her hücumda bir bobo, bir holosko kadar ofansif olmadğını kim iddia edebilir? dün ersnt'in oynadığı ofansif oyunu inanın fenerbahçe'de alex oynayamadı. neyin defansından bahsediyorsun sen? asıl olay terim'in hala 2003^ten kalan kuyruk acısıdır. o kupayı beşiktaş'ın elinde görmeyi yediremediği o kadar acıktır ki az kalsın yorum yaparken aglayacaktı. sanki türk milli takımı yenilmiş gibi üzüldü beşiktaş kupayı kaldırınca.

    sadece ilk yarıda, ikinci golü yedikten sonra 10 dk lık bir panik havası vardı beşiktaş'ta. onu da üzerinden attıktan sonra yorulmuş, ezilmiş bir fenerbahçe ortasahası vardı karşısında. özellikle 80. dakikadan sonra siz fenerbahçeliler, yatıp kalkıp dua edin mustafa denizli'ye. beşiktaş o dakikadan sonra top çevirmeye başlamasaydı bırak aragones'i , tüm yönetim kurulu bavulunu toplar giderdi. dünkü maçın skoru'nun 8-1 gibi bir skor olmaması sadece futbol tanrılarının ve volkan babacan'ın karşı karşıya pozisyonlardaki başarısından ileri gelmiştir. bu da böyle biline!

    maçın ilk yarısından itibaren faul düdüklerinde bir türlü standardı tutturamayan bir hakem vardı sahada. hemen hemen aynı tip pozisyonlarda hakem sürekli takdir hakkını fenerbahçe'den yana kullandı. bunu maç sonunda yapılan faul sayılardan açıkca anlayabiliriz. çünkü hakemin beşiktaş ortasahasını başka türlü yorma ve bitirme şansı yoktu! bu maç 11'e 11 devam ettiği sürece fenerbahçe'nin bu ortasaha ile bu maçı kazanması hayalden ibaretti. işte burada kurt hoca denizli ikinci yarının başında kırmızı kart riskine karşın ibrahim toraman'ı oyundan alarak ibrahim üzülmez'i oyuna soktu ve o andan itibaren guiza'nın ismini sadece 90. dakikadaki komik penaltı kararında gördük.

    tüm bu rezilliklere rağmen beşiktaşımızdaki hırs ve istek görülmeye değerdi. rakibe sırtı dönük tek top aldırmayan gökhan zan ve goldeki hatasından sonra fazla risk almayan sivok günün iyilerindendi. ekrem'in yusuf ile uyumlu paslaşmaları dikkatlerden kaçmadı. ekrem bir de orta yapmayı öğrenip üzerindeki serdar özkan'lığı atarsa tadından yenmez. bunun dışında ciss ve ernst dün muhteşemdi. emre ve selçuk'un etkinliğini öyle bir kırdılar ki fenerbahçe ortasahası dağıldı diyebiliriz. bir de buna aragones'in uğur boral- semih değişikliği eklenince forvete yakın oynayan semih , fenerbahçe'nin zaten olmayan ortasahasını iyice koridora çevirdi. beşiktaşımız dönen her topu aldığı için yaptığı 3 pasta fenerbahçe kalesine gitmeye başladı. atılan 4 kaçırılan sayısız gol pozisyonu ile maçı bitirdi beşiktaş. geride sayısız ara pas girişimleri ile top oynadıgını zanneden bir fenerbahçe vardı. gerisi koca bir hiç.

    sanılanın aksine kırmızı kart çıkmamış bir mücadele olması iki taraf açısından da sevindirici olmuştur. Lakin kırmızı kartın çıkmayışı, günden güne kendini efe zanneden bazı futbolculara gün doğurmuştur. fenerbahçe'nin milli futbolcusu semih'ten bahsediyorum... dünkü maçta, nizami bir hakem anlayışının olduğu saha koşullarında iki adet kırmızı kart görmesi gereken bir adamdı semih. ilk pozisyonda hava topuna çıkan kaleci hakan arıkan'ın boşluğuna attığı kasti dirseği görmeyen hakem; ikinci pozisyonda ekrem dağ'a savurduğu * açık ve net kasti tekmeyi sarı kartla cezalandırdı. bu adama ne olduğunu çözmek mümkün değil. günden güne çirkinleşmekte semih. yumruk yumruğa bir kavgadan 3 maç gibi komik bir cezayla yırtan bu futbolcu hala aynı düzende futboluna devam ediyor. bu futbol düşmanlarını saha içinde hakem, saha dışında pfdk korur ve gözetirse türk futbolunda kaos kaçınılmazdır! yazık günah!

    şimdi bu kupa mağlubiyetinden sonra bunu örtbas edip basında fazla yankı uyandırmamasını sağlamak amacıyla sevgili aziz yıldırım'ın hamlelerini izleyecegiz. adam koskoca galatasaray sampiyonluklarını bastırdı iki istifa kararı ile, beşiktaş'ın kupa sevincini mi bırakacak? aziz'den bu yönde güzel hamleler bekliyorum zira beşiktaşımızın da haftasonu olan ankaragücü maçına konsantre olması gerekiyor.

    nihayetinde görünürde 4 , zahiride 8-10 olacak bir maçın galibi olmuştur beşiktaş. hem kupayı alıp hem de fenerbahçe'nin kupa özlemini gelecek nesillere aktarmıştır. özellikle dün fenerbahçe maçından çok bünyamin gezer üzerine yapılan yorumları görmek şerefli bir beşiktaş taraftarı olarak beni yüceltmiştir. farklı galip geldiğimiz bir maçtan sonra bile "haksızlıkları" konuşabilmeliyiz. "nasıl olsa yendik" anlayışıyla, yapılan aleni haksızlıkları görmezden gelmeyen beşiktaş taraftarına teşekkürlerimi sunarım.

    nice 26 senelere, inşallah hep birlikte !
    4 ...
  42. 292.
  43. maçın en komik anı, beşiktaşlı yusuf'un alkışlarla oyundan çıktığını anlatma çabasındaki spikerin sözleriydi;
    sevgili seyirciler, yusuf yusuf sesleriyle kenara alınıyor yusuf.
    2 ...
  44. 293.
  45. maçın ikinci komik anı, arkadaşlarıyla omuz omuza zıplayarak maç sevinci yaşayan rüştünün, ayağı sakat olması sebebiylen halay çekiyor gibi görünmesiydi. oy oy.
    2 ...
  46. 294.
  47. maçın en komik anları ise 90. dakikada gerçekleşmiştir.

    fenerbahçe penaltı atacakken beşiktaş tribünlerinden gelen "fener gol, gol, gol" ardından penaltı atışı sırasında elleri kaldırıp "ooooooooo" çekip, gol olunca da "gooooool" dedikten sonra "3, 3, 3" şeklinde gelen tezahüratlardır.

    ha bir de kupa seromonisinde "fener'e kupa'nın sapını verin" ve "fener buraya, fener buraya" tezahüratları da dikkate değerdir. *
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük