askerin sırf yukarıdan geldi diye emir; doğu da hiç bir pkk yapılanmasına ses çıkarmadığı,
art arda patlamalara rağmen hiç bir zaman yas ilan etmeyen bir hükümetin bulunduğu,
olağanüstü hal acaba hangi durumlarda ilan ediliyor derdirten,
polis ve askerin daha kendisini koruyamadığı,
halkın %65 nin tam anlamıyla zeka geriliği nedeniyle hiç birşeyi algılamayamadığı,
bir ülkede, hak ettik dedirten bir görüntüdür.
zeki insanların oy vererek seçtiği zeki yöneticilerin yönettiği ülkelerde böyle durumlarda;
sistem ve yönetici eleştirisi yapılır, akabinde reformlar yapılır.
Her gün geçtiğim, Ankara ya yolu düşen herkesin mutlaka geçtiği cadde.
Mesela ışıklarda beklemistim sevgilimi.
Metroya yetişeyim diye koşturduğum kaldırım da orada.
Güven parka gitmeden once abur cubur aldığım market hemen kıyıda.
Her gittiğimde şikayet ettiğim trafiğinden bıktığım yer.
Bir telefon geliyor patlama olmuş, büyükmüş... gerisi yok. Hatırlamıyorum.
Aklıma gelen herkesi arıyorum dualar ederek nefes aldıklarını bileyim yeter.
Şükrederken utanıyorum, yüzüm kızarıyor.
Korkuyorum.
Yarım saate gelirim demekten.
Yarım saat sonra gelecek demekten.
Yarınlara plan yapmaktan korkuyorum.
Hani diyorum ki ölüm işte hep kapımızda.
Ama böylesi olur mu?
Bu zalimlik
Bu ihanet
Başka sözcük yok bende, bu kadar.
iyi değilim dibine kadar iyi değilim.
Başımız sağ olsun.
Bitsin artık. Başımız sağ olsun.
Sevdiklerimiz sağ olsun.
Yeter.
unutulmaması gereken olaydır. zamanı geldiğinde çoğu olay gibi bu olayın da hukuk ve adalet yoluyla yüce divanda hesabı sorulacak çünkü. şimdi insanlar çıkıp tek yürek olarak bu gibi olayları protesto edemiyorsa bilin ki haklı oldukları korkuları yüzündendir. yarın bir gün protesto yaptıkları yerde de bir bomba patlama ihtimali her daim olduğu içindir.
unutursak kalbimiz kurusun. bir bir yazıyoruz bunları kenara türkiye olarak, haberiniz olsun asıl sorumlular.
23 yaşındayım. Ankara'da doğup büyüdüm. Bu şehir için gri şehir derler, Ankara'dan yolu nadir geçenler.
Evet bu şehir gri bir şehirdir. Ama yuvanız olduğunda daha farklı görürsünüz burayı. Burada deniz yoktur. Deniz olmadığı için sinemaya, tiyatroya, cafelere gidersin. Arkadaşların olur, ailen olur yanında gezersin her yerde. Ne istanbul gibi karışıktır sokakları ne de denizi vardır. Hemen her gün yolun düşer Kızılay'a. Üniversite'de Öğrencisindir, çalışan, memur, simitçi. Hayallerle mutlulukla gelirsin Kızılay'a. Ankara'nın kalbidir Kızılay. Yolun illaki düşer. Bu patlama bu şehrin o insanlarına yapılabilecek en büyük kötülüktür. O güzelim insanlar seni de sever bağrına basarlardı . Neden aldın hayatlarını ellerinden? Ne istedin küçücük yaştaki Çocuklardan, hayallerle bu Şehre gelen üniversite öğrencisinden ? Ne istedin evine ekmek götüren taksicisinden, otobüs şoföründen?
Dilerim gittiğin cehenneme direk olursun, en ağır hesaplardan geçer, O ölen insanların kanlarında boğulursun. Öbür Dünya'da hepimizin yakana yapışacağını da bil. Biz tükendik ama sen de tüken. Dilerim ki en ağır acıları sen de yaşarsın.
Daha fazla da bi şey demeyeceğim .
Intikam ve hesaplaşma günü geldiğinde kaçacak delik arasan da bulamazsın inşallah!
24 saati doldurup milli görevimizi tamamladığımıza göre tekrar dizilerimize dönebiliriz, 1 hafta sonra başka bir yerde bir tane daha patlatırlarsa yine bi 15 20 saat üzülür twitter'da facebook'ta ''benim acım daha çok beğeni aldı yarışı'' yaparız! Ah Aziz Nesin.
Birileri başkanlık istiyor ulan daha ülkene sahip çıkamıyorsun insan ne desek boş 95 yıllık enkazı kaldırdık diyorlar 95 yıllık enkaza kurban olurum ben.
Bir Ortadoğu ülkesine dönüştüğümüzün yeni bir göstergesidir.
Hakan fidan,ahmet davutova ve necdet özel üçlüsünün seslerinin olduğu kayıtta herkes hakan fidan denen artistin ne dediğini duydu. Bu çok nettir. ''Ordan süleyman şahı bombalatırız, iki adam gonderip bu tarafa füze artırırız savaşa gireriz" diyordu. Bu o.j ler hala gorevdeyken bu bombayı devlet patlattı diyenlere deli muamelesi yapıyor. Biz deli değiliz ama siz sağırsınız. Bunu düşünen bu bombaları da patlatır. Yarın bir gün savaşa girdiklerinde millet bu kararı sindirsin diye yapıyorlar. Bolca sözleşmeli er alıyorlar, savaşa hazırlanıyoruz. Bütün bu pislikler yıllar sonra ortaya çıkar, o gün bunları savunanlar devletin bekası deyip geçecekler.
internetten haber alıp TV yi açıyorsun. Ankara'nın orta yerinde patlama olmuş. ilk bildirim yaralılar var diye geliyor. yolun ortasında enkaza dönmüş otobüs var ama ölen yok. Ca nlı yayın yok. sonra tüm haberler reklama giriyor. Reklam bitiyor yayın yasağı geliyor. Sonra yarışma programları yayımlanmıyor. Internet yavaşlıyor. içişleri Bakanı terörü lanetliyor, gazeteci terörle yaşamaya alışın diyor, Cumhurbaşkanı endişe etmeyin diyor.
Paralel bir evrende, çok büyük bir patlama olduğu duyulunca hayat duruyor. Herkes haber alacağı kaynaklara odaklı, güvenlik önlemleri alınırken insanların yakınlarına ulaşması ve olay yerinden bilgi alması için web sitelerinden güvenlik kameralarına, çeşitli iletişim araçları devreye alınıyor. Herkes pür dikkat haberlerdeyken içişleri Bakanı çıkıp bu olayda ihmallerin araştırılacağı ama hiç yaşanmaması gerektiğini söyleyip istifa ediyor. Gazeteci çıkıp bir olmayı, barış içinde yaşarsak terörün asla kendine yaşam alanı bulamayacağını, yok etmek için elinden geleni yapacağını söylüyor. Cumhurbaşkanı değerlerimizi bize hatırlatıyor.
Birsey diyeyim mi? Artılayın, eksileyin ama bilin ki 2. Paragrafı yazarken bile insanın gönlü hafifliyor. Biz niye bu kadar ağırlığı taşımak ve yutkunup içimize atmak zorundayız?
2 hemserim oldu patlamada.biri yakin bir arkadasimin akrabasi kuzeni veya yegeni,elim varmiyor telefonla arayip olen neyin oluyordu diye sormaya.allah rahmet eylesin tum.olen vatandaslarimiza.
son 1 aylık süreçte ankara'da yaşanan ikinci terör saldırısıdır ve ne yazık ki bu son olmayacak gibi. ben de burdan hareketle bir sonraki saldırının olası yerini tahmin etmek istiyorum ki en azından tedbirimizi mümkün olduğunca alabilelim. terör gibi bir belanın ortasında yaşıyoruz çünkü.
bundan 1 ay önceki patlama merasim sokakta gerçekleşti.
- patlama askeri bölgenin tam ortasında askeri servislere karşı yapıldı.
- ilk hedef ülkemizin güvenlik güçleri idi.
- patlamanın saati 18.30 civarlarındaydı.
- bomba yüklü araç otobüslerin arasında patlatıldı.
dün akşam olan patlama ise kızılay'da yaşandı.
- saldırının olduğu yer bolca çevik kuvvetin bulunduğu adeta açık hava karakolu olan güvenpark.
- yine ilk hedef güvenlik güçleri.
- patlamanın saati ve yöntemi yine merasim sokak ile aynı.
- merasim sokak patlamasına çok da uzak olmayan bir yerde yaşandı ayrıca.
burdan hareketle vardığım sonuç ilk hedefin askeri bölgeler ve polisler olduğu. ayrıca patlamaların zamanlaması da belli bir plan dahilinde ayarlanmış bana kalırsa. merasim sokakta başlayan bu katliam kızılay'a doğru inmiş üstelik 1 ay sonra. eğer bu sıra ile devam ederse yine yaklaşık 1 ay sonra sıhhıye yönüne doğru olan herhangi bir hat üzerinde patlama yaşanabilir. aklıma gelen ilk yer sıhhıye orduevi. güvenpark'tan sonraki en önemli askeri bölge orası çünkü.
bir sonraki saldırının yüksek ihtimalle sıhhıye orduevi civarında olacağı sonucuna vardım evet çünkü bunun sebebi tamamen ilk iki saldırının olduğu saatler ve lokasyonlar ancak şöyle de bir durum var eğer bu saldırıları planlayanlar merasim sokaktan başlayarak aşağı doğru inmeyi planlamışsa bu öngörüm kuvvetleniyor ancak tam tersi bir durum da oluşabilir.
ama öyle ya da böyle atatürk bulvarı ve inönü bulvarı önümüzdeki 2 hafta içinde riskli, önümüzdeki 1 ay içinde çok riskli... özellikle akşam saatlerinde.
sevgili ankaralılardan ricam;
kızılay gibi kalabalık duraklarda mümkünse otobüs beklemeyin. otobüs kızılay'dan geçip demirtepe'ye ilerliyor diyelim, binin ankaray'a demirtepe'ye gidin orda bekleyin otobüsü en azından bu süreçte.
her gün okula gitmek için beklediği duraktan geçerken, her gün güvenpark'tan meşrutiyet'e geçmek için onlarca çiçekçi amcanın çiçeklerine bakarak geçtiği yoldan yürürken, otobüse yetişmek için durağa koşarken, hayatının ne önemli sınavı olduğunu düşündüğü sınavdan çıktıktan sonra annesine geliyorum diye haber verirken, sevgilisine çok sevdiğini söylerken, sadece ölümle ve öldürmekle çözüme ulaşabileceğini düşünen bir grup zihniyetin kurbanı olacağını bilmeyen masum insanları bizden alan patlama... utanıyorum artık iyi misiniz diye yakınlarımı, dostlarımı aramaktan. aylardır ardı ardına yaşanan patlamalarda tesadüfen orada olmadıkları için ve hala yaşadıkları için iyi değiller, iyi değiliz. şu an başka bir şehirde yaşadığım ve hala nefes aldığım için iyi değilim. ah ankara'm...benim güzel ankara'm...sen iyi değilsin, ben iyi değilim, bizler iyi değiliz...
sanıyorum istihbaratın elinde birkaç eşkal ve bazı plakalar var.
son birkaç gündür meclis kavşağı, merasim sokak civarında trafik yavaşlatılıp tek tek araç kullananların yüzlerine ve araçların plakalarına bakıyorlar.
benim anlamadığım şey trafiği bu kadar sıkıştırdıktan sonra, hem de meclisin ve genelkurmayın arasında bu eşkale ulaşırlarsa ne yapacaklar?
adam zaten ulaşabileceği en kilit noktaya bomba yüklü araçla ulaşmış olacak, trafikse kilit durumda polisin bu yaptırımı yüzünden.
yani olur da orada bir bomba patlatılırsa can kaybı maksimum düzeye ulaşacak.
neden bahçelievler girişi, milli kütüphane ve dikmen yokuşu gibi buranın bağlantı noktaları olan yerlerde yapmıyorlar kontrolü anlayamadım.
ilk kez telefonuma acil aranacaklar listesi yapacağım.
yollarda tedirgin yürüyüp tek başıma dışarıya çıkmaya korkacağım, ölüm korkusu bu. okul okumak için gittik güzel yurdumun başkentine, belki de bizi de orada bulacak ölüm kim bilir.
bir tane bile tanıdık yok ankarada arkadaş da yok,
Hala kimsenin istifayı geç özür bile dilemediği acı patlamadır. Bir kişi ya, iktidarda olan bir kişi çıkıp " özür dileriz, bunca can gitti ve biz bi sik yapamadık" diyemiyor mu?