sınavlarda grammar'ı tam yaparken günlük hayatta iki kelimeyi yan yana getiremeyen öğrenci yetiştiyor. hep tek yönlü yaklaşımdan kaynaklanıyor bunlar hep.
12 senede neyi öğreyebiliyor fa Ingilizce'yi öğretsin diye de düşündürtmesi gereken eğitimdir.
Doğumdan itibaren maruz kaldığımız anadilimizde bile hatalar yapıyoruz, daha okuduğumuzu anlamıyoruz güzel kardeşlerim.
Tarih, coğrafya, matematik, fizik vs...
Hiçbirini öğretemiyoruz ki. Bunu tek derse indirgemek yanlış olur. Her dersin sistematiği farklı iken hepsini aynı şekilde öğretmeye çalışmak zaten başlı başına bir problemdir. Fen dersleri için mesela laboratuvarlardan çıkmamak gerekir. Dil için ise sürekli o dile maruz bırakmak ve günlük kullanım alanı geliştirmek gerekir. Tarihin ezberci sistemden çıkarılıp belgesellerle desteklenmesi gerekir falan işte.
Kendinizden hatırlayın ya, çocuklar derslerde inanılmaz sıkılıyorlar çünkü motive edici hiçbir şey yok derslerde.
Bu ülkede herhangi bir dil öğrenen kişi kesinlikle ve kesinlikle kendi çabasıyla öğrenmiştir. Ya bir dil okuluna gitmiştir, ya yurt dışına çıkmıştır, ya sürekli turistik yerlerde bulunmuştur veya dizi, film, internet vasıtasıyla kendini o dile yakın tutmuştur.
Bu sistem ile devam edersek biz hiçbir şey öğretememeye de devam ederiz.
Eğitimciliğin e'sinden anlamayan bakanların her değişişinde yeni bir sistemi tak diye getirip iki seneye kalmadan değiştirmesi ile biz bir halt edemeyiz.
Sahi bir dört arti dört arti dört vardı ne oldu ona?
ulan 12 senede kendi tarihini anlatamayan bir eğitimin 12 senede ingilizceyi öğretememesi çok mu anormal?
eğitim, ilk once kendini eğiterek evrimleşebilir.
Bırakın ingilizceyi, 12 yılda doğru dürüst Türkçe bile öğretemeyen sistemdir (matematik, sosyal bilimler, fen bilimleri vs.'yi saymıyorum bile). Bu durum ne yazık ki sözlük yazarlarından bile belli oluyor. Şey kelimesinin her koşulda ayrı yazıldığını bilmeyen, birçok kelimesini bitişik yazmayan, sert sessizlerin benzeşmesinden, yumuşamasından habersiz o kadar çok kişi var ki. (Ayrı yazılması gereken ki ve de'ler de cabası.)
Haydi dil bilgisi kurallarını geçtim, gün içerisinde kullandığı kelime sayısı iki yüzü bile bulmayan ve 12 senelik eğitimin yanında aslında anadili olduğu için dahi, daha düzgün kullanılması gerekli olan Türkçeyi bile doğru düzgün kullanamayan çok sayıda kişi var.
15 sene ingilizce eğitimi almış ve uzmanlığı ingilizce olan birisi olarak söylüyorum: böyle sistemin amk. Yurt dışına ilk çıktığım dönemde lise mezunu bebelerin bile bizim üniversite öğrencilerinden daha iyi ingilizce konuştuğunu gördüğümde memlekete bi ton da küfür etmemi sağlamıştır. Hayır bu gördüğüm çocukların branşı ingilizce bile değildi. Ana dilleri gibi olmasa da, gayet oturup sohbet edecek kadar ingilizce konuşabiliyordu çoğu. Tekrar ediyorum: böyle sistemin amk
Her sene öğrencinin hiç bir şey bilmediğini varsayıp sıfırdan başlayarak sonunu getiremediği sistemdir. üniversiteye başladığım da artık ingizlicemi üst seviyeye taşırım umuduyla ingilizce dersinden muaf olmamıştım. Gel gör ki yine Meyveler sebzeler eşyalar öğretilip ilkokullu muamelesi Yapıldı. O yüzden Üniversiteden de medet ummayın. aslında basit olan bu dili kurslar 3 ayda yalayıp yutturuyor. Bizim eğitim sistemimiz resmen hobi olsun diye koymuş ingilizceyi.
12 senede öğrendiğim ingilizceden fazlasını 12 sezonluk how ı met yoru mother'dan öğrendim amk. şaka lan Anadolu lisesinden gayet öğrendim. zaten hevesli idim.
demek ki grammer değil konuşma dili öğretilmeli.
ulan cem yılmaz stand up'ında bile anlattı. kasıyoruz en düzgün konuşmak için diyor. ulan insanın genel yapısı değil ki o sistemin genel yapısı amk. özne yüklem tümleç sıralama zorunluluğu. uygun zamanı seçme zorunluluğu. zorunluluğu değil de zorunlu hissetme.
ha öğrenci de mal olabilir. tek bir parça değil ki bu bir parça sorumlu olsun.
başarılı bir ingilizce dersi sadece ingilizce öğretmez aynı zamanda ingilizceyi sevdirir ve dersler haricinde kendinizi nasıl geliştireceğinizi de öğretir. Bizim sorunumuz ingilizceyi bir dil değilde herhangi bir dersmiş gibi öğretiyor olmamızdır.
kaliteli ingilizce ve dil eğitimcileri yok bu ülkede olanlarda zaten seçkin üniversitelerde ve türkiyenin en iyi 10 lisesinde . ingilizce müfredatı da daha çok konuşmadan anlamadan çok grammar düzeyinde buda öğrencilerin derse olan ilgisini çekmez aksine ingilizceden soğumalarına sebep olur ki bende onlardan biriyim . grammar ikinci planda kalmalı ve telaffuz olarak anlaşılması daha kolay olan amerikan ingilizcesi esas alınmalı zaten kimse sizden ingiliz gibi konuşmanızı beklemiyor. omeglede ne kadar yabancı hatun tanıdıysam vietnamdan ispanyaya kadar dehşet derecede ingilizce konuşuyorlar biz ise yeri geliyo google translate ye talim ediyoruz .hatta alfabeleri farklı olan yunanlılar bile türklerden daha iyi ingilizce bilior ve yazıyor . velhasıl berbat bir eğitim sistemimiz var . akıllı bilgili vatansever ve yurtsever öğrenciler yetiştirmek yerine bize okulda öğretilenler yanlış yeeaaw deyip tarihi kadir mısıroğlu gibi meçzuplardan öğrenen kafası sorgulamaya aciz dindar bir gençlik yetiştirmek isteyen bir hükümet varken değil 12 senede 20 sene okul sıralarında süründür insanları gene bi cacık olmaz .
12 senede ingilizce öğrenemeyen öğrenciyle muhteşem bir ikili oluşturan eğitimdir.
her şeyi de devletten beklemeyin amk, sen kaç kere bir ingilizce cümle kurmaya yeltendin, kaç kere duyduğun bi kelimeyi acaba bu neymiş lan deyip araştırdın?
yok okul sizin beyninize usb 2.0 bağlayıp bilgileri aktaracak, istediğiniz bu amk.
Her ne kadar almanca, türkçe veya fransızcaya göre kolay olsa da 800 bin ile 1 milyon kelimeden oluşan bir dilden bahsediyoruz. Her kelimenin bağlamına göre kullanımı var. Esas sorun burada çıkıyor. Herkes önemli için her yerde "important" der. Ama significant vardır critical vardır noteworthy vardır fakat bütün bunların kullanım bağlamları farklıdır. Bunları anlamak için o dilde konuşup o dilde düşünmeyi hissetmeyi öğrenmek lazım.
Bunu da 12 senelik örgün eğitimde vermek çok zordur. Grameri herkes kolayca öğrenirken iş kompozisyon yazmaya, konuşmaya gelince çuvallar. Niye? Dil ancak pratikle gelişir. Biz okumayı yazmayı 7 veya 6 yaşında öğreniyoruz ama Türkçe konuşmayı iki üç yaşında söküyoruz. Yani dili geliştirmeniz ilk önce konuşmakla başlar. Türkiye gibi bir ülkede ingilizceyi konuşarak nasıl geliştirebilirsiniz? Çok zor. Okuduğunuz yazdığınız her şey Türkçe. Nasıl ingilizce okuyup yazabilirsiniz? Yine çok zor.
iş kişinin kendisinde bitiyor burada. Elbette eğitim sisteminde de bozukluklar var ama bir faktör de Türkçe ingilizce dil yapılarının birbirine ters olması. Türkçe bükümlü eklemeli bir dil ingilizce ise daha düz.
Bakın çeviri programları ingilizce Fransızca Almanca arasında çeviri yaparken %90'lara yakın bir başarı oranı yakalıyorlar, iş Türkçe çeviriye geldi mi sıçıp sıvıyorlar. Böylesine ters yapıların bir anda öğrenilmesi de kolay değil.
ingilizce'yi matematik formülleri gibi ezberletmeye çalışan sistemin ortaya çıkardığı üründür. birçok hoca x+y=z mantığında ingilizce öğretmeye çalışıyor öğrencilerine. sorun buradan kaynaklanıyor.