gramerle öğrencinin gözünü korkutan eğitimdir. ulan ben Türkçede özne, yüklem, nesneyi görünce korkardım, ingilizceden korkmamak ne mümkün. önce alıştıracaksın öğrenciyi. öğretmen öğrenciyle ingilizce konuşamalı fakat anlamını kelime kelime açıklamalı. bakın çocuklar bu kelime bu anlama gelir. bu çekimi kullandık çünkü bundan dolayı diye. konu konu bölünüyor fakat öğrendiklerini hiçbir zaman aynı anda test etme şansı olmuyor öğrencinin. pc yazılımı muamelesi yapılıyor öğrencinin hafızasına.
burada eğitimi çok fazla suçlamamak da lazım. eğer
öğrenmemek için direnirse öğrenci,
hiçbir sistem değil 12, 22 senede
de öğretemez her hangi yabancı bir
dili.
bunu öğrenebilmek için çok istemek lazım.
Çünkü her yıl gramer konuları sıfırdan anlatılır. Hiç pratik yapamaz öğrenci. Oysa 6 ay yurt dışında work and travel gibi etkinliklere katılsa bence bu iş olur. Tabi ki öğrenci bunu sevmesi lazım onlor torkço oğronsonlor bon nodon ongolozco ogronoyorom diye bir düşünce algısı var bizim millette daha bununla devam ederlerse afedersiniz ama bir sikim olmaz .
Her yıl temmuzda almanya'dan gelen türk bir arkadaşım var. ilk tanıştığımız yıl ben 14 yaşındayım o 16. Lise çağındaydı yani. O yıl, Bir akşam bizim terasta oturuyoruz. Sırp bir erkek arkadaşı vardı, onunla mesajlaşıyordu. Çok hoşuna giden bir mesajı bana göstermek istedi. Çocuk çat pat almanca konuştuğundan ötürü Ortak dilleri tabii ki ingilizceydi. ben de o zamanlar a2 falanım. O da ingilizce şarkı söyleyebiliyor olduğumdan ingilizce bildiğimi düşündü herhâlde. Ben mesaja aval aval bakınca kızcağız çok şaşırdı tabi. 4 yıl çok ciddi bir süre nasıl olur falan yaptı. biz liseye ingilizceye hakim bir şekilde başlıyoruz, her lisede de 2 dil zorunlu dedi.
Diyemedim ki biz 15 yaşına kadar çarpım tablosunu anca ezberliyoruz, oralara gelmemize daha 100 yıl falan var.
Öğrenci ile alakası da vardır. Öğrenci o yaşta bişeler alma kalitesine sahip olsaydı ona göre eğitenler olurdu. Suçlu sistem olabilir ama tamamen suçlu değil. Türkiye insanı ameleliği sever rahatı değil. Ailesinden çocuğa kalıtsallıkla bulaşan bir şey tembellik, amele olma hissi ve rahat yaşam dururken zar zor yetirme hissi.
Kimse kusura bakmasın. Ders çalıştınız başarılı oldunuz da başarınızı elinizden mi aldılar. Bu da şeytan misali. Günahı işle suçu şeytana at.
kelime öğretmek yerine gramer öğretmeye kalkarsan öncelik olarak tabiki kilitlenir sistem. Türkçe gibi değil ki en başta burada patlıyor. yüklemi ortada olan bir dil öğreniyorsun. önce kelimeleri öğren sonra tense'leri ve grameri öğretirsin.
bir nedeni de ödül ceza ilişkisinin dil konusunda işe yaramamasıdır. öğrenci 12 senelik eğitimini üniversite sınavlarını kazanmak için aldığı algısına sahipken öğretilen dilin ösys de sorulmaması elbette dile bir değersizlik yükler.
gidin avrupa ülkesine, özellikle kuzeydekilere. herkes anadili gibi ingilizce konuşur. biz de yıllarca okulda öğrenilen ingilizce "are you cola?"seviyesinde kalır.
Arkadaslar ben 10 yıl özel okullarda okudum, haftada 8 saat ingilizce boru degil amk. Yurt dışında 3 haftalık bir kursta öğrendiğim kadar okulda öğrenmemişimdir.
12 sene de "Simple Present Tense (Geniş Zaman)" ı öğretemeyen sistem. 3 tekil şahıs haricinde (he, she, it= yani o) fillerin mastar(infinitive) şeklinde kullanıldığı bir dili nasıl öğretemezler aklım almıyor. öğrenciye deseler ki (l, you) nun yanına sözlükte bulduğun filleri koy konuşursun. bunu dahi diyemeyen sistem.
örnek;
l go : giderim
you go : gidersin
...........
l read :okurum
you read :okursun ..... bu kadar basit bir dili nasil ögretemezler aklım almıyor.....
sanki okula giden liseli tayfanın ders çalışmaktan öğrenmek istemekten haberi varda ingilizce öğrenecek. bıraksan hiçbiri okula gitmez alayı aile zoruyla gidiyor okula bırak ingilizceyi konuşmayı bilmiyor birçoğu deve gibi ağzını yaya yaya konuşuyorlar.