sırf seyfi oktay- deniz baykal ikilisinin tülay kantarcı ismindeki anayasa mahkemesi üyesi ile oy pazarlığı yaptığının belgelenmesi bile referanduma evet demek için yeterlidir.
içeriği açıklanmayan erdoğan-genelkurmay görüşmesinden bu denli rahatsızlık duyanlardan hiçbirisi yukarda bahsettiğim oy pazarlığı görüşmesinin açıklanmamasından rahatsızlık duymamaktadır. kaldı ki bu oy pazarlığı %100 illegal birşeydir , hukuğu çiğnemektir , satılık olmaktır.
bunun için de evet verilebilir.
sonucu ne çıkarsa çıksın hayatımızda çok fazla bir değişiklik olmayacaktır. konu tamamen yüksek yargı'nın yürütmenin emrine girmesi sonucu olabilecek gelişmeler üzerinden tartışılıyor. yüksek yargının cumhurbaşkanı tarafından şekillendirilmesi demek kesin taraflı olacağı anlamına mı geliyor? kaldı ki şu anki sistemde de anayasa mahkemesi'nin yapısı cumhurbaşkanınca, sayıştay meclis ağırlığı ile şekilleniyor. 2011 de yeni cumhurbaşkanı seçilecek. yeni seçilen kişinin de bu görüşte biri olmasının garantisi var mı? anap'ın esip gürlediği bir dönemde nurettin sözen'e yüzde 40 oy veren bu halk değil mi?
sonuç itibariyle kim tarafından atanırsa atansın oraya seçilecek kişi bir hukukçudur. bir çilingir kilitli kapımızı açtıktan sonra, parasını verip gönderiyoruz ve yatıp uyuyoruz. çilingir'e güvendiğimiz kadar yüksek yargıdaki hakimlere güvenilmemesi ne garip şey.
"anayasa referandumu halkın sorununu çözmüyor", "fındığa kayısıya çare mi olacak" diye soran muhalefete karşı cevap veren başbakan'a şunu hatırlatmak gerekiyor.
madem "anayasa bu ya ne alakası var" diyorsun, ülkenin bugünkü halini sadece bu anayasaya nasıl bağlayabiliyorsun?
koskoca anayasanın zaten en önemli maddelerinden 80 tanesi değişmiş, ve 8 yıldır iktidardasın, kuşa çevirdiğin anayasayı mı beğenmiyorsun?
bu anayasa kabul edilince faili meçhuller bitecek öyle mi? sivas katliamı sanıklarını koruyanların avukatlığını yapanların hazırladığı anayasayı kabul edince, katliamlar bitecek öyle mi?
komik olmayın. insanları kandırmayı bırakın artık.
şekil ve uygulanış bakımından nedense kimsenin dikkat etmediği referandum. maddeler neden tek tek değil de bütün olarak oylanıyor buna neden dikkat çekmiyor kimse. ayrıca bu evet oyu vereceklerin içine siniyor mu böyle bir dayatma ? bir tane sevdiğim madde bir tane sevmediğim madde. ne oy vereceğim ben şimdi ? akla mantığa yatkın mı ? dünyanın neresinde böyle bir uygulama var ? ak parti'nin millet ile taşşak geçtiğini kimse görüyor mu ? toplumun genel hassasiyetini bilip de hem toplumun kabulleneceği hem de kabullenemeyeceği maddeleri koyup toplumu kırdırmak, birbirine düşürmek istediği açık değil mi ? kurnaz mı sanıyorlar bunlar kendilerini ?
maddeleri tek tek oylat kardeşim kim neye oy vermek istiyorsa versin !
halk iradesi demeyi biliyorsun sürekli ! ben halk olarak tek tek oylanmasını istiyorum maddelerin !! neden kimse siklemiyor bu halk iradesini ???
bazıları da hala saf saf "evet" oyu vermekten bahsediyor ! sırf bu referandumun uygulanış şeklinden dolayı tepki göstermeniz lazım sizin.
aynı anayasa değişikliğini diyelim ki chp yaptı ;
maddenin bir tanesine dedi ki türban serbest heryerde giyilebilecek. diğerinde de dedi ki asgari ücret 100 tl olacak. emeklilik yaşı 85 olacak. sen çıkıp isyan etmez misin türban konusunda samimiysen tek tek oylat maddeleri diye ? aynı şeyi ak parti yapmıyor mu ? niye bunların oyununa geliyorsunuz ?
içinde hem iyi hem kötü maddeler içermeyen , sadece iyi ve yararlı maddeler içeren.
yani
-türban serbest heryerde giyilebilecek
-asgari ücret 100 tl olacak
tezat maddelerden oluşan anayasa değişikliğinin oylanacağı referandumdur.
tülay kantarcı gibi oyunu satan üye istemiyorum ben orda kusura bakmasında kimse...
yorumsuzdur. buyrun bakalım, o darbelere karşı olan başbakanınızın neden eskiden idamlara izin verdiğini, şimdi ise neden birden karşı olduğunu oturup araştırın. sizce konu gerçekten darbe mi?
akp'yi çok demokrasi aşığı zannedenlerin evet diyeceği tırı vırı.
demokrasinin herkes tarafından kendi menfaatlerince ırzına geçildiği bir ülkede görmek istediğimiz olay, aslolan demokratlık ve cesaret isteyen yegâne şey iki ayağı birden çukurda olan insanları yargılamak değildir. bunun kimseye bir hayrı olmaz, çünkü kafalar değişmedikçe bir gün gelir gene darbeler olur, işkenceler olur, olur da olur sizin anlayacağınız.
kimse sormuyor merkez sağdan bir parti'nin neden geçmişte can düşmanı oldukları insanlara şimdi şiirlerle, şarkılarla sahip çıkma çabasını.
tayyip erdoğan ve kurmaylarının bir menfaat gözetmeden solculara sahip çıkması nedir ki? neden yani, bayram değil seyran değilken eniştenin bu öpücük aşkı?
hayatı boyunca sol görüşle işi olmayan bir insanın vicdanı şimdi mi sızlamış o insanlar için.
buna inanmak için bir bebek kadar masum olmak gerekir.
özetle;
samimi bulmuyorum, bulanları ve kananları anlamıyorum. bu kadar iyi demokratlarsa dokunulmazlık gibi bir antidemokrasi örneğinin de kaldırılması için bir referandum yapsınlar.
halep ordaysa arşın burda, hangi parti olursa olsun teklifini versin, bunun da referandumunu yapalım.
adalet, eşitlik, dürüstlük için bunu başarsınlar, helal olsun o zaman bu parlamentoya.
ama bu şekilde, yok arkadaşım yemezler. kusura bakmayacaksın. birbirimizi kandırmayalım.
laikçi hırsızlar ile dinci hırsızların son maçı. kazanan galip. evet çıkarsa, 2B yasası onaylanıp halktan gelen para yandaş holdinglere dağıtılacak. hayır çıkarsa öteki taraf yeni bir 28 şubat hazırlığı yapacak, batık bankalar örneğinde olduğu gibi türkiye'yi kendi yandaşlarına yağmalatacak.
yarısından çoğu, yoksulluk sınırının altında olan halkımız karar verecek, bundan sonra kendisini kimin soyacağına. her şeye rağmen oylamada oy kullanmak en doğrusu. belki ben yanılıyorumdur belli mi olur?
bu referandumda, sandık başına gidecek vatandaşın elini kolunu boyamadan önce, "değişen anayasa maddelerini okudunuz mu" diye sorsalar, seçmenin binde kaçı "evet" der çok merak ediyorum. seçmene "anayasa'nın kaç maddesi değişiyor" diye soran sandık kurulu dayaktan zor kurtulur, buna eminim. matbaadan çıkmış ciltli cismini gören vatandaşın sayısını tahmin etmeye çalışmak; yuttuğu ilacın prospektüsünü okumayan bir milletten, açıp anayasa okumasını beklemek ayıp olur.
referandumda oylanacak değişiklik pakedinde yer alan maddelerin eksi ve yeni hâlini bulmak kolay değil. merak edenler zahmet etmesin diye adresi veriyorum: değişen maddeler
başbakan'ın meydanlarda bağıra bağıra "milletin anayasası" dediği bu 26 maddeden taş çatlasın 5 adedi, "sokaktaki vatandaşı" ilgilendiriyor. başbakan'ın "darbecilerden hesap soracağız" vaadinde kastettiği darbeciler de, genç nüfusa sahip türkiye'nin seçmeni için fazla bir şey ifade etmeyecektir. kenan evren, seçmenin yarısı için pantolon askısı takan ressamdır. 12 eylül 1980 askerî darbesi, mercidabık ve ridaniye savaşlarından farksızdır. her ikisi de bu nesil için yaşanmamıştır; biraz tarihten bolca rivayetten ibarettir.
özet geçmek gerekirse, bu referandum, "tayyip erdoğan'ı seviyor muyuz" anketidir.
başka bir şey değil.
son 1 hafta içinde yaşanan gelişmelerden sonra "evet" oylarının önemli şekilde arttığını düşündüğüm referandumdur. bazı kesimlerde ciddi akıl tutulması yaşandığı kanısındayım.
şu an itibarıyla 27 nisan e-muhtırası sonrası gibi bir konjonktür oluştu. ama hala akıntıya karşı kürek çekmeye çalışanları gözlemliyoruz. bindikleri dalı kesiyorlar.
akp'nin iktidar olması için seçim propagandası vs. yapmasına hiç gerek yok. zira içi dolu muhalefet yapamayan bir muhalefet var karşısında.
akp'nin teklif metnindeki 149. madde:
yüce divan kararlarına karşı yüce divan kararlarına yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. genel kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir.
bilmem anlatabildim mi ?
bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak yargıdaki değişiklikleri içeren maddeleri bendeniz bizzat inceledim, ve şu kararı verdim; "hayır".
ilk olarak anayasa mahkemesini ilgilendiren değişiklik teklifini inceleyelim.
akp'nin teklif metninde "anayasa mahkemesi üyelerini iki kişi seçecek" denilmekte. peki kimdir bu iki kişi ?
iyi tahmin ettiniz, abdullah gül ve saz arkadaşı recep tayyip erdoğan.
olur da bir gün yüce divan yolundan geçersek, bizi yargılayacak mahkemenin tüm üyelerini biz seçersek bu çileden kurtuluruz düşüncesi var.
ayrıca toplu iş sözleşmesi yasasındaki değişikliğe de dikkat ettim, özellikle memurları aşırı ilgilendiren bir madde.
diyelim ki memurlar grev yapıyorlar ve devlet ile uzlaşamıyorlar, akp'nin teklifi diyor ki "uyuşmazlık çıkması halinde taraflar kamu görevlileri hakem kuruluna başvurabilir".
peki bu hakem kurulu nedir ?
tabi ki akp'nin kurmaylarından oluşan bürokrat kesimi.
bu kamu kurulu ne derse grev yapan memurlar ona uymak zorunda.
şimdi diyeceksiniz ki "olur mu canım, memurlar hakem kurulunun kararına uymak zorunda değiller ki. itiraz ederler ?"
işte işin en acı noktası burası, memurlar hakem kurulunun verdikleri karara itiraz etme gibi bir başvuruda bulunamıyor.
referandumun yapılacağı duyurulduğundan beri her gün herkesin tartıştığı, ayrı düştüğü ve yeni sorunları ortaya çıkarttığı sorundur. herkesin herkese kendi görüşünü empoze etmeye çalıştığı da yadsınamaz bir gerçektir.
ayrıca bu referandum, referandum olmaktan çıkmış akp-chp (iktidar-muhalefet) rant savaşına dönüşmüştür. akp li olanların hepsi 'evet' chp li olanların hepsi 'hayır' demesinin partilerince istendiği durumdur. yahu şunu anlamış değilim; ortada bir referandum var ve herkesin içeriğini açıkça okuyup göreceği bir durum söz konusu ne diye her yerde (facebook,sözlükler,forumlar,bloglar v.s ) milletin iradesine müdahale ediyorsunuz be kardeşim sonuçta başkanlık seçimi değil ya bu. ama şunu da biliyoruz ki referandumdan olası bir evet çıkması akp ye çok büyük bir prim yaptıracak, işte sorun burdan kaynaklanıyor bence.
aslında bir çok chp'li de istiyor evet demeyi ama akp prim yapmasın diye mecburen hayır diyecek.kendilerine göre haklıdırlar bi şey diyemem.
şimdi birçok kişi 'evet' diyenlerin yobaz, cahil, muhafazakar olduğundan yakınacak hatta küfür edecek bu da bi gerçek ama sonuçta milletin iradesi kimsenin söz söylemeye hakkı yok, saygı duyulması gerekir. ben bu seçimde ne 'evet' ne de 'hayır' diyecem çünkü referandum referandum olmaktan çıktı klan savaşlarına döndü.iki taraftan birinin prim yapmasında destek olmayacağım.
sadece 149. maddesi için evet denilesi anayasadır. yüce divan üyeleri cumhurbaşkanı ve başbakan tarafından seçilecektir.
Böylece halkın desteklediği iktidarlar ülkeye tam anlamıyla nüfus edebilecek ve sırf ideolojik takıntıları uğruna ota boka burnunu sokan ve kendini devletin sahibi zanneden anayasa mahkemesi hakimlerinden memleket yaka silkelemek zorunda kalmayacak.
Ama nedense demokrasi ve özgürlük naraları atıp, cumhuriyet diye kendilerini yırtanlar bu karara karşı gelmekteler. neden, çünkü kendi halklarına güvenleri yoktur bu abilerimizin. Aslında hiç bir zaman olmadı ya halkın tercihlerine güveni, neyse eskileri karşıtırmamak lazım.
türk seçmeninin genel olarak parti faşizanlığıyla evet veya hayır oyu vereceğini düşündüğüm referandum. değişiklikleri okuyup oyunun ne olacağını söyleyen seçmene elbetteki laf yok burada, o doğrusunu yapmaktadır, ancak bu paketin neler içerdiğini, neler getireceğini, hayatımızda neler değiştireceğini bilmeden oy vermek tam olarak dangalaklıktır, oyunuz ister evet, ister hayır olsun.
türk insanının en büyük yanlışlarının başında gelen siyasetçiye inanma, güvenme hatası bu referandumda da kendini gösteriyor. çok büyük çoğunluk sempatizanı olduğu partinin yap dediğini sadece kendisine öyle söylendi diye yapıyor. merak ediyorum türk insanı bu yanlıştan ne zaman dönecek? menderes'e inandınız, demirel'e inandınız, özal'a inandınız, şimdi tayyip'e inanıyorsunuz, kılıçdaroğlu'na inanıyorsunuz. tarihten hiç mi ders almaz bu millet? 70 cente muhtacız diyebilen demirel sonraki seçimlerde çıkıp "ekonomimiz ileriye gidiyor" dediğinde bu halk inandı. menderes çıkıp halkın iktidarı olacak dedikten sonra, ekonomiyi, devlet yönetimini amerika'nın ellerine bıraktı, sonraki seçim "gördünüz mü demokrasiyi" dedi bu halk yine inandı. özal halkı çevire çevire sikti, halk yine inandı. erbakan müslüman göründü, yahudilerle en büyük anlaşmaları yaptı. tayyip dokunulmazlık kalkacak dedi, kalkmadı. yolsuzluk bitecek dedi, rekor kırdı. türban sorunu çözülecek dedi, halk ilk durumdan daha beter durumda. ekonomimiz gelişecek dedi, satacak birşey kalmayınca, ki o duruma fazlasıyla yakınız, ekonomi bitecek, sıcak parayla dönüyor çünkü. pkk bitikti, patlama yaptı. kılıçdaroğlu baykal'ı gönderen bir sex kasetiyle başa geldi. şimdi inandıklarımız da bunlar, e bu kadar aptal olunmaz ki!
kısacası bu referandumda liderlere inanmayın, okuyun, anlamaya çalışın, bir bilene sorun gerekirse, öyle verin oyunuzu.
kadrolaşmanın ve devletin tüm kurumlarına kök salmanın efendisi olan ak parti hükümetinin kalıcılığını garanti altına almak için önünde bulunan son engel olan mahkemeleri kendi yanına çekebilmesi için mükemmel bir fırsat.
12 eylül maddesiyle maskeledikleri diğer yasaları okumadan oy verecek milyonlarca koyunu düşününce evet oyunun fazla çıkacağı kesin gibidir,tanrı bizi korusun.