Temmuz 2007 seçimlerinden 3-4 gün önce Radikal gazetesi bir anketin sonucunu açıklamıştı: AKP yüzde 48 oyla birinci parti olacak demişti. Bakın Zaman değil, Vakit değil, Aydın Doğan'ın Radikal'i. O zaman bir küfretmedikleri kalmıştı. salak mı demediler, maşa mı demediler, ne demediler ki? Daha Taraf yoktu, Radikal piyasadaki en eli yüzü düzgün gazete idi. Ne oldu? Haklı çıktı anket şirketi, Radikal de bununla kısa bir gurur duydu, geçti. Şimdi Hayırcılara bakıyorum, o zaman Radikal'le dalga geçenlerle aynı. akıllanmışlar mı? akıllanmamışlar.
Neyse efendim, benim de aralarında bulunduğum ülkenin en az yüzde 50.0000001'inin oyu ile kabul edilecek bir anayasa'nın referandumudur.
Not: Malum Ayşe Arman oyunu kullandı, - bütün Hürriyet yazarları gibi - hayır dedi. Sonra da sordu, neden mühürde evet yazıyor diye. Psikolojik yönlendirme yapıyormuş. düşünüp taşındılar, "tercih" yazan bir mühürün kullanımında karar kıldılar. Bir kaç gazeteci de matrağına "mühürde hayır yazsı. Herkes ne istemiyorsa ona bassın. Mesela hayır diyecekler "evet" yazısının üzerine hayır bassın, evet diyecekler de "hayır" yazısının üzerine hayır desin, evet demiş olsun" diye. Bugün gazetede okuduğuma göre bu "şaka olsun diye" yapılan önerme YSK'da kıl payı ile reddedilmiş. Allah'ım, sen sabır ver bana, daha ne günler göreceğiz.
Not 2: CHP'yi hala atmayan Enternasyonel'e buradan selam ederim.
herkes kararında hürdür ve inandığı şekilde oyunu verecektir bu referandumda. yani her zaman ki gibi birçok insan gidip oyunu kullanacaktır. ama evet, ama hayır, ama boş.. kendi iradeleri ile mi kullanacaklar en çok merak ettiğim husus bu sadece.
öncelikle, ben evet demeyide düşünmüyorum, hayır demeyide. tarafsız olarak gözlemdiğim zaman şunu gördüm; yine her zaman ki gibi solcular ve sağcılar olmak üzere ikiye ayrıldı insanlar. -ki bu kaçınılmazdı. iki tarafta birbirlerini resmen vatan haini olarak göstermeye çalışıyorlar. her iki tarafta insanlar üzerinde baskı uyguluyorlar. kendilerine göre doğru olan düşüncelerini, başkalarına empoze etmeye çalışıyorlar. bence herkes önce anayasa paketi değişikliklerini okumalıdır ve ona göre bir karar vermelidir. aklına ve mantığına uygun gelen ne ise onu yapmalıdır.
bana gelince, ben arafta kalanların içindeyim sanırım. evet ya da hayır demek zorunda hissetmiyorum kendimi. çünkü ben hiç kimseye, hiçbir şeye güvenmiyorum bu ülkede. değişikliklerin benim iradem dışında gerçekleşmesini istiyorum. ileride keşke demek istemeyenlerdenim. hiç kimsenin peşine takılmak zorundada değilim. çünkü peşine takılabileceğim insanlar bulmakta zorlanıyorum.
velhasıl, aklımın ve mantığım beni götürmek istediği yere varmak istiyorum ve kendi adıma en iyi oyun, boş oy olduğunu düşünüyorum.
küçük bir not: şimdi bu durumda ben de mi vatan hainiyim acaba? bunu da merak etmiyor değilim açıkcası.
akp'nin, kimsenin fikrini almadan çıkartmaya kalktığı anayasanın halk oylamasıdır.* rte her zamanki gibi ters propaganda yapıyor ve "bu bir partinin değil; milletin anayasasıdır" diyor.
duyarlı olunması gereken bir süreçtir. anayasayı açıp okumamış neyin ne olduğunu bilmeyen, ısrarla gerçeği görmeyen ,duymayan, fikirlerini kendi özgür iradesiyle beyan etmekten kaçınan, boynuna yular takılmış umrundamı aman ne olucak diyen insanlarla tıkabasa dolu bu ülkede kılıçların çekileceği hesaplaşma günüdür.
şimdi bunda, devlet tarafından fişleme yapılabilir ve bu fişlemeye de eğer birey başvurur ise kayıtların tamamı devletten silinir diyor.
silmeyeceğinden hepimiz eminiz de; hadi diyelim siliyor olsunlar, manyaklar bu maddeyi bak super özgürce bişi, istedin mi fişini silebiliyorsun diye geçirmeye çalışıyorlar; amına koyayım neden fişliyorsun sik kafalı diyen yok.
resmi olarak evet diyin otomatik olarak fişlenme izni çıksın, sonra sildirirsiniz. bunu özgürlük sananın da amına koyayım özgürlük diye sunanın da amına koyayım.
tc anayasası'nı darbe anayasası adı altında çirkinleştirerek ve pkk'nın da hayır dediğini öne sürerek halkın gözünün boyandığı referandumdur. sanki her allah'ın günü bu ülkede darbe oluyormuşcasına... sanki abd, ab ve türk düşmanı bütün yabancı istihbaratlarının referanduma "evet" demiyormuşcasına...
arkadaş kim ne derse desin, hayır diyeceklerin içindeki belirsizlik hissi evet diyeceklerden daha fazla. evet diyen adam yine bişiler söylüyor, darbelere karşıyız edebiyatı yapıyor, demokrasi diyor, barış diyor falan filan diyor ama, hayır diyen fena usta.
geçen sordular adama tv de niye hayır diyorsunuz diye. adam kekeledi de sonra sebebi bende gizli dedi. dehşet-ül vahşet.
anayasa manayasa değil, bildiğin götü kurtarma operasyonudur.
mealen şöyle birşey: hacılar 9 yıldır iktidardayız, yedik, içtik, küpümüzü doldurduk hamdolsun. ama bir yandan da ne var ne yoksa satıp savdık üç otuz paraya, ülkenin içini boşalttık... açıldık saçıldık derken memleketin içine ettik... terörü hortlattık... orduyu rezil kepaze ettik... 15 milyon işsiz yarattık... dindi imandı, kömürdü, makarnaydı derken bu zamana kadar geldik ama bu milletin sağı solu belli olmaz. yarın birgün iktidardan düşüverirsek sıçtığımızın resmidir, yüce divandan kaçamayız. o yüzden ne yapıp edip seçimlerden önce şu anayasa mahkemesini kendimize göre ayarlamalıyız. bunun için de demokratikleşmeydi, darbecilerdi, engellilerdi, kadınlardı deyip bir sos yapıp, millete yutturursak bu paketi, götü kurtarırız beyler. olur olur merak etmeyin, biz iyi biliriz bu milleti uyutmayı!
alt kattaki şerefsiz komşu bahçeyi suladığım zaman doldurduğum yedek bidonları alıp kullanıyor. adam öyle cimri ve gerizekalı ki 10 litre suyu çalmanın hazzını yaşıyor, ben ise neden böyle şeylere gerek duyuyor deyip depresyona giriyorum.
şimdi bu referandumda hayır dersem komşu ile ilgili sorunum çözülecek mi? hiç sanmıyorum. aynen devam edecek. benim gibi kayısı üreticilerinin çay üreticilerinin sorunu da aynen devam edecek. değişiklik yapmazsak neyi değiştirebiliriz ki?
evet dersem anayasa değişikliği benim suyumu koruyacak mı? koruma itimali var. sesimi çıkarmayıp benim yerime karar veren dikta kalıntısı anayasa mahkemesi, hsyk, cuntacı ordu yerlerini kaybettikçe kendime bu ülkede bir şeyler değişiyor ve yaptıklarımla birşeyler değiştirebiliyormuşum güvenine sahip olarak gider komşuya suyumu kullanmansının hesabını sorabilirim. komşuya gelinceye kadar önce hesap soramadığım kurumların hesap vermesi gerek.
Başka bir yere yazdım, burada genişleteyim azıcık da bizim de nerede durduğumuz, neden orada durduğumuz bilinsin:
Şemdinli'de bir kitabevine bomba atan, bir kişiyi öldüren, KKK'nın da tanıdığı iyi çocukları sivil yargı 30 küsür yıla mahkum etmişti de sonra askeri yargı salıvermişti hatırlıyor musunuz? Konuyu soruşturan sivil savcı da "KKK iyi çocuktur tanırım dedi,nereden tanıyormuş bir söylese ya" dedi diye de HSYK onu savcılıktan atmıştı hatırladınız mı? Hah. Bu böyle devam etsin istiyorsanız hayır diyeceksiniz, yok aga değişsin diyorsanız evet diyeceksiniz.
Keza, Kenan evren hakkında soruşturma açan savcı da atılmıştı işten.
iskender Pala, irticacı olduğu gerekçesiyle ordudan atıldı 28 şubat sürecinde. Onunla beraber 1400'den fazla subay-assubay da atıldı. işsiz kaldılar, aç kaldılar, çocuklarını okutamadılar, vs. Bu atılmalar 1970'e kadar mahkemeye gidebiliyordu, 40 yıldır gidemiyor. yani idari bir kararı mahkemeye gönderemiyorsunuz bu değişecek evet denirse. yok değişmesin istiyorsanız hayır diyeceksiniz.
Siviller askeri mahkemelerce yargılanabiliyor şu anda. suç varsa bırak sivi mahkeme yargılasın diyorsanız evet diyeceksiniz. Olmaz aga zabit savcı-zabit hakim daha iyi bilir diyorsan hayır diyeceksin.
Tayyeeap tayyeeeeap diyeceklere çağrımdır: 11 ay sonra genel seçim var. halkı ikna edin, siz seçilin, siz geçin suyun başına, doğru düzgün yönetin, eğer şimdikilerden memnun değilseniz, bunu anlarım. Ama "sivil iradede şu şu yetkiler olmasın, paşalarımız apsın şunu bunu [bkz Kemal kılıçdaroğlu'nun atamalardaki tutumu] demeyi anlamıyorum. sen ne biçim siyasetçisin? Başbakan olmak istiyorsun ama ülkeyi asker-sivil bürokrat yönetsin istiyorsun. bu ne erhiz, bu ne lahana turşusu?
toplumu uzun senelerden sonra sonra tekrar kutuplaştıran,meydanlarda liderleri dinleyince artık gondola binmiş gibi mide bulandıran anayasa değişikliğidir.
Mevzubahis anayasadan halkın %95 inin haberdar olmadığı, demokrasi içerdiği iddia edilen fakat ilk cümlemdeki özelliği ile buna tamamen aykırı olan anayasanın oylanacağı referandum. Ayrıca 27 anayasa maddesinin tek bir oyla oylanmasını gerektiren saçma sapan referandum.
fetullah gülen'in "mezardakileri bile kaldırıp oy kullandırın" açıklamasıyla halkı iyiden iyiye kıllandıran referandumdur. bu adam bu zamana kadar bu derecede net mesaj vermedi. Demektir ki, HSYK üyelerini seçmesi sağlanacak 11000 hakim ve savcının büyük çoğunluğuna güveniyor. Gönül isterdi ki bu güven sadece çoğulcu demokrasi ve hukuka duyulan güveni yansıtsın. Lakin kazın ayağı öyle değil.
(bkz: Hanefi Avcı)
(bkz: haliçte yaşayan simonlar dün devlet bugün cemaat)
9 10 11 eylüldeki bayram tatili sonrasına gelen 12 eylül pazar günü yapılacak olması nedeniyle ve ayrıca çok da fifi durumunda olan benim gibi bir çok vatandaş nedeniyle katılım oranının çok yüksek olmayacağını düşündüğüm referandumdur. zaten konışulması gereken de katılım oranı değil, katılacakların bilinç seviyesi. yaz tatili olan şu günlerde bol bol vakit bulup her seçim öncesi olduğu gibi etrafımı gözlemliyorum, kim ne diyor, dediklerini neye dayandırıyor diye görmek için. benim için sonuçların bir önemi de yok, sadece insanların kendilerini kaptırmalarını görmek, dışardan yorumlayabiliyor olmak hoşuma gidiyor. 12 eylül referandumu için de gördüğüm en net şeyi toplumun eğitimli olsun - eğitimsiz olsun, evetçi - hayırcı olsun, laik - muhafazakar olsun hiçbir kesimi neye oy vereceğini bilmiyor, hiç kimse değişikliğin neleri kapsadığından zerre haberdar değil. işin garip yanı muhalefetini sert bir halka yararlılığı olmayan değişiklik çizgisine oturtan chp seçmenlerinin dahi neden hayır vereceklerini açıklarken kullandıkları en büyük argüman, paketin akp tarafından hazırlanmış olması. evetçi akp seçmeni tarafında da durum farklı değil, onlarda da genel yaklaşım tayyip erdogan yapıyorsa dogru yapar şeklinde. kısacası son 2 seçimdir baykalla akp karşısında elitist bir çizgide muhalefet eden chp nin bugün referandum propagandasının şeklen akp ninkinden bir farkı yok. hatta şu sıcak yaz günlerinde günde 3 şehirde miting yapan kılıçdaroğlu'nun chplilik değerleriyle değil kendi karizmasını öne çıkararak vatandaşın oylarını hayıra, sempatizanlığını da chpye cevirmeye çalıştığı su götürmez bir gerçek. bir de bu iki partinin yanında referandum konusunda tabanı ile yönetimi farklı telden çalan ve nedense miting dahi yapmayan (ki bu anlamda akp ve chp den daha mantıklı buluyorum kendilerini) mhp var. kısacası kimse neyin değiştiğinin ne olduğunun farkında değil. oylanacak 26 maddenin takım tutar gibi tutulan partinin görüşüne göre verilmesinin de bu değişikliği halkın demokratik anayasası yapmayacağı bir gerçek. oy verirken değişikliğin kendinde yaratacı değişikliği bilmeyen halk sonuç ne olursa olsun kendini savunmayı nasıl öğrenebilecek. başka bir deyişle dürüst kılıçdaroğlu, karizmatik erdoğan nidalarıyla daha kaç referandum ve seçim süreci izleyeceğiz. değişiklik peketi bu bilinçle oylanacakken insan keşke mecliste kabul edilseydi veya tüm maddeler 330 dan da aşağı alıp direkt reddedilseydi diye düşünmeden edemiyor.
Çok hayırcı var bu kez.
Evetçilerin işi zor, onlar da farkında, ölüleri kaldırmaya, hakan şükürü oyunu açıklatmaya, ankaranın ilçe ve köy dahil bütün evlerine gıda yardımı yapmaya çalışıyorlar. Bütün varlıklarını koydular.
Pkk bile evet çıkması için ateşkes yaptı. Şehit cenazeleri oy kaybettiriyo diye düşünüldü.
Referandumdan sonra yine askerlerimize kalleşçe saldırırlar.
her referandumda propaganda yapılır normal birşey. ama bu referandumda değişik bir şeyler var. evet diyenler evet demeyen salaktır aptallıktır diyor, hayır diyenler evet diyenin alayına düzgidiyor. sonra diyoruz liderler ağzını bozuyor. herkes bozulmuş arkadaş. oysa senin bana saydırmanla mı oyumu değiştireceğim değil mi?
akp iktidarının darbenin arkasına sığınıp göz boyayarak oy istediği fakat; altında başka emeller olan anayasa paketinin oylanacağı referandum.
herşeyi geçtim kardeşim, yedi yıldır iktidardasın. 12 eylülde canı yananları düşünmek şimdi mi aklına geldi?
yoksa ısınan suyu soğutmak amaçlı hazırlanan bir oyun mu bu? *