türkiye süper (!) ligi'nin en büyük iki şampiyon adayının karşılaştığı maç olmuştur. futbol kalitesi bakımından yerlerde sürünmüş, gökhan zan ve tuncay şanlı dışında doğru düzgün top oynayan türk futbolcu olmamıştır. biraz ümit özat, biraz da baki... iki takım da şampiyonluğu hak etmiyor diyeceğim, diğerlerinin hali bunlardan beter.
fazla dallandırıp budaklandırmaya gerek yok; beşiktaşımız ortada olan maçı bobo'nun golüyle kazanmasını bilmiştir. maçın "hakkı" diye bir şey yok. fener de kazansa hak ederdi, beraberliğe de kimse şaşırmazdı.
burada burak yılmaz'a bir parantez açmak istiyorum ( ehehe. öyle değil;
televizyon başında uyumamak için kendimle mücadele ettiğim ve amiyane tabirle sıkıntıdan neredeyse kurdeşen döktüğüm maçtır. türkiye liginin ilk iki sırasını paylaşan takımın oynadığı oyuna baktığımızda çıldırmamak elde değil. beşiktaş'ta jean tigana ve fenerbahçem de ise arthur zico öncelikle gol yememeyi düşünen bir anlayışla sahaya çıkmışlar. fenerbahçe yıldızlarından yoksun bir kadroyla jose morinho'nun porto da iken sık sık kullandığı ve takımını hem uefa hem de şampiyonlar ligi hem de kendi liginde kupa ve lig şampiyonluğuna taşıyan rotasyon sistemine sadakatini göstermiştir ama sağ kanatta mehmet yozgatlı varken deivid de souza gibi adam eksiltme özelliği bizim halı saha maçlarındaki dobi mustafa'dan az olan bir denyo ile başlayınca sağ kanadımız kramp geçirmiş bir penis gibi işleyemez ve işeyemez oldu efendim. bu sebepten ötürü sözlük aracılığı ile 112 kiloluk dobi mustafa'dan topu kaptırınca ve pres yapmayınca kendisine yönelik hakaretamiz sözlerimden ve ince dokundırmalarımdan ötürü özür dilerim. beşiktaş özellikle ilk yarı da skoru 2-0'a bile taşıyabilirdi. marcio nobre'nin kendi kendine yarattığı pozisyonu heba etmesi beni sevindirse de futbol adına üzücüydü. tümer metin her ne kadar işini yapmaya çalıştıysa da ıslıklardan etkilendi ve az alkmaar maçlarındaki performanslarından oldukça uzaktı. ama yine de mücadelesi takdir-e şayandı. ikinci yarı her şey fenerbahçe'nin istediği tempoda giderken marco aurelio'nun (ki kanımca sahanın en iyisiydi)bireysel hatası sonucu delgado and bobo a.ş. nin organizasyonu maçın sonucunu belirledi. ricardinho çok etkisizdi. alex ise kale arkasında güzel ısındı. üstelik çok koştu. arthur zico çok güzel baktı sahaya. son yıllarda bu kadar güzel bakan bir öküz görmemiştim. beşiktaş taraftarı ise gerçekten namına yaraşır şekilde 90 dakika susmadan, minimum seviyede küfürle ve en önemlisi bence organize küfür olmadan maçı bitirdi. maçtan önce iki takımın yöneticilerinin ortamı germesinin akabinde maç esnasında göt göte maç seyredip maç sonu centilmence ve sorunsuzca birbirlerini tebrik etmeleri özlediğimiz görüntüyü oluşturdu da affınıza sığınırak "be eşşeoğlu eşşekler" bunu maç öncesi niye yapmıyorsunuz demeyi görev addediyorum kendime. * maça giden fenerbahçeli arkadaşlarımdan öğrendiğim kadarıyla da olumsuz bir durum olmamıştır. futbol dışında her şey çok güzeldi. he bir de delgado and bobo a.ş'nin golü. umarım kadıköydeki maç bu kadar sıkıntılı geçmez ve zico'ya rağmen turu biz geçeriz. *
bazı yazarların iddia ettiğinin tersine beşiktaş'ın çok net gol pozisyonları bulduğu maçtır. ilk yarıda delgado'nun şutunu üzerine geldiği için tokatlayan serdar çıkarmıştır dönen topta nobre'nin şutu yan ağlarda kalmıştır. koray'a kasap diyenlerin ise, ligin ilk yarısında uçan tekmeyle ibrahim üzülmez'e dalan lugano'ya bakmaları gerekir önce. tümer'in ise kale arkası görüntüsünden kendisini attığı çok net olan maçtır. ayrıca, runje'nin bileğine kasti basan semih'e tek laf etmeyen "objektif" taraftarların da maçın hakemine laf etmemeleri gereken maçtır. beşiktaş'ın daha ilk yarıda net 3 pozisyonu olduğunu unutup, semih'in topu sola açtığı pozisyonun dışında adam gibi pozisyonu olmayan fenerbahçe takımının maçı hak ettiğini iddia edenlerin futbol bilgisini de ölçen maçtır ayrıca... ayrıca maç sonunda fenerbahçe inşaat ve turizm ltd şti. başkan vekili nihat özdemir'in fırat aydınus'un hakemlikle ilişiğinin kesilmesini talep etmesini beklediğimiz maç olmuştur...
maç bitiminde beşiktaşlı taraftarların çıkmayıp laf attıkları maç da olmuştur efendim kendileri
maçın bitiminin onuncu dakikasında portakal soyulurmu şeklindeki tezahüratını bitiren beşiktaş taraftarı güruh halinde ulusoy istifa çığlıkları atmıştır bunu gören fenerbahçe taraftarları alkışlayarak ve hep bir ağız olalım hevesiyle sözlü olarak katılımda bulundularsa da beşiktaş taraftarı birden susarak bütün stat o meşhur melodiyi mırıldanmıştır