yıllardır beşiktaş maçlarını tribünden takip eden bir seyirci olarak ilk kez tribünlerin bu hale geldiğini gördüğüm maç. beşiktaş inönü'de çok maç kaybetmiştir, çok büyük üzüntüler yaşamıştır ama hiç bir zaman tribünler kendi aralarında atışmamıştır.
beşiktaş'ın en önemli güç verici etkeni taraftardır. en kötü günde bile omuz omuza olan, ligin son maçında 20 puan geride olsa bile, takımını destekleyen bir seyirciye sahiptir. ama bu maçtan sonra yavaş yavaş bu muhteşem özelliğin bile yok olduğu gözlemlenmiştir.
bu neye benziyor biliyor musunuz? önce rollerde oynayan kişileri gerçek adlarıyla tanıyalım;
pamukkale = inönü stadyumu (görülmeye değer tarihi yerlerden biri)
travertenler = çarşı (inönü stadyumu'nun en önemli özelliği)
oteller = yönetim, tigana, futbolcular (travertenleri mafeden etkenler)
filmi kısaca anlatacak olursak;
pamukkale travertenleriyle ünlü bir yerdir. fakat civar oteller burada ki suyu kullanarak, travertenlerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasını sağlamıştır. sonra oteller yıkılınca, travertenler kendisi toparlamaya başlamıştır. ne zaman ki; beşiktaş'ta travertenleri bu hale getiren oteller yıkılacak, o zaman beşiktaş yine kendini toparlayacaktır.
şimdilik tribünlerin düştüğü durum için yönetim, teknik heyet ve futbolculara söylenecek tek birşey vardır;
(bkz: bu hale getirenler utansin)
klasik türk seyircisi profilinin çizildiği maçlardan biri daha. ne yani bu takımlar hiç mi maç kaybetmeyecek? bu dört büyükler her maçı kazanmak zorundamı? kaybedilen her maçtan sonra yönetimi, kaleciyi, futbolcuları protesto mu etmek lazım, eleştirmek mi lazım? hayatında yeşil sahada yürümemiş, koşmamış insanların bu topa nasıl vurdu, kalecinin çıkmaması lazımdı v.b gibi bilmeden abuk sabuk yorumlar yapması bize özgü birşey olsa gerek. * futbolcuları stresten pas bile atamaz duruma getirmek seyircilik midir? artık kavga edecek veya sataşacak kimse kalmadıysa çözümde taraftarların kendi arasında kavga etmesidir herhalde. bu durum, altını çizerek söylüyorum fanatikliktir, olmamalıdır.
(bkz: basketbolu sevdiren nedenler)
uzun yıllar sonra taraftarını ilk defa üzüntüden ağlatan maçtır.
22 yaşımdayım, bir galatasaray maçı hatırlarım fi tarihinde ilkokulda mıydım ortaokulda mı... gs 1-0 öne geçiyor biz 1-1'i yakalıyorduk, gs 2-1 öne geçiyor biz 2-2'yi yakalıyorduk, gs 3-2 öne geçti biz %73 topa sahiptik ama olmuyor gol atamıyorduk 3-2 yenilmiştik. en son o zaman ağladım. lanet olsun dedim. en son 3 mayıs 2006 çarşamba günü ağlamıştım bu takım için, ama mutluluktan. o maçta da taraftar için ağladım. 91. dakikadan golün geldiği 117. dakikaya kadar durmadan senkronize şekilde "musalla taşı"nı söylediğimiz için, 120 dakika bir an bile susmadığımız için, alen'in sahaya inip bize 3lü çektirdiği için.. bu muydu hak ettiklerimiz? ve lanet olsun elimizden en ufak bir şey gelmiyor. ve lanet olsun tigana hala trezeguet, henry mavallarını okuyor ve lanet olsun yönetim utanmadan adayız diyor ve lanet olsun tigana ile uzun yıllar beraber olacağız diyor ve lanet olsun 20 milyon dolar takımın bana borcu var diyor ve lanet olsun 28 milyon dolar olan borç 60 milyon dolar olmuş ve lanet olsun ve lanet olsun ve lanet olsun. kelimeler düğümleniyor... biraz kendime gelmek için 100. cdlerimi açıp 34 maçın özetini izliyorum. lanet olsun... beni üzüntüden ağlatanlara lanet olsun. yıldırım demirören'e oy verenlere ve verecek olanlara lanet olsun, tigana'yı gönderemeyenlere lanet olsun. del bosque dedi bu takım benim değil, rıza dedi bu takım benim değil, tigana dedi bu takım benim değil. onların olmasa da, onlar kabul etmese de bu takım bizim. sizin olmayan bu takımdan çekin artık elinizi be kardeşim... belki abartı gelir şu anki ruh halim sadece dertleşecek birini aramaktan ibaret. ulan bu maç böyle mi olmalıydı? annemi, babamı 2 aydır görmüyorum bayramda bile gidemedim... ulan böyle mi olmalıydı. bu üzüntü ana, babayı görememe üzüntüsünü bastıracak bir üzüntü mü olmalıydı? lanet olsun! biz seni sevinmek için sevmedik ama bu taraftarın hak ettikleri bu mu olmalıydı?
bize ne oldu böyle? sorusunu sorduğum maçtır. Yok, türk futbolu, türk takımları daha iyiye gitse içim yanmayacak ama; gitmiyor gidemiyor işte. yenildiği takım şapkadan değil tavşan, pire bile çıkartamıyor iken; koca takımın düştüğü duruma bir bakın allah aşına. Üstündeki takım puan kaybetmiş, uğraş da bir hafta puan farkını kapat; ama yok, olmuyor, olamıyorsa burada sistematik bir hata vardır. 3 sene önce takımın başına geldiğinde ne işi bunların burada dediğim yönetimsitüpçü ve efratı artık gitsin allahaşkına. gidin kendi liginizi krurup onu berbat edin; milyonlarca takipçisi olan kurum, takım ve organizasyonların yakasından düşün artık. gidin!
Peter Kjaer li günleri bana hatırlatan maç olmuştur. bundan sonra yeni yonetimle, beşiktaşın gerçek italyan ekolü ile başarıya ulaşacağı kanısındayım. *
beşiktaş ın son on yılda sadece ve sadece 1 şampiyonluğu olduğu düşünülürse beşiktaş ın hersene yaptığı istikrarsız gidişin bu seneki meyvelerinden biri olarak ta düşünebiliriz bu karşılaşmayı..
beşiktaş futbolcu,yönetici ve yönetiminin kardeşi kardeşe düşürdüğü maçtır.maç sonunda kapalı tribün ile diğer tribünler birbirlerinin aleyhine tezahurat etmiş neredeyse kavga edecekleri maç olmuştur.pascal nomuanın gönderilişinden sonraki rezaletler silsilesi bugün tavan olmuştur.
beşiktaş'ı anlamakta zorlanıyorum. bu sene son 2 seneye nazaran biraz geç olsa da beşiktaş'ın kepenkleri yavaş yavaş kapatacağının sinyali olan maçtır. hani insan biraz çaba gösterir yazık bizlere. söyleyecek lafım var da sözlüğü kapattırırım. ben yine arkadaş arasında takılıcam.
bu futbolla fenerbahçeyi yenmesi imkansız gözüktüğü apaçık ortadadır. ancak beşiktaşın feneri en kötü zamanında bile yenmesi kafalarda soru işareti oluşturuyor.
vedran runje'nin yediği hatalı gole rağmen yaptığı kritik kurtarışlarla farkı önlemesi maçın ilginç notlarından biriydi.
tigana için fenerbahçe maçı son şansı olacaktır.bu şansını iyi kullanmak zorunda yoksa olası bir mağlubiyet tigananın sonu olabilir.
beşiktaş'ta vedran runje'nin geldiğinden beri en iyi futbolunu oynadığı ve bir çok mutlak gol pozisyonunu çıkararak sahanın yıldızı olduğu maç. maç 0-1 sivasspor üstünlüğüyle bitmiştir.
beşiktaş'ın kaybetmesi fenerlileri üzecektir. eğer kazanırsa fark 3 puana düşecektir ve önümüzdeki hafta oynanacak fenerbahçe beşiktaş maçını kazanması halinde lider olacaktır ama beşiktaş her zamanki gibi kazanması gereken o maçı kazanamayacaktır. ama fark 6 puan olursa maça gevşek çıkacak ve puan ya da puanlar alacaktır.
(bkz: tecrübeyle sabittir)