8 haziran 2008 almanya polonya maci'nda polonya'nın başına gelen bu maçta bizim başımıza gelmiştir. polonya asıllı klose asisti yaptı polonya asıllı podolski golu attı. bu maçta da hemen hemen aynı pozisyonda eren asisti yaptı hakan yakın tamamladı. sonumuz polonya'ya benzemesin...
ayrıca gökhan inler'i 2 maçta da izleme fırsatım oldu ve bu adam bizim milli takımlarda oynamak için bir taraflarını yırtarken sevgili teknik heyetimiz nerelerdeydi acaba...
şimdi bir gökhan inler olsa marco aurelio'ya da ihtiyacımız olmazdı.
sıkı isviçre defansını hızlı paslarla ve teknik bir kadroyla yenmeyi hedeflediğimiz maçtır. bu yağan yağmur zaten boy ortalaması yüksek olan bir takımın ekmeğine yağ sürmüştür. kadro emre aşık haricinde iyi seçilmiş ve 10 kere düzgün havada oynansa 10 kere isviçreyi yenecektir lakin gel şu yağmurun yaptığına bak.
hala ümitliyim hala yeneceğiz iddasındayım. sabırlı olalım.
ilk yarısı lubos michel: 1 - türkiye: 0 şeklinde biten maç.
kaç senedir futbol izliyorum, bu kadar ev sahibi lehine karar veren bir hakem görmedim. elbette futbolcularımızın inatla yerden paslaşması anlaşılır değil.
edit: anlaşılan içimizdeki isviçreliler hakemden memnun. eyvallah.
edit - 2: eksileyin isviçreliler, milli takım kazandı!
futbol'un asla sadece futbol olmadığını ve artık bir endüstri haline geldiğini bilmeyen bünyeler tarafından yönetilen bir milli takıma sahip olduğumuzu bir kez daha hatırlamamıza vesile olan maç.
sağanak yağmur var sahada, ve bizim topçular maalesef şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilmiyor, yani maçta yağmurlu olabilir gibi bir hazırlık hiç yapmamışlar belli ki.
bir çaresizlik, basiretsizlik hakim millilerimizde, aurelio'nun saha kenarına bir bakışını yakaladım sarı kart sonrası, emin olun, "bu yağmur nerden çıktı hoca" der gibiydi...bu memleketin vatandaşlarının verdiği vergilerle oraya beleş giden kapıkullarından hiçbirisi akıl edememiş meteorolojiye maç saatinde havanın nasıl olacağını sormayı. yazık...
ama normaldir bu, yeri geldiğinde 75 milyon olmakla övünen 75 milyon hiçiz biz çünkü...
ilk yarıdan aklımda kalan fotoğrafı üstteki girilerden birinde bir yazar belirtmiş, gol pası veren türk, golü atan türk, lakin golü yiyen de türkiye...
ne acı bir kader,
ne acı bir tesadüf.
boş milletiz işte, boş millet olmasak siddin senedir hakan yakın ve eren derdiyok denen çocuğa milli formayı bir kez olsun giydirmek suretiyle rakibe cephane vermemeyi akıl ederdi bir akil yurdum insanı...
isviçreli taraftarlar an itibariyle cavese yapmaktadır. ayrıca fatih terim'in oynatmak istediği taktik allah tarafından resmen içinde patlatılmıştır. teknik ve hızlı adamlarla skora gitmeyi düşünen terim yağmurun deli gibi yağmasıyla oturup kalmıştır.
zeminin de golde çok büyük payı var. volkan altıpas çizgisinden bi kaydı, ceza zahasının dışında toparladı kendini.top da durmasa belki hakan ıskalayabilirdi.
servet adeta sıçıp batırmıştır. eğer bu takımın banko defans oyuncusu servet çetin ise durup 5 dakika düşünmek gerekir. takımın ayakta kalan tek oyuncusu arda. bu takım bu maçın son şansı olduğunun farkında değil herhalde.