anneler günü için beis görülmez. sadece "bizi dünyaya getiren bu eli öpülesi insanları sadece bugün hatırlamayalım" denir.
öğretmenler günü, büyük bir kesimin onayladığı, onaylamayanın adeta linç edildiği bir gündür.
tüm olayı, sevgililere para harcatmak olan sevgililer günü de coşkuyla bilimum avmlerde, mangolarda falan kutlanır. karşı çıktığınızda "ezik" olursunuz.
babalar günü, halalar, dayılar günü, çemişgezek'in düşman işgalinden kurtuluşunun bilmem kaçıncı yıl dönümü... bunların hepsi de kutlanır, en azından haklarında bir iki cümle sarf edilir.
ama gel gelelim takvimler 1 mayısı göstermişse... işte o zaman tuhaf bir gerginlik, stres baş gösterir.
1 mayıs işçinin ve emekçinin bayramıdır. onca maden kazasına rağmen, üç kuruş ekmek parası için her gün tekrar madenlere inenlerin bayramıdır. her ay yaşanan yüzlerce iş kazasına rağmen ailesini geçindirmek için gökdelenlerin bilmem kaçıncı katında inşaat işine devam eden, meslekleri toplumda küçümseyici bir sıfat olarak da kullanılan "amele"lerin bayramıdır.
işte böyle bir bayramda bile, hakim sınıf gücünü gösterir topluma. bu güç, haklılıktan ya da çoğunluk olmaktan gelen bir güç değildir. "toplum bilinci"ni oluşturan neredeyse tüm ana kanallara sahip olmaktan, onları kontrol etmekten ve hatta devlet aracılığıyla topluma yerleştirilen hakim ideolojiden ileri gelen bir güçtür.
cahil, yavşak, yalaka ve lümpen takımlarının gösterilerine sahne olur hemen hemen her 1 mayıs. bunlar açıkça 1 mayısta 1 mayısı protesto ederler. 1 mayıs, onların "çocukluğunda limon satardı, şimdi ise ülkenin en büyük iş adamlarından birisi oldu" şeklindeki toz pembe dünyalarını kapitalizmin ve endüstrileşmenin gri, metalik rengiyle kirletir çünkü.
lümpen tayfaları azdırır, kudurtur. bunları duymak, dinlemek istemezler. "gomünüzmü mü getirek yani?" şeklinde cahilliklerinden başka hiç bir şeyi dışa vurmayan, gayri safi lümpen hasılalarını dökerler ortaya.
1 mayısta taksimde olmayabilirsiniz. fikirlerine değer vermediğiniz ideolojik fraksiyonların bayrakları altında etrafa taş, sopa da fırlatmak zorunda değilsiniz.
ama ne olur ki, en azından senenin bir günü, tıpkı anneler gününde olduğu gibi, emeği sömürülen, bedeni sömürülen ve nihayetinde soma ve ermenekte ve daha nice işçi katliamında olduğu gibi canları sömürülen işçi kardeşlerimizi şu bir günde ansanız? onlarla empati kursanız? onların haklarının genişletilmesi için, iş koşullarının geliştirilmesi için, yaşam şartlarının düzeltilmesi için ağzınızdan bir cümle dökülüverse ne olur?
ama olmaz işte. o zaman bizim "milli servetimizi" gasp eden büyük hırsızlar, onları türlü yalanlarla destekleyen, meşrulaştıran şarlatanlar, bir kemik de bize düşer diye onların etrafını sarmalayan lümpen köpekler kaybeder. ezilen, sömürülen, hakkıyla oynanan, canıyla dalga geçilen kesim olarak bu sömürü düzeninin yıkılmasını ya da en azından kısıtlanmasını hiç birimiz istemeyiz öyle değil mi?
Genelde solcular tarafından sömürülen bayramdır.O yüzden işçi değil solcu bayramı olarak görmekteyim.Gerçek işçilerin bayramını kutlarım.Solcularında allah belasını versin,sayelerinde sinemaya gidemiyorum lan.
işçilerin çalişip beyaz yakalarin ve resmi dairelerin izin yapma yavsakliginin ve samimiyetsizliginin yaşandığı gün. kimse buraya omo onlordo oko koto mosoyo oloyo yazmasin mina koyarim.
1 mayısta çalıştırılan işçilerin bayramıdır, böyle de bir tezat vardır. 1 mayısta tatil yapmak yerine sokaklara dökülen duyarlı insanlar tarafından hakları korunanların bayramıdır.
ayrıca birilerine öyle korku vermiştir ki kendi mitinglerine ek metro seferleri koyanlar bugün istanbul'un ulaşımını deyimi yerindeyse kesmişlerdir.
Verilen emeğe, akan tere saygımız sonsuzdur. Bilirim işçiliği, bilirim çobanlığı, çünkü bende yıllarca köyde çalıştım ama üç beş tane işsizin gidip meydanlara verilen emeği kötü göstermesi kadar da kötü bir şey yoktur. Yine işçi bayramınız kutlu olsun.
1 Mayıs sendika ağalarının, zengin marksist öğrencilerinin, film artistlerinin, ingiliz hayranı anti emperyalist ukalaların, iki lahmacun bir ayrana asgari ücretin bilmem kaçta kaçını veren jakoben halkçıların, şampanya sosyalistleri 'nin kutladığı tatil günüdür.
Peki ya işçiler, onlar gene fabrika başlarında, inşaatta iskele üzerinde, mevsimlik göç yollarında...
Lanet olsun öyle düzene ve halkçı geçinenlere...
gerçek işçi ya yorgunluktan uyuyor yada çalışıyor . belkide eline az geçen aile kahvaltısını yapıp çocuklarıyla vakit geçiriyor ve bu gerçek işci bu gün nike giyen gösteriş meraklısı solcu olmak icin solcu olan tiplerin çöpünü verdigi hasarı toplayacak düzeltecek .
hava döndü işçiden işçiden esiyor yel
dumanı dağıtacak yıldız-poyraz başladı
bahar yakın demek ki mevsim böyle kışladı
bu fırtına yarınki sütlimanlara bedel
hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel
tekliyor işte çağın çarkına okuyan çark
ve durdu muydu birgün bu kör, avara kasnak
bir zincir yitirenler bir dünya kazanacak
sen de o dünyadansın sınıfın bil safa gel
hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel
köylükler uykusunda döndü dönüyor sola
güne bakıyor bebek büyüyen yumruğuyla
başaklar göverdi bak başkoydular bu yola
şaltere uzanıyor allaha açılmış el
hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel
senlik-benlik bitip de kuruldu muydu bizlik
asgari ücret değil, hür ve günlük güneşlik
bir türkiye olacak aldığın son gündelik
halk kalacak geride bitince bu zalim sel
hava döndü,işçiden, işçiden esiyor yel
tarihle yürüyenler, tarihle adım adım
safları sıklaştırın tarihle hızlanalım
lakin hızlandık derken, kolu dağıtma sakın
başları bozuklar var şimdi bize tek engel
hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel
sen ki ferhatsın işçi günün senin gelecek
indir külüngün indir, del, şu karanlığı del
del ki dağlar ardından önümüzde bir çiçek
gibi açsın aydınlık tekmil olunca tünel
hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel
Garip tiplerin slogan atmak, taksime gitmek için beklediği gün. Ne alaka işçiyle, Bayramla. Ne kadar solcu görünümlü terörist, ne kadar terorist var bu günü iple çekiyor. Gerçek işçi bi gün ekstradan tatil kapmış hayvan gibi uyur valla. Çünkü eşek gibi çalışır. Zaten tatil bile yapamayanı var onlar da işte olur o gün. Bayram diye kutlayanlar kim, orası hep muallak.
" var olmayan sınıfın bayramı olur mu?
türkiye'de işçi sınıfı diye bir sınıf yoktur. dolayısıyla gerçekte var olmayan bir sınıfın bayramının da olmaması gerekir.
ama var zannediliyor, bugün göreceksiniz bazı insanlar gerçekte var olmayan sınıflarının bayramını kutladıklarını sanarak taksim alanında gösteri yapacaklar.
olmayan sınıfa ait sloganlar atılacak, zafer marşları filan söylenecek.
***
peki türkiye'de bir işçi sınıfı neden yoktur?
bu soruya kısa bir şekilde burjuvazisi olmayan, burjuvazisi bir türlü oluşamamış bir ülkede işçi sınıfı neden olsun ki, nasıl olabilsin diye kestirme cevap verebilirdim. öyle ya burjuvazi olmadan işçi sınıfının olabilmesi diyalektiğe de aykırıdır.
aykırı değildir diyenin de alnını karışlarım, onunla iddiaya bile girerim kaybedenin cezası karl marx'ın 'kapital' kitabını okumak olacak.
ben iddiaya rahat gönülle girerim çünkü kaybetmem imkanı nasıl olsa yok ama kaybedecek olsaydım bile yine de rahat olurdum; çünkü nasıl olsa daha önce en az iki kez okudum kapital'i, bir defa daha okurdum olur biterdi.
***
ama ben bu kestirme yola girmeyeceğim, işçi sınıfının neden olamadığını daha bilimsel ve uzun yoldan açıklamaya çalışacağım.
'işçi sınıfı' sadece ekonomik bir kategori değildir.
yani nasıl ki fabrika sahibi veya paralı olmakla insan burjuva olamıyorsa; insan fabrikada da çalışınca otomatikman işçi sınıfına dahil olamaz.
işçi sınıfı, ekonomik olmaktan daha çok kültürel bir kategoridir. sınıf ancak yaşam stilleri ile birbirlerine benzeşen, hayat hakkında alınacak kritik tavırlarda anlaşabilen, kısacası ideolojiyi paylaşan insanlar topluluğudur.
***
sınıfların sadece ekonomik kategoriler olmadığını daha çok kültürel bir oluşum olduklarını bana büyük ingiliz tarihçisi e.p. thompson öğretmişti. e.p. thompson, yazmış olduğu 'the making of the english working class' (ingiliz işçi sınıfının oluşumu (yapılışı) başlıklı kitabında ekonomik kategori olarak zaten var olan işçilerin, ideolojik ve kültürel /ideolojik açıdan işçi sınıfı bilincine kavuşup gerçek sınıf olarak ortaya çıkmalarını mükemmel anlatır.
***
türkiye'de işte bu olamamıştır.
işçi sınıfı ideolojisi, gerçek sahipleri tarafından bir türlü kabul görmemiş ve onlar sadece bir ekonomik sınıf olarak var olmuşlardır, yani oluşumlarında yarım kalmışlardır.
onların var olduğu varsayımıyla ortaya çıkıp gerçekte var olmayan bir sınıfın savaşını yürütmeye gönüllü olarak girişen insanların da sonu hep hüsran olmuştur.
bu iyi niyetli ama tarihsel açıdan yenilmiş insanların önemli bölümünü, bugün yine alanda göreceksiniz.
kendilerinin sınıf olamadıklarını bilmeyen gerçek işçiler ise, bugün o alanda işlerinin ne olduğunu tam bilemiyorlar.
türkiye'de sınıf olarak olmadığını bilmeyen bu zümrenin tek büyük savaşı sadece o alanda yılda bir kez var olmaya indirgendiğinden, bugün de mecburen orada herkes.
türkiye'de işçiler bir sınıf olarak yılda sadece üç-dört saat var olabiliyorlar. çünkü tek gerçek ortak kültürleri ve paylaştıkları ideoloji hedefi, taksim'de yürümekten ibaret. yürüyüş bitince de sınıf tekrar ortadan yok otomatikman yok olacak.
***
onların gerçekten sınıf olarak var olabildiği üç dört saat boyunca ise ben zenginlerin takıldığı bazı bar ve restoranları gezeceğim. ve bakacağım acaba işçi sınıfının sınıf olarak ortaya çıkabildiği bu kısa hayatı süresinde, türkiye'nin zengininden de bir burjuvazi oluşabildi mi buna bakacağım.
kim bilir bir diyalektik mucize olur ve taksim sayesinde yılda sadece üç-dört saat ortaya çıkıveren işçi sınıfı da belki kendi diyalektik karşıtını da yaratır.. bir bakacağım bakalım mucize olacak mı.
bunun olabileceğinden hiç umudum yok çünkü bizde parası nedeniyle burjuva olmaya namzet insanlar işçilerden daha fazla sınıf bilincinden yoksunlar.
ne diyeyim galiba bize anlatılan hikaye de doğruymuş galiba.
türkiye gerçekten de sınıfsız bir toplummuş, ne burjuvazimiz var ne de işçi sınıfımız, sadece lümpen burjuvazimiz pek bol. "
s.t.
1 mayıs ve "işçi sınıfı" hakkında sevdigim bir yazı. nice 1 mayıslara....!
"gerçek işçiler çalışıyor, moskof'un komünisti sokakta" argümanı yanlıştır: onlar, o işçiler resmi tatilde çalışmak zorunda kalmasın, haklarını arasın diye o sokakta zaten. amma velakin.. işçi bayramını amacının dışına çıkararak terör örgütü propagandası yapmak, devlet düşmanlığı yapmak, ortalığı yakıp yıkmak tamamen oruspu çocukluğudur!..
kürt faşizmine dur demektir. sözde eşitlikçi komunizme sus demektir. 1 mayıs gerçek işçilerin bayramıdır. ekmeğini helalinden alın teriyle kazananların bayramıdır. çekin o kızıl komunist ellerinizi işçilerimizin üzerinden. provoke etmeyin işçilerimizin bayramını.