öyle bir imkan olsa ah keşke, mesela bal dudaklı, elma yanaklı, keman kaşlı, lüle lüle saçlı, poposu eliptik, yüzü gutik bir kevaşe nermin vardı. saçıyla tokaysıyla oynayıp zaman kaybedeceğime, yurdun kömürlüğüne atardım. ne fırsatları kaçırdım. ohşş diyeceğime off diyorum şimdi.
en arkada oturup grubunla lak lak yapmak sınıftakilerle dalga geçmek,öğle aralarında okuldan çıkıp gizli gizli sigara içmek,içerken teyzeye yakalanıp gammazlanma korkusuyla kaçıp okula gitmek vs...eğer bunlar varsa o bir günde evet ben varım.*
- evladım sen mezun olmadın mı? ne işin var sınıfta?
+ hocam bir günlüğüne şey..
- bana, hocana ahlaksız teklif haa. eskiden de böyleydin sen biliyodum ben zaten.
+ hiç değişmemişsiniz hocam. **
muhtemelen okuldan kaçar arkadaşlarla takılırdık ve liseye dönmenin en güzel yanını yaşardık...
4 saat fizik dersini arka arkaya gören bünyemin verdiği haklı bir tepkidir sanırım.
- şişt gel la gel
+ noldu?
- lady gaga hermafroditmiş biliyo muydun oğlum
+ o ne lan?
- cağal herif. çükü varmış la karının
+ siktir lan bildiğin kol kibin y.rr.k yani
- yok oğlum o kadar da değil. ufak bişiy
+ lady gaga?
- hee
+ her gece düşünüp asıldığım
- haha evet lan işte o
+ oğlum tutun lan beni
- siktir öl lan banane
tualette hoca gelecek korkusuyla içilen sigaranın tadı başka oluyo be hakkatten evde denedim aynı şeyi yok yıllardır bulamadım o tadı.
merak: bunu bile eksileyen öküzler var vay bu sözlüğün haline.
kesinlikle isteyeceğim şeydir. 1 gün ne lan hatta? 1 hafta isterim, 1 ay isterim hatta 1 dönemi, 1 yılı yine okumak isterim. okul çıkışı, kıyafetlerle sefil sefil dolaşmak güzeldi lan. sınıfta hediyeli beşlik oynamak şişe kapağıyla çok güzeldi lan! özlüyorum vesselam.
bir keşke gerçekleritirilebilir. misal o zaman deli gibi aşık olduğun ve dokunamadığın hatunla cinsel münasebet gibi. yanlış anlamayın yaranmak için, duygusal bir şey bu.
Alırdım kendimi karşıma, oğlum bak, aptal olma, okulun en güzel kızlarına yazmaya çalışıp zaman kaybediyorsun. ortanca güzellere yaz. ne olsa onlar 1 yıl sonra serpilleşip çok daha güzel olacaklar. Böylece hem bir sürü kız arkadaşın olur hem de okulun diğer kızlarının dikkatini üstüne çekersin deyip kendime altın öğütü verirdim.
bir günlüğüne sıra arkadaşımla kusasıya kadar gülmek,okul bahçesinde yürürken ensesine çilekli sakız yapıştırmak,merdiven özürlüsü olan arkadaşımın elindeki kola kutusunun düşmenin etkisiyle nasıl preslendiğini görmek ve kopmak...
çorludaki o kızla konuşurdum. mektubumu okumamıştı bile. hıyar gibi 2 sayfalık destan yazmıştım. ne yazdığımı bilmiyorum. keşke atmasaydım onları. önüne geçip gel gel uzatma anladın işte çıkışta bir çay içelim hadi derdim...
sonracıma herkesin ev telefonunu alırdım. malum o zaman cep telefonu yoktu...
tarifi imkansız bir duygudur. yalansız dolansız samimi arkadaşlıkların olduğu, senin paran benim tşörtüm muhabbetinin geçmediği, her şeyin paylaşıldığı; gerçekten bir daha öyle delicesine aşık olunamadığı, o saflıkta o samimiyette bir daha asla birinin sevilemediği yıllara gitmektir. tarifi imkansız bir özlemi bir günlüğüne de olsa yatıştırmaktır.
üç ayrı lisede okumak zorunda kalmış bir gezginin lise hayatını tahmin etmek de zorlanmazsınız sanırım.
maalesef lise yıllarında çoğu yazarın sahip olduğu dostlukları kurmaya fırsat bulamamış olmam gerçekten üzücü.
her iyi arkadaşlık zamansız ayrılık olmuştur benim için.