genelde asosyal erkektir, dengesizdir, kendi ifade etme yoksunudur, bir kadına tapan ama bunu yıllarca dile getirmeyi başaramayan erkektir. dile getiremediklerini şiirle kusar, şiirde bulur, şiirde arar. şiir onun için bir tür kemoterapidir.
kalbinde, ruhunda kanserli hücreler bulunmayanlar onu anlayamaz. algılayamaz yorumlayamaz...
kendini şiirlerde bulan, söyleyemediği şeyleri yazıya döken erkektir. ben kendimi şiir yazarak, şiir okuyarak buluyorum ve bu durumdan gayet de mutluyum.
Ben sana mecburum bilemezsin diyen bir erkek olarak, kalk kız çay koy diyen bir ayı için terk edilecektir. Her erkek birgün mizojinist olacaktır. Unutmayın bunu. Mesele kadın denen şeyi erken çözüp fazla zaman kaybı yaşamadan doğru yolu bulmak.
şiir seven erkek, duygularını da heyecanlarını da içinde taşır, ruhu geniştir. sevdiklerine de, hayata da farklı pencerelerden bakmayı bilendir. ama şiir seven erkek diyince gözünüzün önüne atkı takıp tayt giyen nonoş bir bişey geliyorsa, o da toplumumuzun ayıbıdır.
"üç kere üç dokuz eder
bilirsin
birin karesi birdir
kare kökü de
bilirsin
"mutlu aşk yoktur"
bilirsin
ama baharda ya da dışarda
sonsuz göğün altında
aşkın aşkla çarpımı
nedendir bilinmez
garip bir biçimde
hep sonsuzdur"
Ölüm yıldönümünde büyük şairTurgut Uyar'ı sevgi ve özlemle anıyoruz.
benimdir. üniversitedeki edebiyat topluluğunu kuranda bendim. çünkü şiir olsun, edebiyat ve sanat olsun bunlar bizim değerlerimiz ve kendimizi iyi hissettiren şeyler. elbette her şiir, her yazı mutluluğa yazılmadı... ancak ve ancak bizi biz yapan diğer değerler gibi onları da sevmeli, okumalı, paylaşmalıyız.
zerafet ölmedi, görgüsüzlük popüler oldu maalesef. şiir, edebiyather zaman küçük bir kalabalığın ilgisi çeker, geriye kalan ve kitlesel olan her şey doğası gereği poptur, piyasadır..
o yüzden gerçekten şiir seven erkek bulmak artık imkansıza yakın...