Ilkel bir yolculuk biçimidir. Avrupada böyle mi? Avrupada otobüs yerine trenle yolculuk yapılıyor ve gayet güzel bence. Yolları kapatmıyolar, daha sakin, daha Ucuz, daha konforlu ve daha az riskli. Neden Türkiyede tren ulaşımı geliştirilmiyor hiç bilmiyorum. Otobüsle yolculuk mu olur? Otobüsler kesinlikle kalkmalı bence.
özellikle gece yapılan yolculuklarda karanlık içinde herşeyi geride bırakırcasına insanı rahatlatan yolculuklardır.dalıp gitmek ve düşünmek için çok idealdir.
nedense hep ön koltuğumdaki şahsın koltuğunu son haddesine kadar geriye yasladığı arka koltuktaki kişinin ise ufacık oynatmaya bile huzursuzluk çıkardığı yolculuktur.
çoğu zaman gariptir. bu yolculuk birilerinden ayırırken, birilerine kavuşturur.
genellikle bu yolculuğun başlangıcında buruk bir sevinç yaşar insan. birilerinden ayrılırken, birilerine kavuşmak için yola çıkarsın. veyahutta yeni bir başlangıç, yeni bir umut için.
trabzonluyum. hatay da büyüdüm. izmirde üniversiteyi okudum. istanbulda yaşıyorum. eşim adanalı. velhasılı hayatım şehirler arası otobüs yolculukları ile geçti. bu buruk sevinci o kadar fazla yaşadımki.. metronun otogar durağını geçerken bile bu duyguyu hissediyorum. metro anonsunda "bir sonraki durak otogar" diyor, benim burnuma mola yerlerinde aşağıya inerken otobüsten gelen tuhaf koku vuruyor. valiziyle trene binenleri izleyip içimde tuhaf bir duygu hissediyorum.
yol 5 6 saatten fazlaysa ustelik otobus yolculugunda uyuyamiyorsaniz eziyettir.
ayaklari kokan horlayan car car cor konusan insanlar olmazsa olmazdir.
tek guzel olan sey gece molada hafif bir usumeyle icilen sigara ve kahvedir.
cam kenarında oturuluyorsa, otobüsün içi pis kokmuyorsa, müzik dinlemek için gerekli ekipman varsa keyifli olan yolculuktur. geçerken izlenen manzara da cabası.
Şu ana kadarki deneyimlerime dayanarak, En makbul olanının, istanbul-izmir arasındaki olduğunu söyleyeceğim yolculuk. O yolculuk sırasında önce istanbul'dan çıkarken bir metropol, size "en fazla ne kadar kirli olunur?"u kanıtlamaya çalışır ve Kocaeli'nin Gebze sınırından sonra, ipler kopar. Birden kendinizi feribotta, denizde bulursunuz; bunu beklemiyorsunuzdur daha önce hiç bu yolu seçmediyseniz. Mükemmel bir 45 dakika sonra, tekrar otobüse geçtiğinizde, artık "metropol" kavramından, istanbul kadar uzak oluyorsunuz. Yalova'nın o tevazu kokan yolları ve yollarını çevreleyen yeşillikleri, size geleneksel kıyı şeridi sehirlerini anımsatmaya başlıyor. Ardından gelen Bursa ve Balıkesir de bu çizgi üzerindeyken, Manisa apayrı bir diyar olarak beliriyor camın ardından. Metropol kavramına olan uzaklığınız sonsuza giderken, çarpık yapılaşma da sıfıra doğru gitmeye başlıyor, hoş bir matematiksel limit gibi. Ardından izmir geliyor ve iyi huylu bir metropolde buluyorsunuz kendinizi. izmir'i anlatmaya kimileri gerek duymaz, ben de onlardan biriyim. :)
Bazen şansızlıkların yakanızı bırakmadığı yolculuklardır.
Otobüste yanınıza oturan insanın öküz olması; tüm yolculuğun zehir olmasına sebep olabilmektedir. En lüks firmaları seçmenize rağmen, bazen kaçınılmaz durumlardan kurtulamıyor insan. Bir keresinde akli dengesi bozuk birine denk geldim. Lan bildiğin tüm otobüs acıdı bana* bir diğerinde teknik bilimlerden bir öküz oturdu, tüm yolculuk boyunca telefonunun listesindeki insanlarla carcar konuştu. Şu an yine yoldayım, bu seferki öküzümüz, gözünüzün içine baka baka burnuna tatanabilme özelliğine sahip. Bu yazıyı da Ekşimiş bir suratla yazıyorum. Tüh... *
daha otobuse bindiginiz anda agir bir kusmuk kokusu ile basladigi olur. daha once binmis olan bir kadinin cocugu kusmus. ama ne kusmak. spreyler fayda etmedi. hatta muavin spreyi abarttigi gibi samimiyeti de abartip ustume sikti. sonuc olarak burun deliklerime islak mendil tiktim.
iki üniversite okudugum ve üniversite bittikten sonra memleketimden uzak bir sehirde çalıştıgım için yıllarım şehirlerarası otobüslerde yolculuk yaparak gecti, taki otomobilimi alasına kadar.. ilk yıllarda bitmezdi o yollar.. sanki işkence ediyorlar gibiydi.. sonra yolculugu zevkli hale getirmenin yolunu buldum.. yolculuga cıkmadan önce pet şişeye biraz vodka ve vişne suyu ekliyordum.. yolculuk öncesi ve yolculuk boyunca içiyordum.. vodka kokmadıgı için kimseyi rahatsız etmiyordu.. bira kesinlikle içmeyin diye tavsiyede bulunurum ..çünkü tüm otobüsü koku kaplar ve en kötüsü hiç beklemediğiniz anda çişiniz gelir.. benden söylemesi.. en iyisi vodka+vişne suyu...sigarasız gitmiyor ama yine de yolculuk işkencesine bire-bir..