uyuduğumu zannederek, yemediğim keki çalan özkaymak yolcusu, kabus adam, o nasıl bi kıvraklıktır öyle..uyumuyodum ve seni gördüm, sadece gülsem mi ağlasam mı karar veremedim..
yanına oturan kilolu yolcunun, uyku bastırdıkça yayılması da yayılması. büzülüp kalırsın saatlerce. kol, bacak uyuşur. bi de tam uyuyacakken mola öncesi otobüsün tüm ışıkları yanar ve anons. hadi şimdi bi daha uyumaya çalış, kolaysa.
içeri merdivenlerden çıkarken burnuna ilişecek koku, bir önceki sefere ait yolculara aittir. öncelikle bu konuyu açığa çıkaralım.
sonra,
otobüs yolculuğu yapmış ne kadar tanıdık ve anlattığı bir hikayesi varsa mutlaka cam kenarında oturmuş olur. ki tanımadıklarım da cam kenarında oturmuş ne hikmetse. bu arada kim lan bu koridor kısmında oturanlar. çıkıp itiraf etsin!
başını cam kenarına dayadığında, buğulanmış camların ve belirli aralıklarla yanından geçmekte olan yol ışıklarının, görünüp ardından gecenin karanlığına karışan yol tabelalarının, ve kimsenin inkar edemeyeceği otobüs ventil* seslerinin, o kabus dolu rüyanın içerisine dalmak üzere olduğunuza birer işarettir.
sizi, bu duygu ve düşüncelere gark olmuş ruh halinizle, kim bilir hangi yaşadığınız bir enstantaneyi bilinçaltı yorumlarken, kimse kendinize getiremez. ta ki yanınıza jelatin şıkırtı sesi ile muavin gelinceye dek. sol gözünüz kısık bir şekilde bakarsınız. bir elinde termos, diğerinde içinde sallama poşetler olan sepet. muavinin yüz ifadesinde bir ezbercilik, son oynadığı sistem kuponunda ilk maçın yatmış hali. batsın bu dünya!
ağız şöyle yoklanır. evet çay içersem keyifli olur.
belki de hiç denk gelmeyecek, piyango tadında bir yolculuktur o. yanında oturan beyamca ile bir daha nerede karşılaşabilirsin ki? ya da içtiğin bardağın sana gelinceye kadar ki evreleri hakkında ne kadar fikir sahibisin? o bardak hangi kişilerin kombinasyonlarını eleyerek senin dudaklarına değmeye hak kazandı?
arkana oturan kişinin şişman olmamasını diler ve koltuğunu dibine kadar indirmek istersin fakat payına nefesini ensende hissedeceğin kocaman bir teyze düşer hem de geveze!
yanınızda oturan adamın hemşeriniz aynı zamandada yarı deli olmasıdır.
o adamın aynı zamanda bi gece klübünde çalışması ve 10 saatlik yolculuk boyunca travestilerden bahsetmesidir.
daha önce kimleri travesti yaptığını bağıra bağıra anlatırken yan koltuktaki kızın tiksinç bir bakış atmasıdır
o adamın sizi uyurken uyandırmasıdır....
-yaşlı teyzenin yanınıza oturduğu anda yolculuk kabusa dönüşür...uyumak istersiniz ama ihtimali söz konusu deildir teyze başlamıştır bi kere konuşmaya susarmı öyle sorular sorarki sizi nüfusuna geçircek zannedersiniz.kulağınıza kulaklık takıp gözünüzü yumarsınız ama teyze sizi dürter sorar sonra cevap vermezsiniz kulaklığınızı bile çıkarır.yani uyku iptal olur siz artık teyzenin insafına kaldınız.
-yada ağlayan bir çocuk.allahım tam kabus.yorgunsun uykusuzsun ama ufaklık ağlar.
-kusan insanlar sizinde midenizin bulanmasına sebep olurlar.
yanınıza oturan yaşlı teyzenin, üzerinizdeki kıyafetten, tırnağınızdaki ojeye, neden şehir dışında okuduğunuzdan kulaklığınızdan gelen müziğe kadar her şeyi sorgulamaya çalışarak; onu dinlemediğiniz halde sürekli dürtüp sohbet etmeye çalışması.
geveze yan komşu
yumurta yiyen teyze
yumurta ikram eden teyze
yumurta ikramında ısrarcı olan teyze ve yanında burnunu karıştıran kocası
nerelisin sorusuna yapışıp kalan koridorun diğer ucu
sikiyle oynayan muavin
sonra o eliyle poğaça dağıtan muavin
uyuklamak üzere olan şoför
mola yerinde "tertemiz" wc duvarları
zamansız geliveren çiş...
tam ne güzel tek oturuyorum derken otobüsün kalkmasına saniyeler kala yan koltuktaki yolcunun gelmesi, uzun süren yolculuklarda arkadaki amcanın ayakkabısını çıkarması sonucu otobüsü kaplayan koku.
yanınıza devasal boyutlara ulaşmış obez ötesi bir kadının oturması ve sizi cam kenarına pıstırması. 1 anını boş geçirmeyip manyak gibi paso yemek yemesi. yetmeyip sizin de yemenizi istemesi, hatta zora koşması.
(bkz: düşman başına vermesin)
mp3 playerın şarjının bitmesidir. çünkü mp3 player her türlü sıkıntıyı bastıran bir şeydir, tutunulucak tek daldır. ağlayan bebeği, horlayan amcayı, dırdır eden teyzeyi duymazsınız eğer müziğiniz varsa. bu yüzden yokluğu onulmaz bir yaradır. o yol geçmek bilmez.
önde oturan öküzün koltuğunu yolculuğunuz boyunca sonuna kadar geriye doğru yaslaması ve klostrofobiye davetiye çıkaracak kadar küçük bir alanda hareket etmeye çalıstığınızda ön koltuğa çarptığınız icin aynı öküzün sizi utanmadan uyarması veya tehdit etmesi, yolculuğunuzu olduğundan cok cehenneme cevirebilir, zorlastırabilir ve gerebilir.