burda yazılanları okuduktan sonra daha bi karın ağrısı sokan şey. sevgili kavramını çok değişik yaşarsınız. bir yandan uzağa alışırsınız bir yandan da özlem her geçen gün artar. fazla da kelime bulamıyorum aslında.
bazen zor olduğu korkusuyla muhteşem bir ilişki yaşayabilecekken vazgeçmekmiş. "şimdiki aklım olsa bütün kaygıları bir yana bırakır evet derdim" dedirtir sonrasında bünyeye ama artık çok geçtir. keşkelerde yakayı bırakmaz.
aynı şehirde yaşanan ilişkiye oranla daha zor olan ilişkidir.
insan yeri geldiğinde sevdiğini yanında, bucağında ister. canı sıkıldığında onunla buluşabilmek, elini tutabilmek, kokusunu almak ister. aynı şehirde olduğunuzda bunları yapma ihtimaliniz daha fazladır ama ya değilseniz?
zordur.
zor olduğu için daha bir farklıdır etkisi. günlerce hatta aylarca göremediğiniz sevgiliniz bir anda karşınıza çıktığında koşa koşa boynuna atlamak, ona sarılmak gibisi var mıdır? bir düşünün.
ya sonra?
o gittikten sonra başlar düşünceler, acabalar. yaşadığı yerde başka birisiyle mi, orda başka birisine baktı mı?, ne yapıyor?, ne ediyor?...
deli eder sizi. sinir sisteminizi yıpratır. yine de konuşarak ve karşılıklı güvenle atlatılamayacak birşey değildir.
kıssadan hisse: herkesin harcı değildir sevgilisini başka bir ilde hatta ülkede sevmek.
gözden ırak olan gönülden de ırak olur lafını unutmamak gerekir. elbetteki karşı tarafa güvenmek önemlidir fakat bundan daha da önemlisi kişinin kendisine güvenenbilmesidir.
acı verir aranızda kilometreler olduğunu bile bile yaşamak zorunda kalmak. ve her geçen gün aranızdaki mesafenin size de mesafeler kattığını farkedesiniz. içiniz acır her dönüşte, her yola çıkışta..
her ayrılışta gözyaşlarınıza engel olamazsınız, geri dönmek için bir yol olsa, orda kalmak için bir çare bulsanız bir adım bile uzaklaşmazsınız. ama gitmek zorundasınızdır ya da o gitmek yeniden yollara düşmek zorundadır.
hep aynı şehirde olanlara imrenerek bakarsınız, yaptıkları küçük kavgalara anlam veremezsiniz. hiç bir şeyden memnun olmadıklarını düşünürsünüz. sizin tek kavganız buluşamamak birbirini özlemek yüzünden çıkarken onların ne yapmaya çalıştıklarını anlayamazsınız.
kısacası hüzünlüdür ayrı şehirlerde bir beraberlik yürütmek, buruk bir ilişki yaşanır.
daha çok emek daha çok fedakarlık isteyen yürütmesi çok zor bi ilişkidir. gözden uzak olan gönülden de ırak olur sözü aklına gelir her an korkarsın. ama doğrudur çünkü sevgilin değilmidir istediğin anda omzuna yatmak istediğin, sevgilin değilmidir en muzur anında yanında olup onunla sonsuz delilikler yapcağın ama hani nerde dersin tam isteklerin en dorukta olduğu zaman ve o yoktur işte hissedemezsin tam o anda sevgilin olduğunu sonra daha fazla bağlanmaktan korkarsın sonunda ya onun ya da senin soğuyacağını düşünürsün daha fazla uzatmadan bitsin dersin aslında hala seviyorsundur ama cesaretin yoktur. belkide gücün yoktur daha fazla kıskanmaya daha fazla merak etmeye daha fazla iki kişi yaşamaya daha fazla paronayak olmaya. sonunda gider uzaktaki sevgili ya da sen gidersin onun hayatından belki yollarınız yine birleşecektir yıllar sonra aynı şehirde belki de artık bir mazisinizdir sadece.
elalem aşkıyla kafelerde,parklarda buluşurken otobüs terminallerinde randevulaşmak,sevgiliyi beklerken haydarpaşa'da tüm vagonları hatta tren raylarını saymak,sevdiğini getirecek vapur iskeleye yanaşana kadar bütün vapur seferlerinin saatlerini aklında mıh gibi tutmak...
berbaber olduğunuz o günleri aranızdaki uzaklığı yakın etmek için çabalamakla geçirirsiniz. Aşkınızı yaşayacak ne fırsatınız kalır, ne de gücünüz. Yakın zamanda kavuşma ümidi yoksa, daha da alışmadan ayrılın.
aşık adam dokunmak, hissetmek, görmek ister. Bildiği kadarı yetmez.
çoktan seçmeli aşk yaşamaktır. böylesine ilk defa şahit olunmaktadır. şehrin birinden otobüsünüze binersiniz, peronda tüm otobüsün izlediği birbirine çok yakışan bir çift vardır, karşılıklı aşk sözcükleriyle vedalaşırlar ve er kişi otobüsüne binip sevdiceğine el sallar. nihayet otobüs yolculuğunu tamamlamış ve yolcular inmeye başlamıştır. otobüsün önünde el kol hareketi yapan şıkıdım bir kız dikkatleri çeker ve bizim er kişiyi görür görmez boynuna atlar, yine o tanıdık aşk sözcükleri bu sefer kavuşma için sarfedilir karşılıklı. o anda peronda bulunan herkesin şahit olduğu şey ''şehirler arası aşk''tır. *
bir zaman sonra her iki tarafıda yıpratan ilişkidir. evet belki ayrılıktır sevginizi ölçecek en müthiş test ama yıpranırsınız işte. hasretinize telefondur tek çare. saatlerce konuşursunuz, anlatırsınız ona ama yinede eksiktir bir şeyler. tamamlayamazsınız bir türlü çünkü o yanınızda değildir. bir an olur canınız sıkılır sadece onun sizi anlayacağını düşünürsünüz ama o yoktur. telefona sarılırsınız ama yine aynı olmamışlık dikiliverir önünüze. hissedemezsiniz.
otobüsler ikinci yuvanız olmuştur. yolculuklarda bitmek bilmez çileniz. ama bir yandan iyidir gidilen yol çünkü sonu sevdiceğe çıkmaktadır.
bu gibi zamanlarda size sizi anlatacak en iyi şey fotoğraflardır belkide. mesela o nefret ettiğiniz otogarda çekilmiş fotoğraflarınız. tipiniz kaymış, kaş göz dağılmış belli uğurlayacaksınızdır sevgilinizi az sonra. rica edersiniz birine sizi çeksin diye hatıra niyetine. hemen çakma bir tebessüm yerleştirirsiniz yüzünüze ama bellidir iç kanamaktadır.
güçlüyseniz, eğer aradaki gerçekten aşk ise dayanırsınız lakin yaşanılan yeterince derin değilse o ilişki bir zaman sonra bitmeye mahkumdur.
bir otobüs şirketi ile anlaşılması halinde çok da zor olamayabilir. aksi taktirde sürekli yollarda geçirilen zamanlar ve harcanana paralar cabasıdır. üstelik sevdiğiniz her istediğiniz an yanınızda da olmayacaktır. genelde üniversite yıllarına mahsus. onca zorluğa direnenler mutludur belki ama eğer hisler yeterince kuvvetli değilse mutlaka bu aşk bir yerlerde çatırdayacaktır.