zordur ama cok guzel arkadaslar kazanırsınız. zora dustunuz mu ne yapıcagını bilirsiniz ? evi vekip toparlamayı ve yalnız basınıza evde gecnmeyi ogrenirsiniz.
maddi sıkıntı, yalnızlık ve özlemektir. bol bol üşümek, herkesin önüne koskoca bir duvar örmektir. iki şehir arasında yaşamaya çalışmak nereye ait olduğunu bilememektir. bir tek sevdicek varsa bir şeyler daha iyidir belki ama yine de zordur.
yaşamamış insanın , yaşamak istediği merak ettiği yaşam biçimidir . karakteristik özelliklerim olan utangaçlık , çekingenlik , asosyallik ile am üstünde göt sikemeyeceğimin farkında olmama rağmen düşünmeden edemiyorum .
eksilerinden çok yararları vardır. çok güzel anılar yaşanabilir. hayatı kısmen de olsa öğrenmektir. yeri geldiğinde yokluk yeri geldiğinde sefa yapmaktır. basitçe para muhasebesini öğrenmektir. özgürlük ama içinde özlem olan bir garip bir duygu yaşatır insana. güzeldir kısaca.
hayatımın en güzel zamanlarıdır. tekrar eve dönmek çok zor oldu. ah pembiş popolu kız arkadaşlarım rakı şişeleri deniz kokusu amk ders kitapları. siz hiç fındık bahçesinde seviştiniz mi ? kimse görmez o kadar sık dikilmiştir ki ağaçlar.*
okurken değil ama, tatilde ailenizin yanına döndüğünüzde büyüdüğünüzü anlamanızı sağlayan olay. her şeyden önce, 'tatilde' gidiyorsun ailenin yanına? oturup sohbet ediyorsun falan aileden çok arkadaş gibi, 'bizim oralar' muhabbeti dönüyor. önceden kavga çıkan olaylarda alttan alan taraf oluyorsun, onları üzmeye kıyamıyorsun. en büyük sorunlarını bile belli etmemeye çalışıyorsun ya, sırf gözyaşı dökmesinler endişelenmesinler diye. 'ben başa çıkarım, onlara belli etmeyim' diyorsun. ne derler korkusuyla değil, büyük bir insan olgunluğuyla, büyüdüğün için. var mı ötesi?
onu bunu bilmem, insan 'anne-baba' denen kavramı, ilk evden ayrıldığı zaman anlıyor. öncesi boş.
üniversiteye gidecek yaşa gelmiş her insanın kesinlikle yapması gereken şey. en doğru hareket. zira insanları tanımak, kendi başına yaşamayı öğrenmek, sorumluluk almak, insan ilişkilerini geliştirmek ve ilerideki her türlü duruma karşı soğukkanlı yaklaşabilmek için bu tecrübenin yaşanması gerekiyor. insan yıllardır içinde yaşayıp pamuklara sarıldığı düzenden ayrılıp sağ kalabildiği zaman büyüyebiliyor. aile yanında falan da üniversite okuyan kendini üniversite okudum saymasın. istediğin saatte çıkıp istediğin saatte geliceksin evine, eğlenmeye gidiceksin, gelen giden olucak evine, içiceksin falan. bunlar yaşanması gereken şeyler. zamanında yaşanmadığı zaman ileride daha kötü sonuçlar doğurabiliyor. sonuç olarak şehir dışında üniversite okumak bir insanın hayatta verebileceği en doğru kararlardan biridir. pişman olmazsınız arkadaşlar. gidin deneyin. ha tabi size demiyorum ki herşey güllük gülistanlık olucak. kavgada ediceksiniz arkadaşlarınızla, hatta en yakınlarınızla, aynı evde konuşmadığınız, soğuk geçen günleriniz de olucak, hayata da lanet ediceksiniz, sorgulıcaksınız herşeyi ve geçmiş hayatınızla bugününüzü kıyaslıcaksınız ama alışıcaksınız. alışıcaksınız ki devam edebilesiniz. o yüzden de büyiceksiniz.
zordur şehir dışında üniversite okumak. her zorlukla sadece kendiniz başetmek zorundasınızdır. maddi manevi her türlü zorluklarda sadece kendiniz varsınızdır. etrafınızdaki insanların sizi kandıracağını ya da çıkarsız yanınızda olduklarını görmenizle başlar ve evin maddi her türlü maddi giderleriyle harçlığınızı ayarlamanızda hayatta para yetirme olgusunu öğrenmeye başlarsınız. sonra da hayatı yavaş yavaş öğrenmeye başlarsınız. ya ailenizden gördüğünüz eğitimi unutmaz ona göre yaşarsınız ya da ne olduğunuzu unutursunuz yazık edersiniz her şeye. seçim sizindir.
Yurtta katlanılamayacak eziyettir. Ev tutup öyle kalmak en iyisi. Durumunuz varsa tek çıkın eve de. Başkasının kahrını çekmek sıkıntı. Ha nedir kişilk meselesi tabi, bazıları tek kalamaz orası ayrı. Ama benim tercihim tek evde geçirmekten yanadır üniversite hayatını.