hele ki bir misafirliğe gitmiş ve başınıza gelmiş ise yaşama sevincini alır götürür çünkü bilirsiniz misafirden kalktıktan sonra birde o ıslanan çorapla ayakkabınızı giyiceksinizdir.
hayattan soğutan anlardandır. ayak topuğuna dokunan o ıslaklık özellikle kış günleri kurumaz ve birazdan ayakkabıları giydikten sonra da her adımda o soğuk temasla çekilmez bir hal alır. hep küçük şeyler bizi bezdiren.
Bunun zirve hali misafirlikte yaşanır. Islak çorap bir süre sonra cünüp gezmek gibi garip duygu yayar tüm vücuda. işte o an,zihnimde
ev temiz görünsün diye misafir gelmeden önce tuvaleti tuzruhuyla yıkayıp iyice durulamış olan ev sahibi kadını kırbaçlayasım gelir. Bir tarafta yapışmış çorabın verdiği, insanın içini kımıl kımıl yapan o fütursuz his, diğer tarafta kırbaç sesleri.
hayatınızın film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçmesine neden olacaktır. zira "çorabın nerede kurutulacağı", "başka çorabın nerden bulunacağı", "ıslanmış çorabın ne vakit giyildiği" ve "kirli sepetine atmak için çok mu erken olduğu".. gibi pek çok gereksiz soruyu beraberinde aklınızdan geçirtecektir.