farkındalık hissinin ilk 1 aydan sonra kaybolacağını aklınızdan çıkarmayın. bir sevgiliye takılıp kalma eşekliğini ben yaptım siz yapmayın. üniversite global dünyanın lokal sorunlarının yaşandığı ve yaşatıldığı gerçek hayattan yalıtılmış bölgedir. kasmayın sakin olun yaşayın herşeyden önce adam olun. göz açıp kapayıncaya kadar bitecektir emin olun. bunun için haddim olmayarak herşeyi ama herşeyi sınırlarda yaşayın derim.
üniversiteli olup sevgili edinememek, badak ve tanışamayan erkekler başlıklarını iyi inceleyin hatta gerekirse hatim edin ki sonrasında (eğer sözlük yazarıysanız) bu başlık altına entry girmek zorunda kalmayın. ayrıca önünüzde ki 4-5 yıl boyunca dolu dolu üniversite hayatınızı yaşamaya bakın. son olarak eğer üniversiteyi ailenizin yanında okuyacaksanız eğer şu başlığa da bir göz gezdirin derim. (bkz: üniversitede okurken aile ile yaşamak)
hayatınızın bu dönemini çok iyi değerlendirin çünkü bu saatten sonra ataraba balkabağına, şöför ve korumalar fareye, faytonunuzdaki at da köpeğe dönüşecektir..
dünyayı kurtarmaya çalışma, ülkeni sev ama kahraman olmak için yırtınma, başından sonuna en sonunda besleyeceğin amacı taşı; kendini kurtarmaya bak. hadi iyi dersler dostum. *
hemen daha güzel sevgili bulacağınızı zannedip hali hazırda var olan, uzaktaki sevgilinizden ayrılmayın. özellikle erkeklere söylüyorum."abi görsen varyaa üniversitede taş gibi hatunlar gelip teklif ediyorlar" gibi şeylere kanmayın. sonra 2. sınıfa geçtiğinizde umduğunuzu bulamayıp, o bir hiç uğruna ayrıldığınız çirkin ama gururlu sevgilinize dönmek istediğinizde her şey için çok geç olur.yani inşallah.
gezin tozun takılın vs nasılsa bitecek bir gün okul çok çok bir iki yıl uzar uzasın. para kazanma, hayat mücadelesi vs bi başladımı ardı arkası gelmecek zaten.
okulu çok takmadan hayatı yaşamak temel felsefe olmalı.sınav dönemleri yoğun bir çalışmayla halledilir sınavlar.geri kalan zamanlarda iyi gezilir.ama bulunulan şehir de oldukça önemlidir.
lise ya da ortaokul dönemlerinde ders yükünüz çok olmadığından bol zamanınız vardır. lakin her iki dönemde de üniversitede olduğu kadar bilinçli değilsinizdir ( bazıları hayatlarının hiçbir döneminde bilinçlenemeden tabuta giriyor, onlar konumuza dahil değiller ). üniversite yıllarından sonra yaşın ilerlemesiyle doğru orantılı olarak tecrübe ve bilinç artacaktır. fakat o dönemlerde de yeterli vaktiniz olmayacak bir şeyleri yapmaya.
sözün özü: üniversite dönemi kadar bilinçli ve o kadar çok bol zamana sahip olduğunuz başka bir dönem daha olmayabilir hayatınızda. kıymetini bilin. kıçınızı kırıp ders çalışın ama bi' work and travel da yapın mesela, interrail ya da erasmus olaylarına girin. dil kurslarına gidin. kursları diyorum bak, çoğul. hiç bir şey beceremiyorsanız, katıldığınız için size sertifika verilen eğitimlere gidin. onu da yapamam diyorsanız okul kütüphanesine gidin yahu. okuyun. mal olmayın.
"Öncelikle taşradan geldiği 1 kilometreden belli olan yeni öğrencilerimiz, buraya özellikle siz dikkat edin... Evet sen ürkek ceylan! Beni dinle evladım... Şimdi etrafta dolanan havalı üst sınıfları görüyorsunuz, giyim kuşamlarını, konuşmalarını falan gizli gizli hayranlıkla izliyorsunuz, siz de en geç 1-2 sene sonra onlar gibi olacağınızı umuyorsunuz. Arkadaşlar şimdiden söyleyeyim; öyle bi şey olmayacak. Nereye oluyorsun? O havalı arkadaşlar ilk başladıklarında da havalıydı. Çoğu, okula velileriyle bile gelmemişlerdi. Diğerleri, yani sizin şimdiki halinize benzeyenler etrafta pek görünmezler zaten. O yüzden 'Bütün üst sınıflar böyle, biz de böyle olucaz.' gibi bir yanılgı içine düşebilirsiniz. Hiç heveslenmeyin değerli arkadaşlarım, üzülen yine siz olursunuz."
"Bir süre sonra zaten siz de farkedeceksiniz ki yapmanız gereken şey durumu kabullenip, kendiniz gibi olanları bulmak. Unutmayın, esas notlar oralarda döner. Havalılar bir tek final dönemi size yaklaşmaya çalışacaktır, 'Notlarımı vereyim de bunlarla iyi arkadaş olayım...' diye düşünmeyesiniz sakın ola. Sizinle arkadaş falan olmayacaklar..."
"Kayıt günü tanıştığınız arkadaşı unutun"
"Sevgili arkadaşlar, bir de lütfen kayıt günü tanıştığınız arkadaşınızı aramayı bırakın artık. Hayır onunla okul boyunca arkadaş kalmayacağınız gibi, birlikte eve falan da çıkmayacaksınız. Çok kısa süre içinde hayatınızdan bir daha dönmemek üzere çıkacak o. Arada koridorda, kantinde falan karşılaşırsanız bi merhaba der geçersiniz, en fazla o olur. Zaten siz de kısa süre sonra kayıtta tanıştığınız ve o şaşkınlık ve hevesle tutunacak bir dal olarak gördüğünüz arkadaşın aslında çok sıkıcı biri olduğunu farkedeceksiniz. 2-3 aya kalmaz, bir çeşit sessiz anlaşmayla birbirinizi görmezden gelmeye başlarsınız. Kayıt kafası başka bir kafa arkadaşlar. Gerçi ben şimdi burada ne kadar anlatsam boş, yaşayın görün..."
"Kimse yatay geçiş gibi hayallere kapılmasın"
"Aranızda üniversitemizin nispeten kıytırık bölümlerini kazanmış olanlar var. Notları iyi tutup yatay geçişle daha iyi bölüme geçmeyi hayal ediyorlar, biliyorum. Onlar iyi ki varlar. Sene boyu boş yere debelenmelerini izlerken inanın çok eğleniyoruz hepimiz... Yatay geçişle alakalı maddeyi yönetmelikten halen kaldırmamamızın tek sebebi bu diyebilirim."
"Çeşitli ideolojik gruplardan size yanaşmaya çalışanlar olacaktır. Onlardan ekmek çıkar mı diye düşüneceksiniz. Çıkabilir, çıkmayabilir. Güzel burs da alabilirsiniz, hatta kendinize manita bile yapabilirsiniz bir ihtimal ama belli olmaz o işler. Bir bakmışsın çorap kokan bi evde ilahi dinlerken bulmuşsun kendini. iyice düşünüp tartın diycem ama piyuvvv kime diyorum, şunlara bak. Neyse..."
"Kendinizi daha fazla küçültmeyin"
"Değerli arkadaşlarım, senede bir kez okulumuzda Genç Bakış programı yapılır, korkacak bir şey yok. Gideceksiniz, kim konuşuyorsa alkışlayacaksınız, hepsi o kadar. Ancak lütfen 'iki kelime de ben edeyim de biraz da ben alkışlanayım.' tarzı küçük hesaplara girmeyin. Sonra kendinizi TV'den izlerken çok utanırsınız, inanın bana. Ayrıca Şebnem Ferah ve Emre Aydın her sene gelip konser verirler. Sınavım vardı kaçırdım falan diye üzülmeyin, bu sene olmazsa nasılsa okul bitene kadar 3-4 kere daha dinleme şansınız olur."
"Taşradan gelen arkadaşlar; sözüm yine size. istanbul'da okuyacağınızı öğrenince 'Aaa, lütfen bizde kalsın, hafta sonları falan mutlaka bekleriz, bi ihtiyacın olursa kesinlikle bizi arıyorsun.' falan diyen akrabalar ve yakın aile dostlarınız vardır eminim. Onların da yüzünü bir daha görmeyeceksiniz. Şimdiden hazır olun ki sonradan bi kırgınlık, küskünlük yaşanmasın. O öyle söylenir, adettendir..."
"Öğrenci işlerini olduğu gibi kabul edin"
"Bir de öğrenci işleriyle ilgili olarak ilk günden şikayetler gelmeye başladı bile. 'Yüzümüze bakmıyorlar, çok yavaşlar' falan deniyor. Bakın buradan bir kez daha yineliyorum, öğrenci işleri 20 yıl önce de böyleydi, 20 yıl sonra da böyle olacak, bunu ilk yıldan itibaren kabul etmeniz sizin menfaatinizedir... Son olarak değerli arkadaşlarım, çan eğrisi sisteminde bu teknik olarak mümkün değil, biliyorum, ama yine de hepinize başarılar dilerim, tekrar hoş geldiniz..."
--spoiler--
