okurken kıymeti kimse tarafından layıkıyla anlaşılmayan, mezun olduktan sonra ülkemizin gerçekleriyle örülü şeffaf duvara toslayan, çoğu kişinin 'neden uzatmadım ulan' diyerek başını taşa vurduğu kıymetli günler topluluğu.
lisedeyken kazanıldığında işin bittiğine inandığın ama geldikten sonra aslında olayın göründüğü gibi olmadığını anladığın sosyallikten uzak, bilimsel olmayan kurum.
ilim veriyoruz diye kandırılan insanları yaz aylarında bir araya toplayıp garibab prof. ve çeşitli sikindirik rütbelerde akademik personele para aktarılan kurumlardır.
türkiye'de kusursuzunu asla bulamayacağınız eğitim kurumu. ama şu da bir gerçek. insanın hayatının en güzel zamanlarının geçtiği yerdir. candır. kandır.
bu kurumun altında bulunan çoğu kişi ne yazık ki, iş bulma hayalleriyle yanıp tutuşuyor. o yüzden ben sizlere üniversite nedir ne değildir kısaca özetleyeceğim.
1. üniversite iş kurumu değildir. öyleyse üniversite nedir?
üniversite, insanların sosyal olanaklara sahip olduğu, bilimsel araştırmalar yaptığı ve bilgi/kültür edinmek için gittikleri kurumlardır. insana meslek kazandırma gibi gayeleri yoktur. insanı bilgili ve kültürlü ve sosyal zekalı yapma gayeleri vardır. üniversite mezunu olduğunuzda, farklı düşünen bireyler olursunuz. farklı düşünme paha biçilemeyecek bir şeydir. üniversitede alınan bilginin değeri yoktur, olamaz. "üniversite mezunu oldum 2000tl'yi hakediyorum" diyebilmek sefillikten başka bir şey değildir. kendi beynine küfür etmektir.
2. üniversitede meslek öğrenmeyiz. öyleyse nerede meslek öğreniriz?
meslek liseleri ve meslek yüksekokulları sizi mesleğe hazırlarlar. ya da çıraklık eğitimleriniz. bu sayede bir üniversite mezunundan 4 ile 6 sene önce iş hayatına atılmış olursunuz. mesleğinizin adamı olursunuz. bilgiden ziyade paraysa önemli olan, meslek okullarına yönelin.
3. üniversite para kazandırmaz. peki niye okuduk 4 yıl, bunun karşılığı 900tl miydi?
üniversite mezunu adam 22 yaşında (en iyi ihtimalle) ilk iş deneyimine sahip olur. 18 yaşında ilk iş deneyimine kavuşmakla, 22 yaşında kavuşmak arasında fark vardır. patronlarınız da size iş vermektedir. dolayısıyla tecrübesi fazla kişiye daha çok maaş verirler. 18 yaşında çalışmaya başladığın bir işte 600tl para kazanırsın, 4 senede kazandığın kıdemlerle 1200tl'lere kadar çıkarsın. çünkü tecrübelisindir. üniversitede kazandığın şey iş tecrübesi olmadığı için, işlerde bu kazandığın "üniversite tecrübesinin" bir anlamı yoktur. iş ile okul farklı alanlardır anlayın.
Üniversite Eğitimin Amacı Bilim Yapmak Olmalı, işe Girmek Değil
Bu sorunun yeni sınav sistemi veya ÖSYM'nin yanlış yönlendirmesinden kaynaklandığı da iddia edilebilirse de, bana göre sorun daha derin ve geleceğimiz açısından çok önemli. Sorunun temeli toplumun üniversiteyi artık bir iş kapısı olarak görmemesinden kaynaklanıyor. iş bulma şansı olan belirli mesleklere olan ilgi hızla arttı, bazı mesleklerde ise iş şansı yok. Bir başka ifade ile üniversitenin ulvi ifadesi olan, bilim ve felsefe ortamı içinde kişinin kendisini gerçekleştirmesi, hayata hazırlanması, aynı zamanda belirli konularda uzmanlık kazanması, bugünkü haliyle salt teknik bilgi aktarım aracına dönüştürülürse, sonucunda diploma üzerinden iş sağlama şansı olmayan bölümler tercih edilmez hale geliyor. Sayın Prof. Cahit Arf hocanın tanımı ile "ileri ortaokul" konumunu bile arar durumdayız, giderek herhangi bir meslek lisesine dönüşüyoruz.
Sorunun Kaynağı işsizliktir (bkz: http://www.soruisaretleri...gitiminin-amac-nedir.html)
arkadaşlarınıza lisedeki gibi garip ünvanlarla hitap edemeyeceğiniz kurumdur. örneğin lisede "kahrolası zenci, defol sıramdan" deyip gülebilirsiniz lakin üniversitede gerçekten bir zenci arkadaşınız vardır ve alınmaması için kelimelerinizi dikkatli seçmeniz gerekir. **