ailenizin yaşadığı şehirdeki üniversiteyi tercih etmeyin. akıllı olun birazcık. çok uzağı da tercih etmeyin. şöyle 3, bilemedin 4 saatlik bi mesafe olsun arada. sonra düşünürsünüz yahu üniversite mi okuyorum yoksa liseye devam mı ediyorum diye.
gerçekten istediğiniz yerin neresi olduğunu iyi düşünün. aile baskısı, ego tatmini, arkadaş zorlaması, inat gibi nedenlerle tercih yapmayın. ünilerin siteleri hep taraflı olacaktır sözlükler daha tercih edilesidir ama onlara da çok itibar etmeyin mesela benim şu an severek okuduğum okula önüne gelen bok atmıştı. beklenti meselesi sonuçta...
belki yazıldı belki klişe ama tekrarlamakta fayda var. üniversite değil bölüm tercih edin. okumayı gerçekten arzu ettiğiniz bölümden sırf okulunun ismi afilli değil diye sakın ha sakın vazgeçmeyin. araştırın ve hangi şehirde okumak istiyorsanız gidin. nasılsa devlet kredisini sunuyor. siz de ideallerinizi hiçbir zaman unutmayıp sağlanan imkanları da gözeterek layığıyla mezun olmaya bakın. nasılsa ödenir.
yoksa ismi affilli olan bir üniversitenin okumaktan hiçbir keyif, zevk, neş'e alamayacağınız bir bölümünü okumak zorunda kalınca, seneler her geçen dönem +1 olur. bunu da hiçbir öğrenci ve ebeveyn istemez öyle değil mi?
iki üniversite ortamı, iki farklı şehir, iki farklı insanlar gördüm. özetle söylediklerimi mutlaka yaşayacaksınız. gittiğim iki şehirde de yerli halka olan düşmanlık vardı, sizin gittiğiniz şehirde de büyük ihtimal olacak çünkü bazı arkadaşlarınız yerli zengin çocuklarla takılacak sizde kıskanacak sonra olaylar gelişecek, şehir önemli midir evet önemlidir. ben beyazıt'ı gördüğüm zaman keşke bir üniversiteyi 7 sene bitirseydim ama bu şehirde öğrenci olsaydım dedim. orada bir üniversite bitirmek anadolu'da ki 3 üniversiteye bedel olabilir. tercih yaparken şunlara dikkat edin çok iyi bir bölüm dandik bir şehirde olabilir olsun, çok dandik bir bölüm çok iyi bir şehirde çok iyi bir üniversitede olabilir olsun. bu ikili koşulları değerlendirin.
şehir dışı yazın öncelikle. tabii durumlar müsaitse. çünkü yalnız başına ayakta durmak nasıl bir şey işte ancak o zaman anlarsınız ve zorlukları olsa da bu sizi hayata çok güzel hazırlayacak. izmir'den sonra afyon biraz yaşam açısından zor geldi mesela bana ama alışınca falan o kadar güzel oluyor ki şehir dışı bile olsa. maddi durumlar ön planda olacak tabii önce. bir de para farkı dışında ikinci öğretimden korkmayın. hayatı tersten yaşamakta güzel bir duygu zamanla alışıyorsunuz ve hayat mükemmel geliyor yine gözünüze.
üniversitenin liseden farklı olduğunu düşünmeyin. çünkü lisedeki gibi katip gibi yazarsınız, yazmazsanız bazı kıl hocalar "niye yzmıyon geeeenç çok mu biliyon" diye gerzekçe bir şekilde sizinle uğraşabilirler. hocaların çoğunluğu antikadır (en azından anadoludakiler)
üniversite okumak için üniversite okumayın. gerçekten seveceğiniz, ilerde mutlu olacağınız bir meslek seçin. ailenizin baskılarına boyun eğmeyin.
devlette çalışmak ve memur olmak istiyorsanız selçuk iibf'nin uluslararası ilişkiler ve kamu yönetimi bölümleri sanılanın aksine oldukça kalitelidir ve bitirdikten sonra kolayca iş bulabilrsiniz. istatistikler de bunu gösteriyor zaten.
tabi öncelikle meslek gelir ama bence okuyacagınız sehir de sizin kişiliğinizin gelişmesi acısından cok önemli. bence öncelikle izmir-istanbul-eskişehir sonra ankara-bursa-kocaeli şehirleri üni yaşamı açısından gayet güzeller. bir de fen edebiyat tan hiçbir bölüm yazmayın yazacaksanız işletme yazın ne bileyim beden eğitimi yazın.
eğer ingilizce, almanca, fransızca vs. hazırlık okuyacaksanız sakın uludağ üniversitesi'ne gelmeyin. 1 sene bursa'nın dışında okursunuz ve eğer kalır ve tekrar yapmak zorunda kalırsanız psikolojiniz kesinlikle darmadağın olur.
kampüs havası istiyorum diyorsanız şiddetle tercih etmeyiniz.
(bkz: dokuz eylül üniversitesi)
kampüs havası istiyorum diyorsanız şiddetle tercih ediniz.
(bkz: ege üniversitesi)
bölüm düşünecek olursak ekonometri yazmayın, üzerler. *
Bir kez daha düşünün! Babanızın parası varsa okumayın. Sanat eğitimindeki ilk yanılgı sanatçı olacağınızdır. Bu eğitimin sonunda sadece sanattan anlayan bireye dönüşüyorsunuz, sanatçı olamazsınız. Gazetecilik, iletişim, basın yayın fakültelerini geçiniz, yoksa cafe açana kadar uzun yıllar işsiz kalırsınız. Mühendislik falan zaten cart. Tıp okuyacak kadar denyoysanız diyecek bir şey yok zaten. Oku oku ihtisas yap kafadan on yıl. Sonuç; 1500 liraya vezirköprü devlet hastanesindesiniz. cemaat yurtlarında kalmış, onların yardımıyla falan okumuşsanız polis olun, zaten onlar size teklif edecektir. işletme, iktisat eğer odtü değilse ilaç firmasına mümessil olacaksınız demektir. iki yıllık meslek yüksekokullarına gideceğinize dondurmacıya gidin. Avucunuzu yalamaktansa, dondurma yalamanız daha iyidir. Eğitim fakültelerini de geçiniz. Öğretmen olmanız için kpss yi aşmanız gerekir. Belirli branşlar dışında atanacak kadro sayısı komiktir, şansınıza güvenmeyin. ilahiyat fakültelerini yazarsanız, mezun olduğunuzda imam olacağınızı sanmayın. ileride sizi parlak günler bekliyor derim ben. il kültür müdürü, il sağlık müdürü, il milli eğitim müdürü olacağınız garantidir! Atmıyorum, vallahi ilinizin kültür müdürü, sağlık müdürü neciymiş bir sorun öğrenin bakalım!
söz konusu tercih hayatınızı direk etkileyecek büyük bir karar olduğu için iyi düşünülmesi gerekli.
1) Ne olursa olsun, kim ne derse desin, otobüste yanınıza oturup bölümünüzü öğrenen koca popolu teyzeler ne tepki verirse versin yapmak istediğiniz işle ilgili bölümü yazın. hayalinizdeki bölümü yazın. xxxxx mesleği çok popüler, okul bitince iş garanti, xxxxcilere kızlar veriyormuş gibi şeyleri kulak arkası edin. hepsi yalandır. tek gerçek sizin hayallerinizdir. mesela inşaat mühendisi olmak isterken tıpa girecek puan çıkartmışsanız tıp yazmayın, gidin puanınıza en yakın inşaat mühendisliğini yazın. yoksa hayatta iyi bir doktor olamazsınız.
2) istediğiniz bölüm kadar okuyacağınız yer de önemli. kampüsü, yurtları, bölümün imkanlarını, ders programını görmeden kesinlikle, sakın tercih yapmayın. aman dedim bak.
3) maddi durumunuz çok parlak değilse pek şehir dışına gitmeyin. siz görmeseniz de ailenize çok yük biniyor.
4) büyük şehirli iseniz daha küçük şehirlere gitmeyin, alışamazsınız.
5) kalacağınız yer ile kampüs mümkün oldukça birbirine yakın olsun. hata bu ikisi şehir merkezine de yakın olsun. bu durum size yol, su, baraj ve en önemlisi tasarruf olarak geri döner. eğlenceye daha çok para kalır.
Hiç bir zaman aç kalmayacaklardır. Yeter ki üniversite sürecinde okul, yoksa bir şekilde sürekli öğrenme ihtiyacı duyulsun. Yaşamı sorgulasınlar. illa ki bir yolla para kazanılır. Fakat biliyoruz ki memleketin en iyi üniversitesinden bir inek, cahil olarak mezun olmak para kazandırabilir, fakat yaşam aslında boş bir yaşam olacaktır.
hukuk ya da herhangi bir eğitim fakültesi düşünüyorsanız üniversiteye o kadar çok takmayın amma iletişim fakültesi tercih edecekseniz kesinlikle büyük şehirleri ön planda tutun lakin piyasanın ne kadar içinde olursanız o kadar iyi.
iyi üniversiteler olmadıktan sonra aralarında büyük bir fark yoktur.Ayrıca mezun olduktan sonra iş imkanı olup olmadığına çok iyi bakın.işletme kazandım aferin bana demeyin hemen.Bazen ne olduğunu bile bilmediğiniz bölümlerden çok iyi paralar kazanabilirsiniz.Sevdiğim işi yapayım diye düşünürseniz de size kişi iyi yaptığı ve iyi kazandığı işi sever derim.Sevdiği işi iyi yapar günümüzde ütopyadır.Aç kalmak istemiyorsanız hayal kurmayın.
kesinlikle gitmek için gitmeyin. ***
ayrıyeten akdeniz - turizm yazmayın!
şahsınıza münhasır şehirde şahsınıza münhasır bölüm okuyun.
misal ben de başvurdum öss ye. mümkünse bölümümü anadolu - felsefe yahut kocaeli - felsefe şeklinde değiştirmeyi düşünmekteyim.
sakın yazıp gidim 1 sene daha çekilir mi buralar demeyin. sonuçta gideceğiniz yer önünüzdeki ortalama 55-60 yılı değiştirecek. 55-60 yılı çekilmez hale getirmektense 1 sene işkence çekip öss kasmak mantıklıcadır sanmaktayım.
