oecd ortalaması yıllık 1650 saat civarı olan gelişmişlik seviyesi parametresi. yıllık çalışma saati ne kadar çoksa ülke o kadar geri kalmış demektir. örneğin birlikte ortak iş yaptığımız orta ölçekli bir alman firması haftada 35 saat çalışıp, sektöründe dünyayı titretirken, türkiye'de ortalama 50 saat çalışma süresiyle bir halt beceremeyen yığınla firma vardır. bunun ana sebebi haftada 50 saat çalışmak değil, çalışıyormuş gibi görünmektir. şahsen ben türkiyenin en iyi üniversitesini bitirip, ankaranın en büyük mühendislik şirketlerinden birinde işe girip geçtiğimiz yıl 2250 saat çalıştığımı farkedince birşeyleri değiştirmem gerektiğini anladım. mesele az ve öz, gerektiği kadar çalışmaktır, bu nedenle avrupada hem daha az çalışır daha çok şey üretirsiniz hem de hayat kaliteniz daha yüksek olur.
Calisma saatlerinden sikayetci olanlar tek bir gun hep birlikte is biraksa patronlar ayaklarinizin dibinde surune surune gelir ama ses cikarmak yerine soylenince boyle oluyor.
Bu durumu çalışma bakanligina şikayet edebilirsiniz.
Eğer ederseniz ne olacak ben size soyleyeyim; dilekçede isim olmak zorunda olduğundan patron kimin sikayet ettiğini öğrenecek ve artık fazla çalışma gibi bir derdiniz kalmayacak. Çünkü sizi şutlayacak.
Ama merak etmeyin, siz şikayet ettiğiniz için işyerine bir adet müfettiş gelecek, o müfettiş iş yerinde hiçbir işçiyle görüşmeden, direkt patronun odasına girecek, 1 saat sonra birlikte odadan çıkılıp, yemeğe gidilecek ve her şey eskisi gibi devam edecektir.
işte asıl sorunda burda zaten 45 saat çalışmak istemiyorum diyen bir işçi grubu olsa ve hakkaten çalışmasalar o patronlar sike sike sizin istediğiniz saate çalışmanıızı sağlıcaklar ama bizim ülkemiz güzide insanımız ahmak salak güzel insanımız yok mu onlar !ezik olmuşlar tabi bi yandanda para ihtiyacıda oldugundan herseyi kabul ediyolar ne diyeilim Allah insanı insaflı patronlarla çalıştırsın.Amin
resmi çalışma saatleridir. gelişmiş ülkelerde buna uyulur. üstünde çalışılan saatlerde çalışanın hakkı verilir. bizim gibi ayda 60 saat mesai yapıp hakkını alamamak ancak aynı gelişmişliğe ve aynı eksik toplumsal farkındalığa sahip ülkelerde görülür.
özel sektörde bokunu çıkardıkları saatlerdir.sömürebildikleri kadaür sömürürler çalışanları.
ancak devlet memurluğunda durum farklıdır.sabah 08:00 da başlaması gereken mesai çoğu kez 08:30-09:00 arası başlar.12:00 da başlaması gereken öğle arası 11:30-11:45 arası başlar.17:00 da bitmesi gereken mesai 16:00-16:30 arası biter.
sabah 08:00 da hiçbir işimi yaptıramadım.saat 16:30 dan sonra hiçbir devlet memurunu yerinde bulamadım.ha keza saat 11:30 dan sonra da.
avrupada insanların sosyal yaşantılarını da devam ettirebilecekleri şekilde ayarlanmıştır. türkiyedeki sistemde ise patronun insafına bağlı çalışma saatleri geçerlidir. hoş geçim ücreti kuş kadar olunca ne sosyallik kalıyo ne de hayat. sanırım şöyle düşünülüyor " aman canım bunlar napcak ? eve gidip yatcak . bari bi işe yarasın . " gibi.
az gelişmiş ülkelerde kâğıt üstünde kalan saâtlerdir.
türkiye'de patronlukların çakallıkları vardır örneğin.
2500 lira'ya imza attırır çalışana. 1500 lira verir.
haftada 40 saât çalışması gereken işçiyi 60 saât çalıştırır ama fazla mesai ücretini geçin maaşını bile tam vermez.