futbolun sadece kazanmak olmadigini bizlere ogreten buyuk baskan. belki zamaninda kizdik, belki kufur bile ettik, ama hakkini helal eder insallah. mekani cennet olsun, bu dunyada ismi her zaman centilmenlik ve fair play ile birlikte anilacak.
ek : belkide en buyuk talihsizligi turkiye ligi` nin onun kadar medeni olamayisiydi.
nesli tükenmekte olan beyefendi bir insan,samimi bir spor adamı , içi dışı bir centilmen,bu kirli spor dünyası içinde kirlenmemiş , değeri yeterince bilinmemiş insan...mekanın cennet olsun , güle güle güzel insan ...
insanın yüzü, içinin yansıması derler. hakkaten bakınca anlarsın bir şeyler. efendi bir kişiliği vardır. öyle bir duruşu vardı. ezeli rakibimizin başkanıydı bir zamanlar. toprağı bol olsun. sevenlerinin ve ailesinin başı sağolsun.
gerçek bir spor severdi. ama onun ötesinde müthiş bir galatasaray taraftarıydı. sürekli vurguladığı "fair-play" lafıyla belki zamanında aşırı iyi niyetli olarak yorumlanmıştı ama o en doğrusunu yapmıştı. "başarıya giden her yol mübahtır" bakış açısından çok uzaktaydı. hakem galatasaray lehine veya aleyhine bir karar verince çıkıp saçma sapan açıklamalar yapmazdı. gerçek bir centilmendi. rakip takım gol atınca rakibin başkanını tebrik ederdi. bu davranışı birçok galatasaray'lı tarafından abartılı bulunmuştu ama o, futbola bakış açısıyla herkesin saygısını ve sevgisini kazanmıştı. allah rahmet eylesin özhan başkan.
iyiler hep erken gider. başkanımızın mekanı cennet olsun.
dilerim galatasaraylı futbolcular, başkanlarının hatırına, onu onurlandırmak için haftasonu fenerbahçeyi yener.
bu maç her zamankinden daha anlamlı olacak.
vefatını duyunca çok üzüldüğüm başkandır. yöneticliği ayrı oturulur konuşulur (ki aslında çok büyük yatırımlar yapmıştır) galatasaraylılığı ta içinden hisseden adam gibi adam, tam bir beyefendiydi.
vefat haberini aldığımda hafta sonu oynanacak derbinin aslında ne kadar da önemsiz bişey olduğunu anlamışımdır. allah rahmet eylesin. kimse maçlarda küfür etmesin.
bu ve bunun gibi buraya alamadığım birçok entry'e konu olmuş başkan. siktir ol git diyenler , canlı cenaze diyenler, ahlaksız diyenler, defol git diyenler, galatasaray'ın başına gelen en büyük bela diyenler... şimdi sormak istiyorum, bu entry'leri hakedecek kadar kötü bir insan mıydı? kötü başkan diyebilirsiniz ki bana göre şu ülkede ki en sağlam galatasaraylılardan biri ve galatasaray için en çok çalışan başkanlardan biriydi. ama işi küfür boyutununa kadar getirmek ne kadar doğru? umarım insanları eleştirirken daha sağlıklı düşünmek gerektiğini unutmayız bir daha...
birgün ceyhun yılmaz ankara'ya takımla birlikte gidiyor. gata'yı ziyaret eden galatasaray yöneticilerini çekmek ve orada takımla röportajlar yapıp bir haber sunmak için bekliyor. sonra birden farkediyor ki çantası yok. çantasını takside unutan 21 yaşındaki bu genç muhabir çalıştığı gazetenin eşyalarını ve özel eşyalarını kaybediyor. artık yapacak hiçbirşeyi kalmıyor ve otelin lobisine oturup ağlamaya başlıyor ve özhan canaydın yanına gelerek; "oğlum, ceyhun noldu neyin var? diyor. "çantamı takside unuttum" diyor ceyhun yılmaz ve özhan canaydın teselli etmeye başlıyor. ardından çok yakını olan ergun gürsoy geliyor ve başlıyor ceyhun yılmaz'ı fırçalamaya. "ben sana demedim mi dikkat et diye, rezil herif" nidaları arasında kalan ceyhun yılmaz'a özhan canaydın sahip çıkıyor ve ergun gürsoy'u uzaklaştırıyor ordan. "sen merak etme ben bulacağım o çantayı" diyor ve telefonunu alıyor eline. ceyhun yılmaz ise camdan tandoğan meydanına bakarken yarım saat sonra birden bütün taksilerin durup bagajlarına baktığını görüyor.
işte bu kadar büyüktü özhan başkan... yaptıkları ve yapamadıkları mutlaka eleştirilecektir fakat adamlığına kimse laf söyleyemeyecek (!)
öğle güneşinden sonra akşam 4-5 gibi sahile iner , plaj sandalyesine oturur , öyle dalgın dalgın denizi seyrederdi. yeşil renkli 34 gs 216 plakalı bir range rover'ı vardı.kimseyi rahatsız etmeden gelir, güneşlenir, denize girer ve evine çekilirdi.beyefendiliği her halinden belli adamdı.
en çok eleştirdiğim başkanlardandı, çok fazla hataları olan başkandı, bu lige göre 3 gömlek büyük bir insandı; ama sonuçta hepsi geride kaldı acısı ve tatlısı ile. hakkı geçti, hakkımız geçti birbirimize. helal olsun! helal olsun! helal olsun!
dün beni ağlattı. gece karanlığında yorganı çekip üstüme, ağladım sessizce. son isteği torununu görmekmiş. isviçre'den çağırılmış torunu. onu görmeden ölmemiş.
gheorghe hagi'yi getirirken galatasaray'a, çok katkısı vardı. Belki çoğu kimse bilmez. Ve lincoln'ü de getiren isimdi. Belki çok kaliteli transferler yapamadı bunların dışında, kulüpte finansal olarak pek başarılı değildi ama geçti gitti. Geride kaldı hepsi. Her şeyden önce iyi niyetli biriydi. 6-0'a rağmen rakibi alkışlayabilen yiğitlikte bir isimdi. mekanı cennet olsun. Ailesine, sevenlerine ve camiamıza sabır dilerim.
Bunca yıllık hayatımda siyah-beyaz rengimin 1 günlük dahi olsa değişebileceğini aklımın ucundan geçirmemiştim.Kelimelerin dudaklardan çıkarken uyguladığı acı basınçla anlamlandırdığım ölüm,
anladım ki bize göre değil özhan abi ve onca yıl aklımın ucundan geçirmediğim renk olgusunu bugün değiştiriyorum.Bugün benim rengim sarı-kırmızı özhan abi.
hoşçakal...
bir galatasaraylı olarak, ölümüyle bizleri kahreden insandır. allah biliyor ya başkanlığı devrinde hiç sevmedik canaydın'ı, saymadık. aziz yıldırım'a bile diyemeyeceğimiz lafları o'na karşı sarfettik. yetmedi alay bile ettik. kendi taraftarı tarafından bu kadar sevilmeyen ve sayılmayan bir insandı. yaşarken saymadık, ölüsünün ardından taziye yazmaya da hakkımız yok. hele hele allah'tan rahmet dilemeye hiç mi hiç hakkımız yok. ölüm sarsıcıdır, sarsıldık, ama hangimiz özhan canaydın'a yaşarken değer verdik?
2 yıldır tedavi gördüğü pankreas kanserine yenik düşen efsane galatasaray başkanı. efsaneliği, kazandığı kupaların bolluğundan ziyade, insanlığı, beyefendiliği ve galatasaray sevgisi olan ve tüm futbolseverler tarafından saygıyla anılacak insan.
