Çok yakışıklı, çok zengin ya da diğer insanlardan belirgin bir üstün tarafınız olmasa bile çevrenizdeki insanlar ömrünüz boyunca bir kez bile size iltifat etmiyorsa, iyi taraflarınızı dahi söylemeyi kendilerine zulüm olarak görüyorsa bilin ki öyle bir ortamda yetişen pek çok kişi özgüven eksikliği sorunu yaşamaya adaydır. kabul ediyorum fazla iltifat ve övgü, özellikle de haksız yere söyleniyorsa karşı tarafın egosunu şişirir. ancak bir kimsenin iyi ve güzel yanlarını da uygun bir dille söylemek gayet güzel bir tutum olacaktır. en azından karşımızdakinin hayatına küçük mutluluklar katar.
Ağız ve diş problemleri.
Güneşte rengi kızıllaşmış pantolon giymek.
Ayakkabının yırtık olması.
Sınıfta herkesin içinde azar işitmek.
Birinden borç almak.
Birilerinin sana acıdığını hissetmek.
Sunum esnasinda tum amfinin uyumasi. Sanki hic ise yaranmiyormus gibi hissedilir. Akabinde uyansinlar diye ibneligine masaya kitapla vurulur. Yasasin pislik cikarmak.
Dayak yemek. Hayvan ve kaba birisinin gelişi güzel sözlerini ciddiye almak . Utanmak ki (Çoğu hazırlıksız olmaktan kaynaklanır) etrafındakilerle kıyas hastalığı , destekÇisi olmamak .
yalnızlık, terkedilmek, "yapamazsın" gibi ya da "yapınca eline ne geçecek, boşuna" gibi sözlerdir. gün gelir hepsine haddini bildirmek gelir. yalnızlık "bir" isini bulmakla geçer, terkedilmek muhteşem bir dönüşle, kafada bitirilmesiyle sende vazgeçersin. ve yapma dedikleri şeyleri birey olarak, kendi kararını vererek yaparsın. kimsenin senin hayatına, geleceğine karışmasına izin vermezsin. sonunda da olur zaten. çünkü içindeki inanç sana en büyük özgüven olmuştur. tabi ki bunun en büyük dostu sabır, zaman ve umuttur.