seviyesini her zaman aynı şekilde muhafaza eden, yarasına bastıklarının açıklarını açıkça ifade edince nickaltı taciz ile sindirilmeye çalışılan kişi. ergenekonda işçi partisi ile aynı söylemi dile getirmiş olmanın ezikliğini taşıyan, ciyak ciyak slogan atarak rakip partinin standını basmayı onurlu bir hareket sanan tkplilerle zaman zaman uğraşmayı severim. eğlenmek benim de hakkım değil mi?
baykuşçular beni ak partili ve cemaatçi yapmaya çalışıyorlar ki ezberlerindeki cephaneyi kullanabilsinler. olmayınca olmuyor zorlanmayın boşuna. bazen oturun da teorisini çok yaptığınız özeleştiri retoriğini kullanın biraz.
sizden kim korkar onu da bilmiyorum. etiniz ne budunuz ne? aranızda gerçekten emekçi olan, ezilen kaç kişi var acaba sevgili internet komünistleri?
kendisi gibi düşünmeyen herkesi faşist,ergenekoncu, terörist ilan eden yazar. abd yalayıcılığı yapmaya devam eden yazar. millete hayvan derken kendisnin ne olduğunu unutan yazar. kuyruğuna fazla basılmış, can acısından ne yazdığını bilmeyen yazar.
kendisini hayvan gibi olarak tanımlayanların gülen cemaati üyesi sandığı site üyesi. aslında onlara göre kendileri hariç herkes cemaat üyesi ama boşverin.
yazarken hangi hayvanın kuyruğuna bastığına dikkat etmez, doğru bildiğini yazar.
olmayan şeydir. her özgürlük unsurunun bir başka bireyin özgürlüğünü kısıtlamak olacağından varlığı tam olarak sınırsız olarak mevcut olmayandır. sınırlı özgürlükler ise ne kadar özgürlüktür tartışılacak bir konudur.
insanın, inanmadığı ve saçma bulduğu bir şey hakkında fikrini kişiselleştirmeden söyleyebilmesidir.
türkiye'de bu ne kadar yerleşir, yerleşir mi, yerleşirse de ne zaman olur, kestirmesi zor. fakat insanlarda şöyle saçma fikirler var, "sen benim dinime laf edemezsin". ederim kardeşim, ederim dostum, ederim hanımefendi, ederim beyefendi. sana laf etmiyorum, baskı kurmuyorum üzerinde, engellemiyorum, fikrim "x çok saçma" ise, "x çok saçma" diyebilme özgürlüğümü sonuna kadar kullanırım. ama siz, siz sözde özgürlükçüler, sözde demokratlar, sözde liberaller, özgürlüğü yeniden kafasına göre tanımlayanlar, "başkasının özgürlüğünü kısıtlayamazsın" lafının arkasına sığınanlar, samimiyetsizsiniz.
ergenekonun kucağında oturup, kenan evren dışındaki darbecilerin yargılanmasına yanaşmayan, 12 eylül anayasa değişikliğine karşı çıkan, aralarında bazıları düpedüz kemalizm ile flört emiş * malum tayfa hakkında yazdıkları bu sözde sol grupların taraftarlarının zoruna giden üye, yani ben. avrupa solu ile türkiye'deki sözde sol arasındaki farklar size kapaktır daha fazlasına gerek yok.
--spoiler--
açıkçası hizaya geldim.
incir yaprağı yerine ilk donu giyen herif, her kimse, ne kadar mutluydu, düşünebiliyor musunuz?
baylar ve bayanlar!
yeni dünyayı lütfen alkışlayın!
düşündüklerini sizin gibi söylemeyen birilerinin yaşıyor olması rastlantı değildir. kader değildir, sevinilesi değildir.
sonradan merdiven olacak bir düzü mü yaşıyorum, diye sordum.
kendi kendime sordum; böyle sorular başkalarına sorulmaz.
yanıtı her dilde hizadır.getirirler.ve biz özgürce karşıya geçeriz.özgürlük emtiadır baylar ve bayanlar. satın alabilirsiniz.parayla değil.yıllarla.
--spoiler--
kısıtlamalardan bağımsız olma hali olarak adlandırılır. ama kısıtlamaları aşarken ya başkasının alanına müdahale edersek?
herkes özgür kabul ediyor kendini. ve aldırmadan bir başkasına, sınırsızca yaparım diyor herşeyi. oysa özgürlük dediğimiz kavram ancak saygı duymakla olur birbirimize. yoksa sorsan sabahın kör saatinde bangır bangır arabesk dinleyen kişi de sevdiği müziği dinleme özgürlüğünü kullanmaktadır. sonuna kadar. ya da ev önünde oğlunun/ kızının nişanını/ düğününü yapan kişi de özgürdür bu ülkede. ama bilmez ki yan apartmanda belki bir hasta var. ama o özgür ya işte. yetkilidir herşeyi dilediğince yapmaya.
bu sözlükte de düşünce özgürlüğü var diyor yöneticiler. ama bazen kadınlara, bir şehre, bir mezhebe, bir kişiye aşağılama ve hakaret dolu ifadeler görülüyor. olsun özgürüz biz ya! hakaret ederiz, aşağılarız birbirimizi. ve hatta herkesi. ama düşünmeyiz hiç ifade özgürlüğü karşı cinsi ya da birilerini fütursuzca aşağılama özgürlüğü müdür? derim ki yine tam özgürlük için diğerlerinin sınırlarına hoşgörü gerek. bir de en önemlisi farklılıklara saygıdır özgürlüğü yaşatan. yoksa sözlüğe bile orman muamelesi yapıp, hoyratça saldırır, küfredersek bir şehre, bir insana, bir fikre buradan geleceğe bırakacağımız bir kuru gürültü olur, özgürlüklerin yerleşmesi yerine.
Kuşlar özgürlüğü kanatlarıyla yazarlar
Göklerin serin mavisine
Özgürlük biraz benzer
Güllerin çocuk yüzlü durgun güzelliğine
Özgürlük biraz benzer
Denizlerin ufuklarda başlayan bitmezliğine
Beyazlara çizilen yorgunluk
Silinir martıların korku veren sesinde
Ne varsa göklerde var
Ovalardan ufuklara kadar
Ne varsa gözlerinde...