her insanın sahip olduğu halde gene insanların birbirinden zorla aldıkları,değerli eşi benzeri olmayan,kaybettiğinde bir köle ve tutsaktan farksız olunan kişi hakkıdır.özgürlük kanatsız meleğe benzer.sahipsen ona uçarsın,değilsen sadece yerlerde kalırsın.
her şeye sahip olduğunda olmaz özgürlük o anca serbestliktir, rahatlıktır. özgürlük her istediğini söyleyebilmek de değildir, deliler özgür olurdu yoksa. özgürlük ne parayla ne de ağızla satın alınabilir çünkü zaten sizdedir. özgürlüğe kavuşmak zordur ama kendini bilmekten geçer yolu.
ben özgürüm. yani ben seçebilir ve kendi tercihlerimi yapabilirim. örneğin; sözlükte takılmayı sürdürebilir ya da dışarı çıkıp arkadaşlarımla buluşabilirim. kararlar verebilmek ve seçebilmek, özgürlüğümün kanıtıdır. o halde özgürlük, karar verme ve seçme yetisidir.
ancak,
kararlarımız her zaman başkaları tarafından kısıtlanır. örneğin; ben bir akademisyen olmaya karar verip, gerekli bütün niteliklere sahip olsam da eğer okuduğum bölümde asistanlık için ayrılmış kontenjan sayısı 1 se, yani kısıtlıysa, asistan olabilme şansım çok düşüktür. 1 kişilik kontanjana benden başkasının alınması ihtimali ise çok yüksek.
ikinci olarak, eğer kararlarımı hayata geçirecek araçlardan yoksunsam, kararlılığım hiç bir işe yaramaz. örneğin; yaşadığım şehirden sıkılıp, sırt çantamı takıp, çok uzak bir ülkeye taşınmaya karar versem de eğer yeterli param yoksa hiç bir yere gidemem.
o halde salt karar verme ve seçme yetisi, kişinin özgür olmasına yetmez. özgür davranabilmem için özgür irademden başka kaynaklara da ihtiyacım vardır.
ironik değerlendirmeleriyle yine saçmalayanları damardan yakalamış ve kendi nick altına kusturmuş kişi. kaba yerlerini sadece def-i hacette kullanır, nick altına kusanların mesajlarında olduğu gibi yazarken ve düşünür taklidi yaparken değil. *
özgürlüğün elinden alınınca yıllar yıllar sonra, daha doğrusu sen teslim edince kullanmak istemeyince, aslında özgürlüğünün onunla anlamlandığını anlayınca, kapana kısılıp kalmak. hangi günü yaşadığını bilmeden, uykuya kanmadan, ayakların hiç ısınmadan, gözlerden hiç kaçamadan, hep aleni, hep en ortada yaşamak... ağlayacak yer bulamadığından ağlayamayarak yaşamak...
Ey özgürlük! Seni seviyorum. Sana muhtacım. Sana aşığım. Sensiz yaşam zordur. Sensiz bende yokum. Varım, ama ben yokum. Yani o var olan ben değilim. Ben, sensiz boş, anlamsız, şaşkın, avare, ümitsiz, kalpsiz, ışıksız, tatsız, beklentisiz, intizarsız, beyhude yani bir hiç olacağım. Ey özgürlük! Senin sevgi, dostluk ve şefkatinle beslenmişim. Ey özgürlük! Senin yüksek ve özgür endamın, benim mabedimin güzellik minaresidir. Ey özgürlük! Senin masum ve renkli güvercinlerin benim sırdaş ve aşina dostlarımdır. Barış güvercinidir onlar. O güvercinler, benim tüm ümit ve iyi haber mesajlarımın ve bütün müjdelerimin habercisidirler. Ey özgürlük! Keşke seninle yaşasaydım. Seninle can verseydim. Keşke sende görseydim. Sende nefes alıp verseydim. Sende uyusaydım. Sende uyansaydım. Yazsaydım, söyleseydim. Sende hissetseydim ve seninle olsaydım!
Ey özgürlük! Ben zulümden bıkkınım, esaretten bıkkınım. Zincirden bıkmışım, Zindandan bıkmışım. Zorunluluktan nefret ediyorum. Seni tutsak yapmak ve bağlamak isteyen her şey ve herkesten bıkkınım, nefret ediyorum.
Benim yaşamın senin hatırınadır. Gençliğim senin hatırınadır var olmam.
Ey özgürlük! Kutlu özgülük! Seni tahta oturtmak istiyorum.
Ya sen beni yanına çağır, yada ben seni kendi yanıma çağırayım!
ulaşılabilecek en kutsal kavram. örneğin sözlükte yazma özgürlük'ü. birgün bunu bile kaybedebiliriz. doğru kararlar veremeyen bir toplum olmaya devam edersek, yazmayı bırakın, konuşma özgürülüğümüz bile elden gider.
türkiye'de, birçok doğu ve bazı batı ülkelerinde* olmayan şeydir.
mesela türkiye ve iran'ı örnek verebiliriz;
türkiye'de başı kapalı kız öğrenciler üniversiteye başı kapalı bir şekilde giremez.
iran'da başı açık kadınlar bırakın üniversiteyi toplum içine dahi çıkamazlar.
türkiye'de bazı kesim çıkar der ki;
iran'a bakında görün şeriat bir ülkeyi ne hale getiriyor derler. irana bakarız ki zorla örtünüyorlar. burada haklıdırlar. kimse zorla örtünmek zorunda değildir. lakin bu kesim kendi ülkelerindeki kapalı kadınlara ise tahammül edemezler. üniversiteye zorla açık girmelerini isterler. "ya başı açık okusun, ya da okumasın." gibi saçma bir fikre sahiptirler.
şimdi benim anlamadığım bir şey var;
o kesim haklı olarak iran'ın şeriat yönetimi ile halkın özgürlüğünü kısıtladığını düşünürken, neden burada da kendi vatandaşının özgürlüğünü "başı kapalı öğrencileri istemiyoruz" diyerek kısıtladığını düşünmez?
bu mu özgürlük düşünceniz? istediğiniz özgürlük mü, yoksa başka bir şey mi? ben anlam veremedim.
özgürlüğü tek bir olaya ya da duruma sıkıştırmak doğru değildir. objektif olunmalıdır. özgürlük her yerde ve her alanda aktif olmalıdır. bir yere aktif, bir yere pasif olursa bunun adı özgürlük olmaz.