Şimdi bütün anmalar bir susmanın içinde..
Şimdi bütün susmalar bir odanın içinde..
Anlatmaya bir sözcük, bir bakış arıyorlar,
Önce sakladıkları, bir adamın içinde.
ben birini sevmiyordum.
o da beni sevmiyordu.
bir gün bir yerde randevulaştık.
o da gelmedi.
ben de gitmedim.
saatlerce üzerinde düşünmeme rağmen hala bile derinliğine varmadığım şiirinin sahibi.
'her gün bir gün geçmeyor' sözlerinin sahibi yazardır. şiirlerinde zamirleri o kadar çok kullanır ki oluşan belirsizlik ya da karmaşa sizi şiirine daha çok bağlar. rahmetle anılasıdır.
11 Haziran 1923 tarihinde Ankara'da doğdu. Asıl adı Halit Özdemir Arun'dur. Babası Mehmet Asaf Şura-ı Devlet'in kurucularındandır. Babasının öldüğü yıl, 1930, Galatasaray Lisesi'nin ilk kısmına girdi. 1941 yılında 11. sınıfta, bir ek sınavla Kabataş Erkek Lisesi'ne geçip 1942 yılında mezun oldu. Hukuk Fakültesi'ne, iktisat Fakültesi'ne (3. sınıfa kadar) ve bir yıl Gazetecilik Fakültesi'ne devam etti. Bu arada Tanin ve Zaman gazetelerinde çalıştı ve çeviriler yaptı. ilk yazısı Servet-i Fünun, Uyanış dergisinde çıktı. 1951 yılında Sanat Basımevi'ni kurdu ve kitaplarını Yuvarlak Masa Yayınları adı altında yayımladı. 28 Ocak 1981'de hayata veda etti. Özdemir Asaf'ın ilk eşi Sabahat Selma Tezakın'dan Seda isimli bir kızı; ikinci eşi Yıldız Moran'dan ise Gün, Olgun ve Etkin adında üç oğlu vardır.
Bu gürültü neden ,sessizce sevmek ve yaratmak varken.Sessizce bilmek ve görmek varken.Bu gürültü neden sessizce üşümek ve olmak varken ölümle yüz yüze yaşamak varken.Bu gürültü neden..
Seni saklayacağim inan Yazdıklarımda, çizdiklerimde,sarkilarimda,sözlerimde.Sen kalacaksın kimse bilmeyecek Ve kimseler görmeyecek seni,Yasayacaksin gözlerimde.Sen göreceksin,duyacaksın Parıldayan bir sevi sıcaklığı,Uyuyacak,uyanacaksın.Bakacaksın benzemiyor.Gelen günler geçenlere .Dalacaksın.Seni yaşayacağım ,anlatılmaz.Yasayacağın gözlerimde;Gözlerimde saklayacağım.Bir gün tam anlatmaya bakacaksın gözlerimi kapayacağım...Anlayacaksın.
gülüş bir yanaşımdır öbür kişiye;
birden iki kişiyi döndürür bir kişiye.
anılarından kale yapıp sığınsa bile,
yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye...
artık benim mutluluk denen bir kavramım olmayacak. daha mutsuz olmamak için direnmek kişiyi güçlü kılarsa, kişi böyle edindiği güçlülüğü ne yapsın diye soruyorum kendime. ne yapsın böyle gücü?
mutsuzluk ödevim gibi bir şey oldu. ne kadar üzerinde düşünürsem o kadar içine giriyorum.*
alkollü olduğu bir gece eve balkondan girmeye çalıştığı rivayet edilir, çakırkeyfliğin verdiği sersemlikle ayağı takılıp düşer! bu sırada balkonda bulunan nesneleri yere düşürür; mahalle ayağa kalkar, o kafayla "amma gürültü yaptık" diye söylenir ve eve girer yatar.
ertesi günü ise haydarpaşa açıklarında iki tankerin çarpıştığını öğrenir yani gece çıkan gürültünün asıl sebebi! boğazda gerçekleşen independenta tanker kazasını.