bir kaç sene öncesine kadar adını sadece pilavda duyduğumuz özbeklerin gün geçtikçe çoğalması ülkedeki suriyelilerden daha çok rahatsız ediyor beni. sağımız solumuz özbek oldu. bu bi aşamaydı bence. önce özbek pilavı sonra özbek mantısı derken asıl maksat evlerimize sızmakmış. çaktırmadan ve usulca içimize kadar girdiler. bizim bi teyze var adı şükran komşumuz olur kendisi 54-55 yaşlarında hayatı türk kadınının ortalama yaşantısında olduğu gibi evine adanmışlık kocasına hizmet çocuklarına fedakarlıkla geçmiş. kocası da öyle kötü bir insan değil ama işsiz gezdiği çok olmuştu. o dönem şükran teyze evlere temizliğe gitti o geçindirdi evini bir süre. çocukların okul masrafı falan filan kolay değil tabii istanbul gibi bir yerde. herşey masraf. bi ara şükran teyzenin yüzünü çok asık gördüm mutsuz zayıfladı falan kimseye birşey de demiyor. kocasını az görür olduk etrafta pek uğramıyor herhalde taksiye çıkıyor ki görmüyoruz diye düşündüm. neyse sonra annem dayanamadı kadına gitti sordu nedir ne değildir dertleştiler. meğer o sığır adam genç özbek karı bulmuş kendine bi tane. onla görüşüyormuş şükran teyze her seferinde adamı ikna edip eve getirmiş çocukları evi başsız kalmasın diye. adam yine gidiyormuş. ne yaptıysa başaramamış eve de yardımı kesmiş adam. bu duyduğum ilk vaka da değil gördüğüm şahit olduğum duyduğum benzer çok olay oldu. gül gibi evini barkını çoluğunu çocuğunu bırakıp giden. sonra minibüste bir gün denk geldim kolunun altına almış kadın az kaldı kızı yaşına yakın. o beyaz saçlı amca aşkım deyip makas alıyor kızın yanağından. utandım nefret ettim o görüntüden. ben ülkedeki özbeklere çok sıcak bakamıyorum. şimdi işletme sahibi falan da olmaya başladılar elimde değil her gördüğümde acaba zengin adam mı buna açtı bu iş yerini diye düşünmekten alamıyorum kendimi. ya da birinin yuvasını mı yıktı gibi düşünceler geçiyor beynimden. paranoyak ettiler bizi. suriyeli afgan pakistanlı özbek derken kendimizi kaybetmeye başladık iyice