insanın kimyasını zorlayan, akıl erdirilemeyen düzmece, safsata bir yaşam sevinci bu olay. yahu elini, kolunu, bacağını kaybetmişin, hatta atıyorum zihinsel problemlerin var ama yaşamaktan zevk alıcaksın, hayata toz pembe yaklaşacaksın. buna kimse inanmaz arkadaş. yüzlerde zoraki bir gülümseme, zorlama bir mutluluk. olmadı, yemezler.
televizyonda daha geçen yine izliyorum, bedensen özürlü gençleri almışlar mehter takımına koymuşlar. röportaj yapan fıstık gence soruyor neler düşünüyorsun diye. akabinde özürlü gençten cevap; böyle bir toplulukta bulunmaktan çok mutlu olduğunu cart curt söylüyor. ama eminim içi kan ağlıyor. sorsan çarpım tablosunu bile bilemiyecek kapasitedeki genci almışlar mehter takımında saksofoncu olarak kullandırtıyorlar. bir insan bundan mutluluk duyabilir mi ciddi ciddi? yok efendim neymiş, gaziler futbol takımı kurmuşlar. içlerinde görme engelliler bir topun peşinden koşuyorlar ve bundan mutluluk duyuyorlar. izlerken gözlerime inanamadım. adam bir topu bulabilecem diye 30 kere yere düşüyor ve mutluluk pozu veriyor. ayıp olmasa gülecektim de ayıp olur diye sustum.
kimsenin özürüyle dalga geçmek niyetinde değilim ama bu durumun çok da gerçekci olmadığının farkındayım. sokakta yürürken bile bazı özürlü arkadaşlar ile karşılaşabiliyoruz sosyal yaşamın gereği. geçen iki özürlü arkadaşın muhabbeti beni dehşete düşürdü diyebilirim. görme özürlü arkadaş ile işitmeyen bir arkadaşın sohbeti akıllara durgunluk verecek cinstendi. neymiş efendim görme özürlü arkadaş her şeye rağmen hayattan zevk alarak yaşıyormuş, haline şükrediyormuş. usulca yaklaşıp muhabbetlerine dahil olmak istedim. ilk başta laf sokup göt edicektim ama dayanamayıp daha kibar davrandım.
görme engelli arkadaşa şurda kendisini 3 kere 360 derece döndürsem yolunu nasıl bulacaksın, birde gelmiş burda bana yaşama sevincinden bahsediyorsun diye çıkıştım. haksız değildim, bulamazdı. şahsen ben 3 kere kendi etrafımda dönsem zor ayakta kalırdım ama toparlanır yoluma devam edebilirdim ki görme özürlü arkadaşa bunu yapsam direk yere kapaklanırdı. karşımda susmaktan başka bir çaresi yoktu. üzüldüğünü görünce kendisini teselli ettim ama kendisinin tamamen bir hayal ürünü olduğunuda belirttim.
açıkca belirtiyorum, özürlü bir vatandaşın hayattan zevk alabilme gibi bir durumu yok. televizyonlarda, yaşamda gördüğümüz o mutlu mesut engellilerin yaşama sevinci tamamen bir düzmecedir. onları tekrar hayata kazandırmak amaçlı, diğer insanlardan bir farkının olmadığını inanıdırmak amaçlıdır. yok öyle birşey. herkes bulunduğu mevkinin, durumumun hesabını yapmalı ve ona göre yaşamalıdır. özürlüysen mutlu olmak gibi bir lüksün yoktur.
biraz ağır bir konu olabilir ama bu gerçeği göz ardı edemeyiz. kimsenin yüksek sesle dile getiremediği bir gerçeği haykırarak gündeme getiriyor olmak ağır bir iş ama ben burda bunun için varım. kırılmaca üzülmece yok. kimseye hakaret etmiyorum, sadece bir gerçeği yüksek sesle dile getirebiliyorum. elma başlığının altına çok sevdiğim meyve yazmakla bu işler olmuyor ne yazık ki. oturun tartışın şimdi. özürlü vatandaşların ne kadar iyi insanlar olduğunu küfürler eşliğinde çemkirin. sanki biz aksini iddia ediyormuşcasına.
psikoloik desteğin insan yaşamı üzerindeki öneminden zerre haberi olmayan kişi söylemi. ruh hali yaşam şeklinizi bile etkilerken birinin çıkıp "düzmece" lafını kullanması akli dengesinin bozuk olduğunun en açık göstergesidir.
çeşitli engelleri olduğuna takılmayan insanlardır. muhakkak ilk başına geldiğinde üzülecektir. ancak insan her şeye alışmaktadır. onların hayata olan sevgisi ve yaşama olan bağlılıkları, herhangi bir engeli olmayan insana göre daha fazladır. göremiyorlarsa bizden iyi duyuyorlar, yürüyemiyorlarsa yürümenin kıymetini yürüyenlerden iyi biliyorlar. onlar bizden daha çok şükrediyorlar. diyorlar ki, bacaklarım yok ama görüyorum, duyuyorum, konuşabiliyorum. görmüyorum ama yürüyebiliyorum, duyabiliyorum. hangimiz onlar kadar şükrediyor bilmiyorum, tam olduğumuz halde onlar bizden çok şükrediyorlar.
ufak şeylerle mutlu olmayı bilen "özürlü kişiler"in sevincini "düzmece yaşama sevinci" olarak gören insanların, asla yaşayamayacağı cinsten bir sevinçtir.
basketbol oynamak veya yüzmek "özürsüz!" kişiler için sıradan bir olayken, özürlü diye tabir edilen engelli insanlar için büyük bir mutluluktur.
işte bu yüzden bu başlığı yerinde ve haklı bulanlar aslında mutluluk özürlüdür!!