ölen komünist oğlunun ''intikamını''almak için önüne gelen bütün ülkücüleri öldüren sakat bir babanın olduğu dizidir.komünistlerin yaptığı dizide ancak böyle olur.hatırla sevgili ve bilimum diziler için söylediğim bütün sözleri geri alıyorum.bu arada dizinin adı şöyle değişebilir;
(bkz: öyle büyük bir yalan ki)
şimdiye kadar sadece son 2 bölümünü izledim (ki önceki bölümlerini izlememde) çok koydu be sözlük! bir insanın dostunu kaybedişi çok fena işlenmiş. aydın'lar ölmesin.
--spoiler--
beni en etkileyen sahneler; osman, aydın'ın kanlı gömleğini annesine vermeyip alıp saklamasıydı. birde yolda yürürken aydın'ın gözlerinin önüne gelip söylediği sözler.
--spoiler--
edit : böyle bir yazıyı eksileyen oluyormuş demek. tamam saygı duydum o hakkı kullandın ama insanlığından şüphe ettim.
osman ın arkadaşı aydın ın öyküsü gerçektir. Ayhan Hınçal ın hayat hikayesidir. suadiye lisesi 1. sınıf öğrencisidir ve babası ile balkonda iskambil oynarken kafasına yediği bir kurşun ile cinayete kurban gitmiştir. aslada katilleri bulunamamıştır. olay 1979 yılında gerçekleşmiştir. arkadaşları o dönemde ayhan ı anlatırken " çok zeki bir çocuktu, eğlenceliydi, azıcık sol görüşe kaymıştı, ama asla hiç bir eyleme katılmadı, kimseye de zararı dokunmamıştır" diye anlatmışlardır.
hatta dün gece aydın ı morgda ziyaret eden osman burada yazılı olan tıbbi bilimleri kulanmıştır. bu yazılardan esinlenmiştir. yazının tarihi 2009.
"Latince bir adı varmış o bölgenin, raporda yazılıydı. Buz kesmiş bir ten üzerinde gezinen parmağımın dokunduğu, kulak memesinin hemen arkasındaki, tentürdiyotla açık kahve renk almış bir dairenin kuşattığı bölgenin, o mermiyle delinmiş kafatası bölgesinin Latince bir adı varmış. O Latince bir adı olan bölgedeki deliğe parmağımla dokunduğum gün anladım, kişisel tarihimde bir vesikalık fotoğrafa daha yer açıldığını."
artık bitsin dediğimiz dizi. ilk sezonunda büyük beğeni almıştı ama bu sezon büyük izleyici kaybetti. dizi müziğinde çok başarılılar, buda onlar için ayrı bir artı tabi. Bu son sezon olur sanırım.
bu akşam sırf odada ses olsun amacıyla açıp öylece bıraktığım dizi.
arada bir izleyeyim dedim, ayça denen sümüklü osman'dan kaçıyor, aydın kızın tekiyle muhabbeti kurmuş, zehra'nın doğum günü mü varmış neymiş ama zehra berrin'i iplemiyor (ki şunca senedir yayınlanan bu dizinin gelmiş geçmiş en mantıklı karakteri zehra'dır, öpüyorum kenssini, berrin'i sevmeyeni severiz). sonra bıraktım, bilgisayara dalmışım, yaklaşık 5 dakika süren uyuz bir müziğin beynimde damlayan su sesi etkisi yaratmasıyla irkildim, baktım ayça'nın abisi (bu da yeni sezon hilmi önal) kabus mu görüyor napıyor.. sonra da aydın denen, annelerin pek sevdiği oğlan sizlere ömür.
bir sonraki bölümlerde muhtemelen ayça'nın abisinin yaşadığı vicdan azabı, içine kapanıklığı, köşe bucak osman'dan kaçışı tırıvırı bir ton şey olur. ayça'nın abisi aydın'ı vuracak diye karabasanların bokunu çıkaran senarist bundan sonra neler yapmaz..
bi ara yaprak dökümü vardı.. orda leyla karakteri vardı.. ilk sezon ağladığında hislenir üzülürdük. sonrasında her bölüm zırlamaya başlayınca o etkisi kayboldu artık o her ağladığında ağzının ortasına vurup ''eğme şu ağzını'' diyesimiz gelmeye başlamıştı. bu dizideki Hakan karakterine de aynı şeyleri hissetmekteyim. dizideki hatun popülasyonu bile bunun kadar zırlamadı arkadaş!
hayır bide bakıyorum dizide mazlum diye kategorize edebileceğimiz suçsuz günahsız tayfa bile bukadar ağlayıp kadere isyan etmedi ya ben ona şaşırıyorum. oğlum bi erkek ol, bi dik dur, ne bu lan böyle ezik olursan değil Berrin hiçbir kadın sana ilgi duymaz -ki bakıyorum bi tek bu adama kimse aşık olmadı üstelik adam başına en az iki kadın düşerken..
Ahmet: Amina,Berrin,Ayten
Soner: Aylin, Mesude, doktor kız
Ali: Cemile, Caroline
Mete: Jale, Nihal, Ayça
buarada Osman ve Aydın bu sezonun izlenilebilir tek hikayesini oluşturmaktadır. gerisi fasa fiso. ha bide Arif abileri hep böyle konuşsun onlarla ne tatlı ne naif bi adamdır * Ahmette bu kategoriye girebilir fakat senarist onu itici bi veledin (bkz: Zehra)hikayesine dahil etmeyi tercih ediyo akıl işi değil
(bkz: bu neyin kafası)
Senaristinin/senaristlerinin ne içip yazdığını çok merak ettiğim dizi. Şimdi burada bir Hakan var. Önce kendisini sevmeyen, hatta yüzüne bakmayan Berrin'e şart sundu ''benimle evlen, ben de Ahmet'in hayatını kurtarayım.'' diye. Ancak sonra ne olduysa oldu acındırıldı da acındırıldı. Madem bu adamı bu kadar acındıracaktınız o zaman niye şart sundurdunuz ya da madem bu adam bu şartı sunacak kadar bencil şimdi niye acındırıyorsunuz? Kabul ediyorum, hayatta her insan zaman zaman bencilleşir, hiçbir insan yüzde yüz iyi değildir. Ama ''sen benimle evlen, ben de sevdiğin adamın hayatını kurtarayım'' demek aşırı derece de bencillik gerektirir, hiç sevmemiş olmayı, aşkı yaşamamış olmayı sadece ve sadece saplantılı olmayı gerektirir ki böyle bir insan da acındırılamaz. Gerçeği saçma sapan daha bir sürü unsur var dizide. Hakan'ın, Berrin'e şart sunduğu ve öyle evlendikleri gerçeği ile yüzleşen Ali ve Cemile'nin olayı el gibi izlemesi mesela. Yahu benim kızıma adamın biri gelip şart sunacak, onu bir evliliğe mecbur bırakacak ben de uzaktan uzaktan izleyeceğim. Nasıl annelik, babalık bu? Hadi Ali hiçbir zaman çok iyi bir baba olamadı zaten ama iyilik meleği Cemile nasıl sessiz kaldı bu duruma anlaşılır gibi değil. Her şeyi geçtim Berrin bile Hakan'ın karşısına geçip bir kere '' biz seninle neden evlendik be adam?! sen şart sunmadın mı bana?!'' diyemedi. Bir de avukat güya bu kız ama daha kendi hakkını aramaktan aciz. Hakan laf sokuyor o kadar, Berrin ise karşısına geçip bu cümleyi dahi kuramıyor. Sonra avukat olduğunu yememizi bekliyorlar bir de. Belki de bütün bu unsurlar Hakan'ın şart sunduğu gerçeğini unutturmak içindi tabii orası da ayrı bir unsur. Öyle bir yere geldi ki dizi sanki senarist belirli karakterlere torpil yapıyor gibi. istediğini ayırıyor, istemediğini kötülüyor falan. Yahu kardeşim hepsini sen yazmıyor musun zaten? Bu öfke, bu kin neyin nesi? kendi yazdığı karaktere kin besleyen tek senaristlere sahip bir dizi aynı zamanda bu dizi. Şu an diziyi izleyenlerin yüzde 90'ına sorsan Hakan'ın, önce Ahmet'in hayatını tehlikeye sokup sonra Berrin'e şart sunduğunu hatırlamıyorlardır bile. Bir de şimdi bu Hakan, Berrin'in kendisini sevmediğini bile bile onunla evlenmek istedi. Evlendiler, Berrin ayrılmak isterken dahi bu adam ayrılmamak için uğraşıyordu. Kısacası gururun ''g'' si yoktu. Daha sonra hapse girdi, kızını hiç düşünmeden gurur yapıp hapiste kalabilmek için adam öldürdü falan. Sevdiği kadın söz konusuyken gururunu ayaklar altına alan bir adam, kızı söz konusuyken (üstelik kızı da sevdiği kadından) nasıl bu kadar gurur abidesi kesilebiliyor Allah aşkına?
Zehra karakterini çözebilen tam cennetlik zaten. Önce babasının Ahmet olduğunu sanıyordu, hatta yapış yapıştı, Ahmet'in dibinden de ayrılmıyordu sonra babasının Hakan olduğunu öğrendi çocuk doğru düzgün bunalım bile yaşamadan Hakan'ı benimsedi. Tamam Ekrem, Zehra'yı kışkırttı, tamam Berrin ve Ahmet kendisine yalan söyledi bu yüzden onlara kızması da normal ama hiçbir çocuk bu durumda öz babasını bu kadar ''kolay'' bir şekilde benimseyemez. Anormal olan kısım bu kısım. Bari hikayeyi tasarlarken, sahneleri yazarken bir pedagogla görüşme zahmeti gösterseydiniz be!
Bir de bu Zehra'yı oynayacak oyuncuyu belirlerken neye göre belirlediler çok merak ediyorum. Tamam babaya andırdığı doğru da çocuk da bir albeni yok hiç. Oyunculuk da yok. Hayır, anneannesi bu kadar güzelken, annesi bu kadar güzelken, dedesi (Ali Kaptan) fazlasıyla karizmatikken bu kız kime çekti böyle yahu? Bebekliği ne de tatlıydı oysa. Bir Deniz'e bak, bir Zehra'ya bak diyor insan ister istemez.
bu diziyi izlemiyorum ama geçen gün denk gelen bölümünde* çok güzel bir sahneye denk geldim. kitapçı arif solcu gençlere o dönemin "sol-sağ çatışması" ekseninde, manası çok derin sözler söyler. senaryoyu yazanın ellerinden öpmek lazım.
--spoiler--
...savaş başladıktan sonra amaç unutulur. savaşın acımazsız gerçeği kalır geriye. adalet duygusunun yerini intikam duygusu alır. karşı taraftan öldürdüğün bir kişi o tarafı bir kişi eksiltir ama seni çoğaltmaz. ama onu kazanırsan çoğalırsın. çoğalırsan halk olursun.
--spoiler--
