edenler elbet allah' ından bulacak diye başlamak istiyorum bu akşam diziyle ilgili düşüncelerime sözlük.
mete nin karşılıksız aşkı beni üzmüştür. bakışları, inci öğretmenin yanında dirençli durması, en çok ta sözleri... ' karşılıksız aşk bu denli can acıtıyorsa, karşılıklı aşk kim bilir ne yapar adama' diyerek yüreğimden vurmuştur beni. karolin fare suratlı zillisi de ekber isimli belasını buldu. evinden yuvasından edecek ekber onu. neriman yavşağına diyecek bir cümlem var (bkz: sus be kadın). bir kadında bu kadar konuşmaz ki be anam. kocası hanım köylüde insan kardeşine sahip çıkar bi şerefsiz. yok yok hasefe teyze bunlara hamileyken yararlı bişeyi yemedi ki bunlar böle adi oldular iki kardeş olaraktan. cemile ah cemile acımıyacaksın bu erkek milletine. adama yardıma diye gitti şerefsiz ali zeytinyağlık yapıyo. (bkz: bu ne cüret) kadının üstüne çıkçaktı as kalsın. o ne sarsmaktı öle yahu. osmanımda yok piyasalarda pek. özletti kendini.
bütün ikazlarımıza rağmen dizide siyasi taraf tutma bağımlılığını bırakmamış dizidir.
tamam güzel iş başarılı iş de sağcıları(bu dizide büyük ihtimalle mttb ve akıncılar)her dizide
kötü gösterme huyunu bari siz kapmasaydınız ne o kız kaçırma falan solcularda herhalde
sütden çıkmış ak kaşık değil o filistinliden bi pislik çıkacak gibi.
izlenme nedeni oyunculukların gerçekten iyi olmasıdır.
necati karakteri muhteşem bir şekil kendinden nefret ettirdi, peki istenen de o değil miydi? başarılıydı.
osman ağaya diyecek laf yok. babasına göz kırptığı sahne çok iyidi. o duyguyu nasıl verebildi o yaşyaki çocuk.
mete ve öğretmeninin parkta oturdukları sahne film tadındaydı. çok iyi kareler vardı. yönetmen gerçekten çok iyi. kamera açısı mekanın tasviri, mete ve öğretmenı oradalar ama orada yok gibiler... sarı rengin hakim olması da ayrı bir güzellik.
mete'nin boş bir çanta taşıması çok göze batıyor. çantaya bir iki ağırlık yapacak kitap-defter konmalı.
aylin her seferinde telefon açıyor para ödemiyor. kırtasiyeci dayı heralde soner'in verdiği yüklü miktardaki paradan düşüyor.
ey soner bey! atamın dediği gibi, ne savaşlar gördüm, ne ordular yönettim ama bir kadını yönetemedim. bak aylin de seni öyle ortada bıraktı gitti. kaldın süleyman'la ortada.
carolin gündüz niyetine kulağını emdirdi.
ülkücü tayfa berrin'i kaçırırken sabah ışığı vardı. oysa ki öğleden sonra yaşanıyordu. sakın akşam üstü ışıüı olmasın o demeyin akşam üstü ışığı mavilik verir.
necati en az mete'nin babası kadar yavşaktır.
mete'nin serenat vakasıyla bütün okulun önünde dalga geçen necati (bkz: öyle bir geçer zaman ki okuldaki piç eleman)'nin mete'den yediği dayakla dün akşama damgasını vuran dizi. gerçi necati artık ya ölür, ya sakat kalır düşüncesine gark etse de, dayağın ana sonucu necati'nin piçlik düzeyinde level atlaması olmuştur.
birkaç bölüm önce aylin hakkında kötü fikirlere sahip olduğuna inandığım soner' in "bu çiftlik benim burada atlar var istediğine istediğin zaman gel bin" diyerek beni gülmekten yerlere yatırdığı dizi.
ali kaptanı taksici kerim karaköye bıraktığını söylemişti malum karaköy avrupa yakasında.dizi 1967 i anltıyor e tabi o tarihte köprü yok bunlar karşıya nasıl geçti. şimdi diyeceksiniz ali kaptanın evide avrupa yakasındadır hayır değil .çünkü ali kaptan hastalandığında numuneye ambulansla götürdüler.numunnde anadolu yakasında Cemile'lerde taksiyle gittiler karşıda olsa taksiden inip vapura binerlerdi. Bu konuda senariistlerin daha dikkatli olması lazım seyirciyi aptal yerine koymayın.
son bölüm itibariyle yaşanan aile dramı resmen yaprak dökümüne taş çıkartmıştır. Özellikle babalarını evden kovarlarken ki tavır ve davranışlar bir aileden çok sırtlan grubunu akla getirmiştir. Bıraksalar tüm çocuklar adamcağızı parçalayacak gibiydiler. Tamam yanlışları kesinlikle var kabul ama kardeşim bu aile üyelerinin hiçbirinde (osmancık hariç) vicdan, merhamet, insanlıktan eser yok. ölümden dönmüş tekerlekli sandalyede oturan babalarına da aynı gün bu muamele gerçekten pes dedirtmiştir.
keşke soner ağzı ayrık aylin yerine cemile'ye aşık olup o mal mülk ve yakuşuklulukla cemile'yi evine hanım yapsaydı .. içine öküz kaçmış ali de hastalığının üstüne ırıspı caroline'nin tekmesiyle sürüm sürüm sürünseymiş
aaa benim salah gızım ( berin ) gızım bah ahmet boş adam ..devrim devrim diye dolanır durur ne ev alabilir ne araba ne de baba olur ondan ..hakan'a gelecek olursak babası dönemin demokratlarından ( her kapı açılır ) sonra yakuşuklu da ..ahmet'ten daha çok gideri var ..üstüne bir de zengin..ee güzel de ağlıyor ..daha ne istersin anlamam..ahmeeet ahmeeet diye ağla dur ..ama sonra yiyecek ekmek bulamazsan bana gelme !
milliyetçi hareket partisi fatih ilçe başkanlığı tarafından protesto edilen dizi.
MHP Fatih ilçe Teşkilatı Ülkücüleri karalamak isteyen Öyle Bir Geçer Zamanki dizisini protesto ederek dizi setinde bir açıklama yaptı.
Öyle Bir Geçer Zamanki dizisinin çekildiği Unkapanında dizi seti önünde toplanan yaklaşık 500 Ülkücü bir basın açıklaması yaparak sete siyah çelenk bıraktı.
Türk Milleti adına
Değerli basın mensupları
Son yıllarda Türkiye’de bir dizi furyası esmektedir.
Bazı diziler üzerinden Türk kültürü, Türk örf ve adetleri, Türk aile yapısı zedelenmekte, gayri ahlaki ilişkiler, tecavüzler normalleştirilmektedir.
Geçmişte emperyalizme maşa olmuş bazı yapımcıların çektiği bu tip diziler, Türkiye’nin toplumsal yapısına da büyük zarar vermektedir.
Öyle Bir Geçer Zaman ki adlı dizi, bir aile dramı olarak yayın hayatına başlamış, daha sonra toplumsal yapımızı zedeleyici bir çizgi sergilemiş ve tarihi hakikatlere aykırı içeriği ile izleyenleri üzmüştür.
Öyle Bir Geçer Zaman ki isimli dizi de Marksist sol sevimli gösterilirken, Türk Milliyetçilerine- Ülkücülere son derece taraflı biçimde yaklaşılmaktadır.
1968 döneminden yaşam kesitleri sunmaya çalışan dizi de Ülkücüler işbirlikçi, her türlü kirli işi yapmaktan bile imtina etmeyen bir imajla seyirciye sunulurken, devrimciler mazlum, kahraman ve duyarlı gösterilmektedir.
Öyle Bir Geçer Zaman ki isimli dizi, tarihi gerçekleri açıkça saptırırken, devrimcileri Türk insanına örnek model olarak sunmaktadır.
Yaşanan hadiseleri olduğundan farklı gösteren, Ülkücüleri karalayan hatta Ülkücülere iftira atan Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisi, ideolojik saplantılarından kurtulamamış insanların hayallerinden başka bir şey değildir.
Geçmişte yaşananlardan ders çıkartmak yerine, toplumsal ayrışmayı derinleştirmek isteyen zihniyet Öyle Bir Geçer Zaman ki gibi dizilerle toplumda kutuplaşmaya zemin hazırlamaktadır.
Kızıl emperyalizmin ülkemizi ahtapot gibi sardığı bir dönem de, Türk Milletinin bağımsızlığı için bedel ödeyen Ülkücülerin gösterdiği kahramanlıklar, Öyle Bir Geçer Zaman ki isimli dizilerle gölgelenemez, karalanamaz.
Biz Ülkücüler hiç kimseden himaye ya da tolerans istemiyoruz.
istediğimiz sadece tarihi gerçeklerin ideolojik saplantılara kurban edilmeden ekrana ve topluma yansıtılmasıdır.
Ülkücülere karşı taraflı davranan Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinin yapımcıları bu gerçekleri dikkate almalıdır.
Tarihin haklı çıkardığı Ülkücüleri karalamaya, mücadelelerini kirletmeye ne Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinin ne de başkalarının gücü yetmeyecektir.
durumdan vazife çıkaran mhp fatih ilçe teşkilatının kargaları bile güldüren "biz o yıllarda da cici çocuklardık, solcular pis kaka ühü ühü " diye çemkirdikleri dizidir.
(bkz: yarası olan gocunur)
(bkz: bu memlekette göte göt denir)
dönem siyasetini konu alan sahnelerde ayarı iyice kaçırmaya başlamış dizidir. olayları yine sol kesime yakın bir şekilde anlatan hatırla sevgili bu dengeyi daha iyi ayarlıyordu. bu dizide bütün ülkücü karakterler birer erol taş nerdeyse. ha siyaseti diziye sos olarak kullanıyorum; önemli olan bu ailenin dramı diyorsan hiç kullanma. böylelikle dizinin gerçekçilikten uzaklaşmamasını sağlamış olursun. not: chpliyim. ülkü ocaklarıyla herhangi bir bağlantım bulunmamaktadır.
en güldüğüm noktada şu koca teşkilat kıcı kırık(önemsiz )bir devrimci için seferber oluyor
sanki ahmet deniz gezmişin grubunda biri falanda onu yakalarsak tüm komünistleri bitiririz
felsefesinde olmaları...
