yıllardır süre gelen ama hiç bir boka yaramayan tafsiyelerdir. on tane yök öğretim görevlisinin hazırladığı soruları üç saat içinde çözeceksin ne tafsiyesi istiyorsun. bizim zamanımızda tafsiyemi vardı. kalem , silgi , kalemtraş bir ihtimal kent naneli şeker. dağılın lan.
açıkçası bende geçen sene girmiştim, bana da binbir adam öğüt veriyordu sinir oluyordum sizde oluyorsunuzdur. ama ben derimki sınavdan bir gün önce sınava gireceğiniz sınıfa bi gidin, sıranızı bulun, oturun gözlerinizi kapayın "evet ben hayatımın 3 saat içinde denenecek olmasını haksız buluyorum, ama ben yarın buraya oturacam ve bu işi yapacam!" deyin. tabi çalıştıysanız
tanim: oss, hatta benim gibi oss ve oys'yi atlatmis kisilerin, sinava gireceklere verdikleri akillardir.
bazilariniza viz gelip, tiris gidecegini bilsem de...
limondan inciler;
1- rahat olun. universiteye basladiginizda bu sinavdan daha zorlu sinavlarla karsilasabileceginizi, ilerde "bu sinav icin kastigim kadar oss ye kassaydim simdi daha iyi bi yerde olurdum" tarzi cumleler kuracaginizi unutmayin. bu sinav ilk ve kolay olan adim.
3- su ve selpak alin yaniniza. sekermis cikolataymis, akliniza bile gelmez onlari yemek.
4- kalem, silgi, kalem ucu ve kalemtirasi en az iki yedekli olarak alin yaniniza. *
5- ustunuze rahat birsey giyinin. kalin giymeyin ama kat kat giyinmekte yarar var. sinav yeri sicak olura cikarirsin. *
6- heyecanli degilim deseniz de, heyecandan uyuyamazsiniz. ama uykunuzu duzgun almaya calisin. yatmadan bir saat once sodayla ayran yapip, onu icin. rahatca uyumaniza yardim edecektir.
7- sabahleyin sinav uzun olacak diye tikabasa yemeyin ama kahvaltinizi da yapin.
8- eger sizle gelip kapida beklemek iseyen varsa, birakin gelsinler. kendi istekleri. o kadar saat disarda beklemek onlari mutlu edebiliyor bazen. asla "onlar bekliyor, erken cikayim" diye dusunmeyin. kendi istekleridir. bosverin.
9- sorulari cevaplarken kaydirmamaya dikkat edin.
10- eger ingilizce kismina da girecekseniz; sorulara paragraflardan baslayin. bir iki de olsa yeni kelime ogrenip, kaliplari hatirlarsiniz. bu da diger sorulara yardimci olur.
- rahatlığın b.kunu çıkaracak derecede rahat olun. ben şortla gitmiştim.*
- kahvaltıyı nası' arzu ediyosanız öyle yapın. karbonhidrat diye kastırmayın. ama aç gitmeyin.
- önceki gece keyifli bir yorgunluk atın ki rahat uyuyun.*
- sınav sırasında ara ara -derin hülyalara dalmadan- üniversitede neler yapabileceğinizi hayal edip kendinizi gazlayın.*
bilinki, öss'ye girmek, kurbanda bacanakla kayınçoyla bilmemkimle birleşip danaya girmekten farklı birşey değildir. herkes elbet bu sınavdan er yada geç bir pay alacak ama döşü kim alır, kelleyi kim alır, işkembe kimde kalır onu ne kadar azimli olduğunuz belirler*.
sınava gireceğiniz yeri önceden gidip görün. sıranız kötüyse değiştirin. sıralar çok sertse altınıza minder koyun. kaz tüyü montun üzerine oturanıda gördüm ama siz yine de minder koyun. haziranda kaz tüyü mont ne alaka demeyin ben de bilmiyorum. * yapamıyorsanız çevrenizde harıl harıl soru çözen rakiplerinize aldırıp moralinizi bozmayın. belki onlarda sallıyor olabilirler. sınıftaki görevli hocalara çok bakmayın, çünkü muhtemelen her baktığınızda onlarda size bakıyor olacak, panik yapmayın kopya çektiğinizden şüphelenmezler. görevli hoca bu bakacak tabi. son olarak son girişiniz olur umarım. **
eğer gerçekten çalışmışsanız şansınızın yaver gitmesi için dua edin. heyecan duymaya gerçekten gerek yok. emek harcandıysa karşılığı bir şekilde gelir.
yok eğer çalışmadıysanız büyük ihtimalle kazanamayacaksınız. aileniz ve siz bunun zaten farkındasınızdır. bu sene kazanamamak seneye de kazanamamak anlamına gelmez. emek verirseniz karşılığının geleceğine emin olun yeter. önünüzde koca bir yaz var, tadını çıkarın. 2008 öss sezonu açılınca çaresine bakarsınız.
unutmayın türkiyenin en iyi üniversitesinin en iyi bölümünü de kazansanız sizi bekleyen şey koca bir hayal kırıklığı...okul ne kadar iyi olursa hayal kırıklığı da o kadar büyük oluyor...*
sınavın olduğu okuldan ilk olarak siz cıkmayın. yüzlerce veli ki bunların yanında ali si de var tamamiyle gözleri üzerinizde olur. cıksanız bile hemen kaçın.
sınavın olduğu okuldan ilk olarak siz cıkmayın. yüzlerce veli ki bunların yanında ali si de var tamamiyle gözleri üzerinizde olur. cıksanız bile hemen kaçın.
2001 yılında girdiğimde sabah iki duble sek votka atmıştım okulun bahçesinde... 4 yıl okuduk, yetmedi, 2005 yılında sınava girdik viski vardı, okuyoruz ikinci sınıf bitti.. işe yarıyor, bünyeniz alışık değilse dublelerde azaltmaya gidin, sabah çarpar.
Sistemin adil olmadğını hepimiz biliyoruz. Kimin ne kadar çalıştığının sonucu ne kadar etkileyeceği büyük oranda rasatlantısal bir hal almıştır. çünkü bunda o kadar fazla parametre vardır ki hangisinin sonucu nasıl değiştirebileceğini tahmin etmek bile olanaksızdır çoğu zaman. Bu yüzden benim düşünceme göre, sadece fiziksel yönden uzmanlarca belirlenmiş yöntemler uygulanmalıdır.(düşünce gücünü ve dikkat yoğunluğunu arttırabilecek yöntemler gibi...)
sınavın üzerinden 5 sene geçmiş olmasına rağmen, sınavın yapıldığı her pazar günü benim de kalbim atar hızlı hızlı. Bu yüzden yeni sınava girecek arkadaşlar için ahkam kesmek haddime olmaz. Sadece şunun bilinmesi gerekir ki, hayat bir şekilde yolunu çiziyor. Hayallerde yaşayan okullar ya da üniversite ortamları çoğu zaman yine hayallerde ölüyor. Fakat bu demek olmuyor ki içinden çıkamayacağınız, kötü kokulu bir bataklığa saplanıyorsunuz. Sınava girerken sadece şunu düşünmek bile belki insanın iyi hissetmesine ve kendini toparlayabilmesine yardımcı olabilir. 4 - 5 sene sonra şu veya bu şekilde, herhengi bir üniversitede ya da bir işte, yahut hangi konumda neyle uğraşıyorsanız uğraşın sınav kaygısından o kadar uzak olacaksınız ki. Keşkeler kalmayacak sınavla ilgili. Artık ileriyi düşünecek hale geleceksiniz. ''Kendimi nasıl daha fazla geliştirebilirim?'', ''alternatif yollarım nelerdir?'' gibi sorular meşgul edecek kafanızı. Sınavın pek de önemli olmadığını anlayacaksınız.
gönül isterdi ki şarkılara ilham kaynağı olan 3 saat olmasa gençlerimizin önünde. Ama elden bir şey gelmiyor. Herkes geçiyor bu yoldan. Herkes benzer stresi yaşıyor. Üç aşağı beş yukarı her aile çocuğunu iyi üniversitelerde görmek istiyor. Yarış mı bu?, evet yarış... at mıyız biz?, hayır insanız. Sadece çamurda koşuyoruz belki. engeller var. Yorulan düşüyor, yolun sonunu kestiremeyen hiç başlamıyor. bitiren, istediği sonuca ulaşamıyor. Ama yollar bozuk, yollar uzun, seyirciler aç, seyirciler sonuca hasret diye biz insanlıktan çıkmıyoruz. çıkmayacağız. Bu yüzden belki bu noktada bencil olmak, kimsenin lafına kulak asmamak, kendini zorunlu yarışa odaklamak en iyi çözüm olacaktır. kim ne derse desin, bu kısa süre zarfı ne batırır bizi ne de çıkarır.
unutmayın ki, Sizi sadece bu sınavın sonucuna göre değerlendirecek insanlar, bu heyecanı ya hiç yaşamamışlardır ya da sizi sevmiyorlardır...
Sınava girecek herkese başarılar dilerim. Bu pazar da binlerce kalp gibi benimki de sizlerle atacak.
- hayatınızın buna bağlı olduğunu düşünmeyin... tabi çok önemli bir sınav orası ayrı ama kazanamazsanız da bi skim olmaz...
- bir soruya takılmayın hatta matematikte işlem uzunluğu gördüğünüz soruları bile atlayın, geri dönmek için mutlaka fırsatınız kalacaktır...
- sınav kağıdını vermeden önce boşlarınıza bir göz atın, ilk içinize doğan şıkkı işaretleyin çünkü gelirse 1 gelecek giderse 0,25 gidecek, bu riski almaya değer...
- erkekseniz, önünüze parfüm şişesini üzerine sıkıp gelmiş taş bir hatunun oturmaması için dua edin, hatta ilkokulda giriyorsanız sınava ve boyunuz uzunsa bu hatunun poposunu dizinize sürtmemesi için yalvarın... o s*k bir kere kalktı mı sabah sabah, 3 saat boyunca inmiyor...
üniversite herşey demek değildir. üniversite mezunu olup zengin olamazsınız sadece zenginlerin yanında iş olanağı bulursunuz. zira türkiye'nin en zengin 100 kişisinin büyük bir kısmı üniversite mezunu değildir. o yüzden körü körüne öss'ye hazırlanmak yerine hayattaki pozisyonunuzu belirleyin.
sınav başlamadan bir beş dakika önceden kalemi elinize almış olun. bir anda zil sesiyle alınca heyecanlanıp gereksiz yere titreyebiliyorsunuz. eğer sınavda titriyorsa yazan eliniz diğeri ile tutun ve sabitleyin. utanmanıza gerek yok. sonuçta bu çok önemli bir sınav.
Öss ye gireceklerin gerçekten çok ihtiyacı olan, Sadece bu kadar sinir stres yapma denilince bile motive olan öğrencilere çok katkı sağlayacak tavsiyelerdir.
