öss 2008

entry442 galeri0
    176.
  1. sevgili sözlük yazarları bu satırları okurken, bitmiş olacak olan sınav. (çaylakken entry girmek) ben de büyük ihtimalle 270'i çakmış olacağım. (inş, ltf, tşk, pls allah'ım)
    0 ...
  2. 177.
  3. ünal yarımagan tarafından 2007 öss'den daha kolay olacak şeklinde duyrulan sınav. ayrıca baraj puanları da aşağıya çekmeleri gündemdeymiş.
    0 ...
  4. 178.
  5. her öss öncesi gibi " sorular aynı olacak" denilen sınav. ulan bu filmi zaten biliyoruz başka senarryo ile gel.
    0 ...
  6. 179.
  7. sinir stres yaratan başımızın belası sınavdır.
    0 ...
  8. 180.
  9. eğer öss 2007'den de kolay bir sınav olacaksa sanırım bir dahaki öss taş ve sopalarla yapılacaktır.
    0 ...
  10. 181.
  11. benim gibi kendi okulunda sınava gireceklerin, daha şanslı olduklarını düşündüğüm sınav. gidip sıraya formüller yazacağımdır.

    şaka bir yana bu sene soruları cia hazırlıyormuş.
    7 ...
  12. 182.
  13. "keşke derdimiz bu olsa da girsek ve geçse." diye düşünmeden edemediğim sınav. ya da yok vazgeçtim bu da kötü bir dertti. girecek tüm yazar arkadaşlara, hatta tüm gençlere başarılar dilerim. korkmayın, sınavı tüsiad hazırlamış, ne kadar zor olabilir ki?
    1 ...
  14. 183.
  15. ösym nin puanlama sistemini değiştirmek için yök e başvurduğu, an itibariyle 3 gün sonra yapılacak sınav.
    1 ...
  16. 184.
  17. soruları bizzat ösym baskanı hazırlamış.

    kaynak: kıçım
    0 ...
  18. 185.
  19. sınava gireceği okuldaki sıralardan rahatsız olanlara, uyum sağlayamayanlara, performansı düşeceklere kişisel sırada girme hakkı vermiş olan sınav.
    ben girdiğimde yapmıştım, olmuştu. sıralar sizin için çok küçükse ve bu gözle görülür bir biçimdeyse sınava gireceğiniz okulun yönetimine bunu söyleyip yıl içerisinde okulunuz veya dersanenizde bulunan, rahat sıraları sınava gireceğiniz okula taşıttırmanız mümkün.
    kıllık yapması muhtemel okul müdürlerinin suratına çarpmak için yönetmelik elimde mevcut. sevabına veririm.
    1 ...
  20. 186.
  21. azap mı kurtuluş mu 2 gün sonra öğreneceğimiz sınav.
    1 ...
  22. 187.
  23. birçok kişinin spor olsun diye gireceği sınav.
    o sporculardan birisi de benim.
    1 ...
  24. 188.
  25. birçok kişinin geleceğini sikecek sınav.
    o kişilerden birisi de benim.
    8 ...
  26. 189.
  27. birçok kişinin sabah programlarından aldığı yemek reçetelerini uygulayıp midelerini bozup girecekleri sınav.
    o kişilerden biri de ben değilim. ben girdiğimde dünya ateşten toptu.
    4 ...
  28. 190.
  29. birçok * kişinin amına koyacak sınav.
    o ipnelerden birisi de benim.
    0 ...
  30. 191.
  31. edebiyat bölümünde bir ya da iki soruyu gündemde olan edebiyatçılardan geleceğini düşündüğüm, 20 saatten az kalan sınav.

    (bkz: turgut özakman) (bkz: şu çılgın türkler)

    (bkz: cengiz aytmatov)*
    3 ...
  32. 192.
  33. mat 2'den integrali fen 2'den organik kimyayı yapanların puanlarının yüksek olacağı sınav.
    1 ...
  34. 193.
  35. bu senenin yaşar kemal yılı olma hasebiyle 1 soru gelebileceğini düşündüğüm sınav.
    2 ...
  36. 194.
  37. soruların uludağsözlükte halka açıklandığı sınav.
    1 ...
  38. 195.
  39. haberlerde vesikalık fotoğraf götürülmesi istenilen sınav. giriş belgesinde böyle bir istek yok.
    0 ...
  40. 196.
  41. 197.
  42. saatten korkmamı sağlamış sınav. bakamıyorum, ürküyorum.
    1 ...
  43. 198.
  44. sabahın köründe pek cok üniversite adayının yollara dökülerek girecegi sınavdır.
    girecek olanlara şimdideb başarılar.
    bilinen suku bu yıl sınava girenlerin %50'ye yakını örgün ögretime girebilecek diyorlar , nedeni ise liselerin uzatılmasıymış... bu yıl mezun yokmus. *
    0 ...
  45. 199.
  46. 1-0 çifte şans ile öss yenilmez dediğimdir. erdoğan teziç yükselen bir performans çiziyor, gol atacağı kanısındayım. erdoğan teziç tek başına takım maşallah, çıkar tek başına da oynar.* *
    1 ...
  47. 200.
  48. 8 sene olmuş...

    lise 3'e kadar [bizim zamanımızda liseler 3 yıldı evlat] çok çok çok başarılı bir öğrenci olmadım hiçbir zaman ama çok zekiydim. hani zeki ama çalışmıyor'daki gizli özneydim. lise sona iteleyerek geçtiğimde bu sınavın hayatımın en önemli sınavı olduğunu fark ettim. önümde bir sene vardı. düşündüm. her yol "o" yol ayrımına geliyordu. o yol da ikiye ayrılıyordu. "1 sene it gibi çalışıp hayatımı(?) kurtarmak mı?" yoksa "1 sene it gibi gezip hayatımı(?) mahvetmek mi?"... bu yol ayrımının kendimizi kandırmaktan başka hiçbir şey olmadığını sonraları anladım, anlatcam dinle bi. sonra karar verdim, karının kızın olmadığı bir dersaneye gidip [maltepe dersanesi] 1 senemi hiçe sayarak ders çalışıp üniversiteye girecektim. hakikaten de 1 sene boyunca it gibi ders çalışıp, dersanelerin deneme sınavlarında gerek ankara gerekse türkiye'de dereceler yaparak götümü tavana vurdurmuştum. öyle ki, lise sondaki devamsızlık hakkımızı sonuna kadar tükettikten sonra [raporlar neyim de dahil], hocaların da gösterdiği anlayışla ders dinlemek yerine öss dene sınavları çözdüğümüzde neredeyse tüm okul başıma toplanır yapamadıkları soruları bana sorarlardı. ben de artist artist anlatırdım ama iyi niyetle. öss'ye 3 ay kala girdiğim hemen her deneme sınavında; türkçe, tarih, felsefe, matematik, fizik, kimyadan istisnasız full çekerken* biyolojiden her dem sıçardım. ve kendi sınav statejimi belirlemiştim; türkçe, tarih, felsefe, matematik, fizik, kimya full gelecek, biyolojiden yaptığım her soru ise sadece ekstra olacaktı. o yüzden biyoloji dışındaki tüm dersler benim için hayati önem taşıyordu.

    sınava sayılı günler kala, başta okuldaki öğretmenlerim, arkadaşlarım ve sonra aile ve akrabalarım ham puanda türkiye'de derece yapacağımı, zeki ama çalışmıyor dönemlerim nedeniyle 40 üzerinden 34 gelecek olan ağırlıklı orta öğrenim başarı puanım nedeniyle toplamda yine de fena olmayacak bir başarı yakalayağım hesaplanıyordu. sorun da buydu zaten. hesaplayan onlardı, benim adıma, benim bundan sonraki hayatımın nasıl olacağını hesaplıyorlardı.

    sınav gecesi gördüğüm zilyon tane kabus hasebiyle uyuyamamış pazar gününe yorgun kalkmıştım. annemin yataktan beni kaldırıkenki o merhametli bakışları içinse şu an için bile hayatımı verebilirim. [bundan sonra, kurban bayramlarında hayvanların gözlerinin içine bakın. işte sınav sabahı siz de öyle bakıyor olacaksınız hehehe] "sağlam bir kahvaltı"dan sonra, "şeker, şu, kalemler, silgi, kalemtraş" artık allah ne verdiyse nevaleyi toplayıp, önde annem ve babam, arkada ben bir gün öncesinden babamla keşfettiğimiz, 3 saatlik sahne performansımla hayatımın o andan sonrasını belirleyeceğim deney alanı yani başkent lisesi'ne doğru yola koyulmuştuk. hava yağmurlu, gece kabuslardan dolayı uyuyamamış olan bense havayla doğru orantılı olarak içime kapanmış, radyodaki "sınava girecek olan herrrrkese başarılar" diyen adam hakkında "demesi kolay yavşak" diye düşünürken kendimi deniz gezmiş gibi hissediyordum. [burası yalan. oy toplamak için yapıyorum. hatırla sevgili de hazır bitmişken, son demlerinden ben de nemalanayım istedimdi]

    annemle babamla öpüşüp, nevaleleri ve geceden üst cebime koyduğum tek dal sigarayı alıp merdivenlerden ağıııır ağır çıktım. tuvalette iki nefes sigara çekip attıktan sonra aynaya attığım bruce willis bakışını ise bir ben bilirim bir allah. "hadi oğlum, bitiriyoruz" gibi kendimi gaza getirmekten ziyade kendimle geyik yaparak [ki ben kendimle çok eğlenirim] rahatlatmaya çalışma çabasından başka bir şey değildi bu.

    ve sınav...

    matematik 30'da 30 giderken, öss 2000'i bilenler için konuşuyorum, ilk yarı deniz tarafına bakan kaleye hücum eden ben o meşhur "karınca sorusu"na gelip takıldım. takılmak ama kelime anlamının tam olarak hakkını veren bir ifadeydi burda zira 15 dakika, mübalağasız 15 dakika o soruyu çözmek için bekledim. nedeni ise, yukarıda yazdığım gibi, biyolojideki açığımı ancak ve ancak saydığım o derslerden fire vermeden telafi edebilirdim. 45. dakika'da, daha 30 tane matematik sorusu çözmüş birisi olarak tüm motivasyon ve konsantrasyonum sıfırlanarak kitapçıkları kapatık ayağa kalktım. o an gözetmenin bakışını unutmuyorum. annemin sınav sabahı beni kaldırdığı andaki gibi şevkatle bakıyordu yüzüme. "yapma evlat" der gibiydi. annem geldi aklıma doğal olarak. ama o'nun "için" değil, o'nun 1 sene boyunca "sınavı bitirmeden çıktığın için kazanamadın bik bik bik" diyerek beynimin etini yiyeceğini düşündüğümden oturup, diğer sorulara geçtim. tüm sorulara baktım, yapabildiklerimi yaptım konsantre sıfır bir halde. "nasıl olsa 1 sene daha hazırlancam, bunu saymıyoruz aaa valla olmaz lütfen" diye düşünerek.

    sınavdan çıktım sonra. yaklaşık bir 15 dakika önce. annemle babamın suratına dediğim ilk laf "olmadı" imiş. inanın sevgili dostlarım, hatırlamıyorum. onlar da haliyle bir şey demediler.

    sonra sınav sonuçları açıklandı 237 maksimum sayısal puanı olan o sistemle 199 almışım ki baraj 120 idi. yani aslında fena sayılmayacak bir puandı ama benim için bir skandaldan öteye geçmiyordu. sonra bir şey oldu ve ben o sene üniversiteye girdim. olan şey ise babamın lafıydı. "sen bilirsin oğlum ama şunu da düşün 'ya seneye de aynı şey olursa'". hakkını yemem. babam dedi diye tercih yapıp o sene üniversiteye girmedim. ben istediğim için, 1 sene daha o çileyi çekemeyeceğim için, hadi çektim, 1 sene sonra aynı kabusu yaşamamak için üniversiteye girdim. ve üniversitenin ilk 1 ayı hep aynı rüyayı görerek uyandım. annem geliyor "oğlum hadi kalk öss'ye geç kalacaksın". sonra da diyorum ki "off hepsi rüyaymış, şimdi o soruda takılmayacağım, yapamazsam geçerim..."

    ama tabii ki rüya değildi. uzatmayalım

    sonuç? 4 senede üniversiteyi bitirip şu an çok mutlu olduğum ve bence fena da kazanmadığım bir işteyim. diyeceğim o ki, belki hayalini kurduğunuz yere giremeyeceksiniz, belki sınavınız iyi geçmeyecek ve 1 yıl daha hazırlanacaksınız. ama unutmayın sonuç olarak iş sizde bitiyor. bu sınav da dahil "hiçbir şey" sizin "hayat"ınızı "sizin" etkilediğiniz kadar etkileyemez. şimdi içinizden bazıları "ama bir net bile hayatımızı tümden değiştirebilir" diyecektir. hak verir ve eklerim; yolda karşıdan karşıya geçerken 1 saniyelik geç haraket etmek de hayatınızda çok şeyi değiştirebilir. sınav ne ola ki?

    ve ne olursa olsun, sınav bittikten sonra sınavı "elinizden geldiğince" düşünmemeye çalışın. tatilin tadını çıkarın zira bu yazdan sonra kimse size bu kadar toleranslı olmayacak. çünkü asla bir daha bu kadar koyun gibi hissetmeyecek/hissettirmeyeceksiniz kendinizi. ahahaha.

    ha bi de benim yaptığım gibi bir soruda çok fazla takılmayın. koyun götüne gitsin.

    not: karınca sorusunu 20 saniyede çözdüm ikinci baktığımda.

    başarılar, allah yardımcınız olsun.
    135 ...
© 2025 uludağ sözlük