Ya dünyaya doyamadığı içindir ya yeterince yaşayamadan ölmek istemediği içindir ya da bilinmezliktendir.
Yine de kendini hazırlamakta fayda var kaçınılmaz sona.
Öldükten sonra ne olacağını bilemediğinden korkar. inançlı ya da inançsız olmak bu gerçeği değiştirmez. Hiç görmediği bir yere gidecek olmak insanı korkutur mutlaka. Ya yok olursam endişesi de vardır ki bunu düşündüğünüz anda birçok soru üşüşür kafanıza ve bir sürü düşünce. Bu düşüncelerin içinden çıkamayan insan inançsızlaşır. Birçok şeye anlam verememeye başlar ve hayatın hiçliğini fark eder. Bazıları ise düşüncelerini anlamlı temellere oturtup tüm kalbiyle inanmaya başlar. Sorgulayarak inanan insanın aklında bir şüphe kalmaz ve ölüm onun için bir yok oluş değil bir başlangıç olacaktır. Şimdi söyleyin o insan ölümden korkar mı ?
bilinmezlik her zaman korkutmuştur. Fişin çekilip bilincin bir daha gelmeme ihtimali de var, bu da zaten varlığının sıfırlanması demek.
Bundan korkmayan neyden korkar ki.
Mezara girince muhtelif hayvanların sizi yiyeceği düşünülür. Mezara konan tahtalar sizin bu esnada kaçmaya çalışacağınız ama ölü oldugunuz için kacamayacaginizi bilmediğiniz için koyulur diye ogrenmissinizdir. Bu tip bilgiler ölüm olgusunu korkutucu bir hale getirir.
Ölmekten değilde ölümden sonraki hayattan korkuyorum. Dünyada yaptıklarım beni cennete götürmez diye korkuyorum. Yani ölümden değil ölümden sonra başıma geleceklerden korkuyorum.
ölümden korkmamın tek sebebi tabi korku sayılırsa geleceği merak etmemdir. hatta şu an ölsem yarın ki gazete manşetlerini merak eden gözlerle veda ederin hayata.
Ölüm, senin ardında bırakacağın şeyler demektir. Sevdiklerin; annen, baban, kardeşin, aynı yastığı paylaştığın eşin, canından öte tuttuğun çocuklarından ayrılmak demektir ölmek. Bir daha güneşin doğuşunu izleyemeyecek olman. Rüzgarı hissedemeyecek, yaz akşamları sokaklarda sabahlamayacak olmandır ölmek. Ardı kapalı bir kutu gibi önünde duran kaçınılmazdır.
Ölüm ardını bilen inananlar için de belirsizliktir. Misafir gibi yaşaması gereken bu yere bağlanmış insanın yaptıklarının, verilen nimetlerin karşılığının sorulacağı yerdir ve sonucu gitmeden bilemeyegiz. Peygamberlerin uyardığı çetin bir güne uyanıştır ki insan o gün yaptıklarından, biriktirdiklerinden başkasıyla kurtulamayacaktır.
Nitekim insan üsttekilerden dolayı ölümden korkar.
asla uyanamayacağı karanlık bir uykuya yatmayı kim ister? istemez. olgunluk meselesi canlar. geçer bir süre sonra şeklinde yatıştırılması gerekilen korku. her şey zaman. bir yerden sonra kendin isteyeceksin.