ölüm yazılsa da ölmeyecek kürt kardeşlerimiz

entry4 galeri0
    ?.
  1. samimi müslüman Nurettin Şirin'in "ölüm yazılsa da alınlarına, ölmeyecek kürt kardeşlerimiz…!" başlıklı yazısı:

    şırnak’ın uludere ilçesinde günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmek için dağ tepe yol aşarak, sınırları geçerek ekmeğin peşinde koşan mazlumlar, bir kez daha yaşadılar ölümün acı darbesini…

    onlar, kağıt üstünde, misak-i milli sınırlarıyla çizilen bir ülkenin “eşit” yurttaşları olarak tanımlansalar da, hiçbir zaman “eşit” olamadılar; kapitalist bir düzenin tüm acımasız tezgahlarında emekleri sömürülen yoksulların, yalın ayaklıların ve horlanıp aşağılananların, lüks, konfor koridorlarında zevk-u sefa çekenler ile hiçbir zaman “eşit” olamadıkları gibi…

    onlar, “yasalar karşısında herkes eşittir” denilen bir ülkede, “ben de varım” diyebilmenin, özgürce var olabilmenin, varlığına yasallık kazandırabilmenin imkanını hiçbir zaman da bulamadılar…

    çünkü inkar edildiler; kendileri olabilmelerine, kendilerini ifade etmelerine, kendilerini yansıtmalarına fırsat verilmedi. onun için asimilasyon kumpaslarında yıllar boyu öğütülüp faşist imha kararlarına hedef oldular…

    onların üzerine yağan bombalar, bir halkın 35 canına kıymanın ötesinde, insanlık onurunun üzerine düştü; insanlık parçalandı, onur parçalandı, yürekler parçalandı bir kez daha. “analar ağlamasın” derlerse de, anaları yine ağlattılar, yine ağlattılar…

    birileri hep bu ülkede, birilerinin ölmesini istediler; çocuklarının da, kadınlarının da... “doğmamış bebekler dünyaya gelmesin, doğanlar ise daha fazla yaşamasın” dediler…

    bir zaman “asi” bir zaman “eşkıya” bir zaman “terörist” oldular; ama hiçbir zaman diğerleri gibi “eşit” olamadılar; ne antalya’nın kumsalları, ne didim’in termal kaplıcaları. ne beyoğlu’nun ışıklı caddeleri, ne beş yıldızlı hotellerin kırmızı halı döşenmiş koridorları. belki onlar bunların resimlerini dahi görmediler…

    sözü uzatmak istemiyorum daha fazla…

    varsın birileri ölüm yazsın alnınıza; ölmeyeceksin kardeşim, ölmeyeceksin…! varsın birileri ferman çıkarsın çocuklarına; bitmeyeceksin kardeşim, bitmeyeceksin..! varsın birileri pranga atsın ayaklarına; çökmeyeceksin kardeşim, çökmeyeceksin..!

    elin boş, ayağın yalın, sırtın çıplak olsa da; dağlar, yokuşlar, yamaçlar çıksa da önüne ardı ardına; ahının önünde hiçbir perde yoktur senin..! varsın hiç kimse olmasın yanında; kimseler duymasa da sesini, işiten bir rabbin vardır senin…!

    ve hatırla rabbinin vaadini:

    “sabah yakın değil mi?”
    http://velfecr.com/olum-y...slerimiz-2166-yazisi.html
    4 ...
  2. 16777214.
  3. hamaset dışında elbette kürt olmaklık bir kimliktir. özgür olması elzem bir kimlik. nihayet kendi öz yurdunda, atalarının binlerce yıldır yaşadığı bu coğrafyada isimleri yasak, dili yasak, kültürü talan edilmiş bir halktan bahsediyoruz. bu anlamda elbette türkler için, araplar için, fransızlar için istediğini kürtler sözkonusu olduğunda reddeden, inkar eden, eveleyip geveleyen kişi utanç duymalıdır yada ben böyleleri ile aynı havayı solumaktan utanç duyarım...
    (bkz: yaşasın zalimler için cehennem)
    1 ...
  4. 16777215.
  5. bu yazı sadece bazı haklı noktaları ajite etmekten ileriye gidememiş, yazarın " dur bu gün duygu dolu bir yazı yazayım" ihtirasından başka bir şeye yaramayan boş sözlerle doludur. Ortadaki sorunu ajite ederken çözüm yolu için daha fazla ölüm daha fazla acıdan başka bir şey sunmamakta. Yazısına Allah, din, iman gibi aksesuarları, kürtsün kardeşimsin canımsın gibi klişeleri ekleyerek düşünmeyen sorgulamayan pek çok insanı etkilemek mümkündür. Bu ülkede ne fakirlik ne de ekmeğini taştan çıkartma ne de lüks otel koridorlarını sadece fotolarda görme kürtlerin tekelinde olan bir şey değil. Bu ülkede devlet tarafından ezilmek, hor görülmek, işkence edilmek, sürülmek ya da tanınmamak da kürtlerin tekelinde olan bir durum değildir.
    Bu devlet en çok eşitsiz davranmada eşitlik yapmıştır. Hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan ve yukarıdan gelen "ben böyle bir toplum istiyorum ve buna uymayanı ezer geçerim" anlayışı kürtler kadar türkleri de ve bu çoğrafyada yaşayan pek çok halkı da ezmiştir, üstünden geçmiştir.

    Padişahın mülkü üzerinde yaşayan tebaa dan bir millet yaratmak kolay bir metamorfoz değildir. 28 ekimde başında padişah olan bir halka 30 ekim de o gitti artık cumhurbaşkanı var demek ve toplumdaki her kesiminin "-iyi oldu hadi kabul edelim" demesini beklemek de yanlıştır.

    Önce en büyük kitleyi türk-sünni halkı ezmek gerekti. istiklal mahkemeleri kuruldu bunun için. Ezildiler.
    Çerkesler güçlü idi, kanaat önderleri vardı liderleri vardı, sürüldüler.
    Aleviler sorun idi, başka türlü anlıyorlardı bu dünya halini, bombalandılar.
    ermeni-yahudi-rum vardı topraklarda. sürüldüler, mübadele konusu yapıldılar kalanların da malını mülkünü yağmaladılar.
    arada ufak tefek kürtler de sorun oldu, onlar da bastırıldı.

    Ama sistemin ayakta kalması için bir düşman her zaman lazım olmuştur. bu şudur, eğer bir milli maç yoksa kimse milli takım için tezahürat da yapmaz. eğer milli takım desteklenecekse bu ancak karşısında bir rakip varken mümkündür.

    yıllarca bekledik, o kış gelecek olan komünizmi. gelmedi. bazen leylek filan geldi rusya dan onu da tutukladık zaten.

    peki komünizm bitince ne olacak, kim düşman olacak bize, nasıl yapacağız daha fazla askeri harcama? mit te çalışan bir çaycı çocuk var. bizim ülkücülerin filan arkadaşı. çocuk kürt. yapabilirmi acep. gerekli motivasyon ve bütçe ile neden olmasın. arkadaşı hazırlayın darbeyi yapmadan önce ülkeden çıkartın da tutuklamak zorunda kalmayalım. buna takım arkadaşı lazım. bu herif salağın teki. kürtçülük ideolojisi yaratmak için bir kaç akıllı herifi alın içeri diyarbakırda bir temiz dövün. bize çalıştıklarını bilmeden bizden nefret etsin salaklar.

    şu anda ülkenin en fakir insanları en hor görülen insanları kürtler. neden peki?

    hadi gelin bir oyun oynayalım sizinle. adı 0 ( yazı ile sıfır ) teoremi. amerikalıların bulduğu bir oyun. kural basit. pkk=0 diyoruz ve nasıl bir ülke olur onu tartışıyoruz. yani pkk hiç olmasa idi:

    90 yılında komünizm çöktükten hemen sonra italya ve almanyada başlayan salgın hemen bize de bulaşırdı.komünizm yani düşman artık yoktu. bu durumda da kontr gerillaya da ihtiyaç yoktu. şimdi ergenekon denilen o oluşum bundan yirmi yıl önce çöker hepsi hesap verirdi.

    doksanların ortasına kadar askeri harcamalara verilen 500 milyar doların bir kısmı bu fakir illere giderdi. çok zengin olmazlardı belki ama bir işleri olurdu, okulları olurdu.

    peygamberler şehri diyarbakır, hakkari kayak ve trekking merkezi, tunceli dağ turizmi derken biz pek de korkmazdık oralara gitmekten.

    bu tarafta 5 bin genç o tarafta 30 bin genç şimdi çoluk çocuk sahibiydi.

    çok muhtemeldir ki tüm doksanlarda dünyayı etkisi altına alan ferahlama, artık komünizmden korkmama ve demokratikleşme süreci bize de vuru ve belkide şimdi çoktan açılmış olurdu "kürtçe eğitim veren okullar".

    kısa kesmek gerek sözlük. uzun olursa okunmaz çünkü.

    şimdi otuz yıl sonra ülke ilk kez düzene girmeye başladı. genelkurmay başkanı hesap veriyor mahkeme karşısında. ve artık pkk geçerli donelere sahip bir düşman değil. yok oluyorlar. olacaklar da.

    o zaman da kürt kanı üstünden kazanımlar elde eden bütün sülükler tarihe karışacak.

    merak etmeyin yeni bir oyun kurulur. yeni bir rakip gelir ve biz milli takımı desteklemek için bağırmaya devam ederiz.

    israil mi, iran mı şimdilik belli olmaz.
    2 ...
  6. 0.
  7. dokunaklı güzel cümleler seçilmekle birlikte buram buram ajitasyon kokan bir yazıdan öteye geçememiş. yazıdaki kürt yerine masum türk köylüsü, ezilen türk halkı sözlerini de yerleştirmek mümkün.
    havalimanı inşaatında çalışan masum vatandaşların ekmeğiyle oynayanlardan, yol ortasında arkasından vurulan devlet memurlarından, arkadaşlarıyla gezmeye çıktığında 100lerce kurşuna hedef olan bir grup kızdan, halısahada kurşunlara maruz kalan devlet memurlarından bahsedilmediği için
    sorunu tek taraflı göstererek nereye kadar.
    eşitlik için silah bir yöntem olarak kullanılıyorsa tabiiki eşitlik olmayacak. ben silahım demokrasi araçları.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük