Bir gün sınıftayız hocayı bekliyoruz, tarih hocamız sınıfa girdi, herkes ayağa kalktı, uzun boylu bir arkadaşımız vardı, sıra ve masa arası az olduğu için dik duramıyordu.
Hoca: oğlum niye öyle duruyorsun?
Arkadaşım: sıkışık hocam burası dik duramıyorum
hoca: dik duramıyorsan oklava sok oğlum.
Meslek liselerinde çok fazla rastlayacağınız sözlerdir.
kullanacağın tornayı s*keyim, al bu parçanın üstüne otur şimdi.
Autocadle sigara çizen ilk insansın Nickzsche.
Kim kırdı bu freze ağızlarını yine.
Nickszche oğlum o elindeki telefonla mezun olamazsın.
Nickzsche sen bile mezun oldun ya ne diyeyim.
Atolyede enjeksiyonda çalışıyorduk zamanında
Hoca:Sana hortumu tak desek takamazsın şimdi değil mi lan
Ben: iki gündür tek elle çalışıyoruz hocam, fmf var el şişti insaf yani
Hoca: Şimdi bir karı getirsem iki elini kullanmadan takarsın ona hortumu p*zevenk.
Hoca:Nickzsche oğlum hadi derse geç geliyorsun devamsızlık sınırda diye geliyorsun onunda farkındayımda bari dersi dinle, dinlemeyeceksende kulaklık tak müzik bana bile geliyor
geviş getirir gibi sakız cigneyen yanımda oturan cocuga ' oglum agzındaki camış bokunu çıkar yoksa üstüne bende sıçarım' demisti ve hiç istifini bozmadan derse devam etmişti.
Hafızama kazınmış bir sözdür.
lisedeki coğrafya hocamız karadenizli bir adamdı. girdiği sınıflardaki bütün kız öğrencilere "vakkasiye"; erkek öğrencilere "vakkas" diye hitap ederdi. hatta ilk dersinde ben bir an şaşırıp "benim adım vakkasiye değil ki hocam." demiştim de "bundan sonra vakkasiye." demişti bana.