+ felsefenin amacı nedir?
yanıt: hocam öyle bir amaç olduğunu sanmıyorum varsa siz yazın.
gerçekten böyle bir cevap verilmişti. okuduğum en ilginç cevaplardandı. bilmiyor, bilmediğini geçtim kafa tutuyor varsa söyle diye. vay anasını. sınavdan 17 aldı. sayıyla on yedi.
bir tane öğrencim de sınav kağıdının yarısından çoğunu boş verince hocam sizi çok seviyorum benim annem de boşnaktır. yazmıştı. ırkçılık zehirliyor beyinleri azizim.
ingilizce vizesinde, konulu bir kompozisyon yazmak gerekiyor en az bilmem kaç kelimeyle ve ben kelime sınırına gelebilmek için ingilizce bir not düştüm, türkçesi şöyle bir şeydi:
hocam x kelime olsun diye biraz saçmaladım ama kusura bakmayın. aklıma bir şey gelmedi.
aklıma gelenleri yazayım.
-hastasıyız dede.
-hocam ne olur yüksek not verin.
-hocam sizi çok seviyorum.
-hocam çok çalışmadım,iyi beklemiyorum.
ve bu notların yanında kalp çizip not boşluğuna 100 yazanlar var.
ilginç değil de, bir yıl boyunca asilik yapan bir ergen yıl sonu özür mektubu yazmıştı sınav kağıdına.
cevaplar yoktu. cevapları bilse yapardı tabii.
dersten bırakmayım diye ağlamış da ağlamış.
lisedeyken, sanat tarihi sınavına hiç mi hiç çalışmamıştım. kızıl saçlı ellili yaşlardaki hocamla da aramda hep bi gerginlik vardı. o yüzden adımı soyadımı yazmdan sınav kağıdını doldurdum.
bütün cevapları hiyeroglif olarak yazdım. güneşler çizdim, biraz büyük bir "RA", elerini yılan gibi yapan etekli adamlar tepelerinde mısır kedisi filan. tüm soruların cevabı, götümden attığım hiyeroglif yazılardı. sonuçlar açıklandığında hocam çılgına dönmüş, alabildiğine hakaret ediyordu.
o kadar düzgün bir öğrenci oldum ki, en büyük maceram
good luck * yazan ingilizce sınav kağıdının yanına thanks yazmaktı buydu yani.
ulan ben çocuklarıma ne anlatacağım ya..
karikatür çizip "sınav sonuçları açıklanırken bu hali alıcam." yazmıştım bi kaç sınavda. bazı hocaların hoşuna gitmişti de bi tanesi çok pis azarladı, zaten sevmezdi beni.