Ekmek yer su içer ne olacak diye sokaktan yavru kediyi eve alıp beslemeye başlanmıştır üzerinden 2-3 ay geçer.
+Abi kedinin karnesine baktım aşı vakti gelmiş veterinere götürüver bi yarın.
-He mamasıda bitiyor birde mama alıyım gitmişken para verin.
+Azına mıçtığımın kedisi sokakta ne yiyodu bu hayvan? Suyu bile damacanadan içiyor biz 2 liralık sucuk yiyoruz hayvan aylık 70 liralık mamayla besleniyor neymiş efendim hayvanın gerçek eti kullanılıyormuş yüzde bilmem kaç protein varmış amk hayvanında benden fazla kas var.
Yaz okulunda öğrenci evi diyalogudur:
- evde su var mı?
+ Dolaba bi bak bilmiyorum.
Arkadaş mutfaktan geri gelir.
+ var mıymış bana da getirsene.
- Yok la. Su yoktu da bira votka rakı var hangisini getireyim.
gece saat 2-3 halı saha maçında 4 e doğru eve dönülmektedir.
eve gelinirken yolda duş tartışması çıkar ve sonuç alınamaz ve neticede batak atılmasına karar verilir ve sıralamaya göre duşa girilecektir.
4 de başlanan batak 6 da biter, sonuncu duşa 8 de girer ve 10da uykuya dalar.
batak denen oyun öğrenci evlerinin vazgeçilmezidir olmazsa olmazıdır özledim lan o yılları ne kadar sefalet içinde de geçse evimiz vardı karı kız atıyoduk eğleşiyoduk filan.
-Şu mutfağın hali ne yaa toplayın şurayı bu ne pislik
-Bu gün sıra sende anam bizde değil, hadi ellerinden öper
-Deme yaa, yarın önemli bi sınavım var ona çalışmam lazım
-Aynı sınıftayız canım yeme bizi hadi kolay gelsin.
bir telefon konuşması sırasıdır.
bir taraftan duyulan:
- hayır bana canım sıkılıyor deme.
-...
- yani hiç beni özlediğin için değil öyle mi?
-...
- hayır hayır, sadece bir kadeh içtim, sadece bir kadeh.
-...
- cidden böyle kanıtlamak zorunda değilim.
telefonun öbür ucu:
-...
-yalan söyleyemem abi, öylesine aradım valla.
-...
- tek taraflı düşündüm, beleş dakkam vardı.
-...
- he lan eminim,
-...
- senin kafa bir milyon olmuş, hadi görüşürüz.
kayserili ev arkadaşımın getirmiş olduğu sucuktan başka buzdolabında birşey yoktur. diğer ev arkadaşım ise bu duruma isyan etmektedir. bozdolabının kapısını açar ve hayatımız boyunca unutamayacağımız o sözü patlatır '' beyler evde sucuktan başka yiyecek bir şey yok '' okul bitip birbirimizden ayrılsakta, hâlâ birbirimizle konuşurken bunun geyiğini yaparız.
-beyler bende fazla para yokda birleşip ekmek filan alalım bişeyler yapalım.
-ben bugün patates aldım.(zafer kazanmış komutan edasıyla)
-ne kadar tuttu peki bu ?
-3 lira.
-bari artan parayla eve kat çıksaydın.
- ya ne kadar hayvansın bu ev ne kadar pis.
+ gel panpa gel biz ölmüyoruz bak bir şey olmuyor.
- halıya bassam çoraplarım kirlenecek lan yuhhh!
+ çoraplarını çıkar.
- ahaha einstein! ayaklarım kirlenir o zaman.
+ ayakkabıyla gir ne yapabilirim şimdi yada gazete sereyim mi yere?
- ser ser kusacağım şimdi. (iç ses: sakın kusma. koridor böyleyse tuvaletin halini düşün. yada düşünme!)
+ sakın ha evimi pisletirsin. *
- ayy o yerdeki ne bok mu?
+ yok lan bokunu çıkarma sende. şu kahverengi şeyi mi diyorsun yoksa dur bir bakayım.
- ıyy bok muymuş?
+ ahaha fındık kabuğuymuş. ama ben de şüphelendim bir an. *
aramızda para toplayıp bu arkadaşın evine temizlikçi gönderdik akabinde. yoksa kısa zamanda mikrop kapıp ölürdü...
-olum evde yiyecek bişey kalmamış, biriniz çıkın da bişeyler alın lan.
+dışardan söyle yarrak.
-amın evladı para mı var. son parayı senin sikik poker sevdan yüzünden kaybettik.
+e bende de yok amk. senin manitaya gidek, bize bi güzel yemek yapsın be muhtar.
-hassk-
*ulan kalıbınızı sikeyim kola küfrenir mi it herifler!
+,-puahahaha
ben bu ay 13 gün memleketteydim faturayı tam ödemem, denir ve o mükemmel matematikçi oturup fatura hesaplamaya başlar paralar ya çok yada az çıkar hiç tam çıkmaz. sonra hesaplayan tamamlar.