yılmaz erdoğan'ın devamlı "özellikle ersin için ezber çok oldu" gibi söylemlerde bulunduğu program. övüyor mu yeriyor mu anlamadım. son skeç, önceki tüm skeçleri geride bırakabilecek bir hikayeye ve oyuunculuğa sahipti.
yılmaz erdoğan'ın ersin'i ön plana çıkartmak için elinden geleni yaptığı program. ilk başlarda farklı gelmeleri gayet normaldi ve 2-3 bölümdür görülmektedir ki kendilerini tekrarlayan skeç dedikleri aslında piyesten pek bir farkı olmayan komiklikler ve gıdı gıdılar ile ancak 10 yaş altı için şukela olan BKM oyuncularının programı.
tabutçu tabutçuluktan başka hiçbir rolde tutunamadı evet, neredeyse hepsinin aynı tarz oyunculukları var ve başka bir şey yapamıyorlar. oyunculuk bu değil efenim. oyuncu dediğin kişi "hadi treleybüs ol" dediğinde olacak, olamıyorsa o kişi oyuncu değildir.
bir bölümünde de yaşlıyı oynuyorlardı ki ersin'in yaşlı taklidini 2 kişi daha yapıyordu. 3 tane ersin vardı. ersin'in silah sesi taklidi de artık her bölümde sırf seyirci gülüyor diye önümüze konmaya başlandı.
oyun bitimindeki yılmaz erdoğan'ın "bunları ben yetişitirdim" tavrı ile sadece "bu oyunda sen iyiyidin sen iyiydin ve ersin nasıldı?" diye seyirciye sorup alkış alma tripleri ve bunla birlikte sahte "cool"luğu ile yılmaz erdoğan kendinden soğutmuştur insanları. bakın bunlar sadece benim fikrim değildir bunlar çevre ile konuşmalarım neticesindeki kafamda beliren ortak fikirdir.
izledikten sonra "ay kahkaha komasına girdim" "aman gül gül öldüm" "of koptum abi yeea" gibi tepki verenlerle aynı havayı soluduğum için kendimden utanıyorum.
büyük bir sirinlik icerisinde yeri gelip sacmalayan yeri gelip güldüren genc ve basarili oyunculardan olusan tv yapimi. ayrica türkiye televizyon piyasasi ortadadir. laf atan arkadaslar kadin programlarindan hoşlaniyor herhalde dedirten baslikmis ayni zamanda.Türkiye orjinal seylere ac. bu bilinen bir gerçek bu yüzden bile taktire değer.
geçen hafta ersin korkut'un dalağını sökerim yerine yanlışlıkla* dalağını s.kerim dediği program. karşısındaki rol arkadaşı bile "ersin sen biraz önce dalağını sökerim dedin değil mi yanlış anlaşılmasın" diyerek düzeltme ihtiyacı duydu.
nedense skecin güzelliğinin gülme seviyesiyle orantılı olduğu düşünülen program. kardeşim herşeye gülmek zorunda değiliz ki sadece eğlensek yetmiyor mu? gülmedim iğrenç, tebessüm ettim eh işte, kahkaha attım süper program gibi bir bağıntıyı sadece benim mi mantığım almıyor? örneğin zeynep adlı uzun kızın skecinde herhangi bir yarıcı espri, herhangi bir komik tipleme yoktu. ilaç niyetine tek bir küfür bile yoktu(orda bulunan çoğu insanın tek güldüğü şey). iş böyle olunca seyircinin gülmemesinden rahatsız olan yılmaz erdoğan kızlara olmamış, çok kötü gibi yorumlar yaptı. zekice hazırlanmış bir skeç bir de eğlendiriyorsa olmuştur kanımca.
ayrıca şahin-bülent ikilisi için izlediğim programdır. adam oynuyor, parsayı ersin gibiler topluyor. bu hep böyledir zaten adaletini sevdiğim(!) dünya...
iyidir hoştur.
gelgelelim her skeçten sonra yılmaz erdoğan'ın çıkıp "ersin olmasaydı bu skeç bir boka benzemezdi" mealindeki beyanatları kabak tadı verdi.
tamam ersin yetenekli çocuk birşey dediğimiz yok ama orada pırlanta gibi bir sürü oyuncu var. senelerini vermişler bu işe ersin de ersin demek ayıp olmuyor mu? akraba sevgisi bu kadar önlenemez bir dürtü müdür ki profesyonel bir oluşumu devlet dairesi düzeyindeki bir adam kayırmacılıkla kirletiyorsun?
bir de tiyatro benim değil mi lan şeklindeki patron havaları var ki hiç hoş değil.
yarısından fazlasında iyi oyunlar bulunan program, ama skeçler bazen çocukça esprilerle dolu. gülmecenin amacı sadece tüketme amaçlı gülmek olmamalı daha kaliteli esprilerle birlikte anlamlı mesajlar da içerse şahane olur.
Her hafta birkaç skeç yazıp ezberleyip oynanmasından mütevellit kolay bir iş yapılmadığının farkına varılıp kötüde olsa bu kadar bok atılmaması gereken skeçler kolajıdır.eywallah 5 skecinden birine kopuyoruz 2sindede ara ara be espiri güzeldi diyoruz ama amatör bir ruhla çıkmış amatör bir işten ne bekleniyor.
bkm tarafından, kendilerinden önce aynı formatta yapılmış olan programlardan esinlenerek, hazırlanmış ama esin kaynakları kadar başarılı olamayan bir tv programıdır.
metin hastasıyım. hakikaten güzel yazıyor ve oynuyor. desti izdivaç skecinde embesil gibi bakışları bitirdi beni. ciddi anlamda iyi bir oyuncu. bülent de iyi. tabutcu sıktı orası ayrı.
her ne kadar çok gülsem de, her skeçte ersini görmekten sıkıldıgım programdır. adamın tipi güldürmeye yetiyor kabul de, bu kadarı ona da yazık bize de..
şu sıralar esen'in 'sunamayan sunucu' triplerini de oldukça başarılı bulduğumu söylemeliyim.. gerçek değil belki ama ben izlerken çok eğleniyorum; o hep sunamasın ben onu hep izliyim.. o derece yani..
bu günkü bölümde 2 tane espriyi arakladıklarını tesbit ettiğim program. biri yiğit özgür'ün babaanne-porno-torun esprisi, diğeri de bülent üstün'ün efsane "saatim yok" "alırızzz" esprisidir. bakalım ne olacak. pek hoşuma gitmedi bu.
ergen oguzhanin anneannesinin erotik film izlerken "kac kizimmm kac evladim" seklinde vahlamalarini feci sekilde bir yerden hatirladigim skec geldi biraz önce ekranlara. artik bir mizah dergisinden mi okudum yoksa sözlükde mi okudum orasi mechul. bu gibi bir cok örnek mevcut. her skecte daha önceden kullanilmis espriler var. biktik artik bir yerlerden araklanmis esprilerin kullanilmasindan. tamam cok güzel bir isi basariyla gerceklestiriyorlar. ama yeter artik araklamayin! yaratici olun. simillendirmeyin beni! bu arada tavsan daga küsmüs dagin haberi olmamis lafi geldi aklima..
edit: tarzan ince dallarda arkadasimiza tesekkürler. yigit özgür'ün bir karikatüründe islenmis bir espri imis.