biraz daha gayretle anlaşılamamış entarim olacaktır ki diğer anlaşılamış da lost üzerine olduğu için tüm emeği geçenlere şimdiden teşekkürler. +rep pls, tşk.
dün akşam ilk defa izlediğim, izlediğine pişman etmeyen program. hele o içlik takımı giyip elinde hıyar olan eleman. tam terelelli. #3447197 nömreli entarimde belirtmiştim yılmaz erdoğan'a olan güvenimi. olmuş bu program.
çok da şaşırılmaması gereken hareketlerdir bunlar.
önce fox'ta başlayan doğaçlama tiyatro oluşumunun tutması ile bu tür proejeler düşünülmeye başlanılmıştır. komedi dükkanı da tutunca. kanal d demiştir ki kardeşim madem burda bir pasta var biz neden yemeyelim, yılmaz erdoğan da cevaben ben yaparım bu pastayı demiştir.
basit bir iktisadi kural; arz talep dengesi işte.
tıpkı acun'un var mısın yok musun ile çıkış yakalaması ve dört tarafımızın sülük gibi yarışmalarla dolması gibi. ortada her zaman bir çok pasta olmuştur ve pasta yemeyi bekleyenler de.
Gerçektende "çok güzel haraketler bunlar".Şu oğlunun oyuncu olmasına meraklı baba süperdi hele elindeki hıyar.Dayım esprileri yardı resmen. Umarım devamıda aynı lezzette olur.
yılmaz erdogan ın bilirkişi oldugu, seyirciye alkışlayın ulan ittirmesi ile karşı karşıya ve izleyen seyircinin asla objektif olamayacagı bir programsı.
yılmaz erdogan dan güzel hareketler bekliyoruz, film olarak mümkünse, belki de şiir olarak, sanırım tiyatro tozu bogazına durdu ilginç üretimler göremiyoruz kendisinden.
tiyatro ittirme bir kültürdür türkiye de ve tiyatrocuları da hep çakmadır. yerli kültürle hiç mi hiç alakası olmayan kişilerdir tiyatrocular ve içinden çıktıkları kültüre ait hiç öge bulundurmazlar kokularında, hep batılı kokarlar ve asla yerli degerleri görmezden de gelmezler, sürekli bir mücadele içindedirler, bunun sebebi, zeki alasyanın masonlugunu açıkladıgında anlaşılmıstır, yerli degerlerle mücadele konusunda bir alandır tiyatro ve türk milleti haklı tepkisini koymustur bu sanata karsı. tiyatrocular hep yaptıkları çengiligi önemli ve türkiye için vaz geçilmez bir şeymiş havasında sundu, oysa hep seçkinci idi ve chp ile özdeş sanatlardan dı ve kabul görmedi. yılmaz erdogan, tiyatronun benimsenmesine, kişiligi ve üretiminde ki kaliteden dolayı sanat olarak sevilmesine ve kabul görmesine biraz da olsa katkısı vardır ve tiyatro üslubunda ki, türk milletinin degerlerine saldırmaması (zeki metin gibi saldırmaması), güldürmek için illa kro takliti yapmaya gerek olmadıgı (küçümsemeden), dini degerlere saldrmadan da güldürü olabilecegini, komedyenin güldürebilmek için sadece zeki olmasının yetecegini, yerli olmakla sanatın türk milleti olarak düzey kazanacagına olan inancın pekişmesine katkısı oldugu için belki de, kabul gördü.
kanalları gezerken rastladığım, rastlar rastlamaz ilgimi çeken ve koltuktan düşmeme sebebiyet veren güldürü programı.
aduket isimli şarkının her bölümde bir kere söylenmesini ailecek istediğimiz programdır ayrıca. ***
günlerdir "al sana benden aduket" ve "aloğ polisss, polis polis poğliss" diye dolaşmama sebebiyet veren yeni gözdem. 2. bölümün son skeciyle yarmıştır. böyle pek eğlenceli pek güldürmeli bişi.
ayrıca, tiyatro oyunlarının 1 milyona düştüğü zamanlar gişeye tuvalete girebilmesi karşılığı 5 milyon teklif eden canım ülkemin canım insanlarını da ucundan bucağından tiyatro kültürü ile tanışmışlığını arttırdığı için gönülden desteklediğim programlardandır da kendisi.
anında görüntü show ile karşılaştırılması oldukça mantıksız olan program. anında görüntü show doğaçlamaya dayanırken çok güzel hareketler bunlar daha önce yazılmış olan bir metnin sahneye konulması esasına dayanıyor. (bkz: ukala yazar)
geçen hafta yazmış olduğum entrye rağmen (#3495986), bu hafta beni buyuk hayal kırıklığına uğratmış olan program..
bu hafta ne oynanan oyunculuklar iyiydi, ne de yazılan scriptler..
bir de bu yılmaz erdoğanın, seyircinin oyunu oylama esnasında sadece çok güzel harekettir bu diye sorması ve büyük bir alkıştan sonra geri kalan fikirleri sormaması çok sinir edici bir durum.. oradaki çoğunluk hakikaten güzel bulabilir bu hareketleri ,nihayetinde komedi dukkanına gulen zırva bir seyirciden bahsediyoruz (ki bence o alkışlar sürü psikolojisinin eseri)..
yalnız bence esas dinlenilmesi gereken, bu hareketleri yani ve altında görenler.. yılmaz erdoğanın sorması lazım, ne eksikti diye ki, muteakip oyunlar gelişebilsin.. işin içinde cidden emek olabilir ama bu emek nitelikli değilse, ortaya çıkan sonuç ille de değerli oalcak diye bir şey yoktur.. zira değer, tüketicinin atfettiği bir olgudur, işçinin emeği ile meydana gelen bir şey değil..
(bkz: avusturya okulu)
(bkz: marjinal fayda)
ama yılmaz erdoğan bir kere yani duyunca (ilk programda da yapmıstı), ondan sonraki hareketelrde çok güzel bu dimi diye sordurup geçiştiryor.. sanırım bunu da tv de daha fazla kalabilmek için (bir demet tiyatro2 fiyaskosu ardından) programı çok da kötülememek adına yapıyo.. ama bu performansla çok uzun sürede yayında kalamayabilirler.. hoş, komedi dükkanı kalıyorken, bu niye kalmasın diye soracak arkadaşlara da şimdiden hak veriyorum..
