telefonda arayacak kuruş olmamasından mütevellit eli kolu bağlayan durumdur. birbirini arayamayan vodafone lu ile türkcellli nin dramı kadar acıklıdır. ağla çiko ağla, kadersizliğine ağla.
çok özlenen kişi artık hayatta olmadığından arayamamaktır. olmadık zamanlarda elin telefona gider, ya şen kahkasını duymak, ya dertleşmek, ya da bir nasihat almak istersin ancak arayamayacak olduğunun bilincinde olduğundan, içini hüzünler kaplar. iş rüyalarda sesini duymaya kalır.
sevgiliniz varsa ve hala onu elinizde olmadan çok özlüyorsanız, ve kendisinin sevgilisinin olup olmadığını bilmediğiniz için, hem gurur, hem sevgiliniz olduğu için yanlış anlamasından korkulduğu için arayamamaktır. ne bileyim lan çok karışık öyle bir şeyler işte..
işte bu acıtır ya insanın içini, çok özlersin, bi sesini bile duyman yererlidir. ama arayamazsın, söyleyecek doğru kelimeleri bulamazsın kendinde. acıtır. yaralar.
bazen aranacak kişi size çok uzak değildir, belki bir telefondan daha yakındır.
telefonda konuşmanın romantizmi başkadır tabii. Telefonla konuşmak yerine aranızdaki mesafenin yakınlığından faydalanıp yüz yüze, havadan sudan, aslında ikinizinde umurunda olmayan şeylerden bahsedersiniz. Ona o kadar yakınsınızdır ki, çok özlersiniz ama arayamazsınız. Aradığınız an geri dönüşü olmayacağını bilirsiniz.
geri dönüşü olmayan bu yola girmek için sadece onun aramasını beklersiniz. işte bu bekleyiş adamı bitirir.