3 ay önce bir öğrenciyle yaşadığım anıyı sizinle paylaşmak isterim.
Anasınıfına yeni oyuncaklar geldi. Heyecanla açtı çocuklar kızlar hemen yeni gelen beşiğin başına üşüştü erkekler legolara koştu. Buraya kadar herşey normaldi. Bir erkek öğrencim uzun uzun yeni gelen beşiğe baktı. Bende tabi onu gözlemliyorum. Beşikle olan bakışması bittikten sonra koşa koşa yanıma geldi. Öğretmenim dedi ve çok ciddi bir ses tonuyla devam etti; eğer Galatasaray maçlarını galata kulesinde Fenerbahçe maçlarını fenerli bahçelerde yapıyorsa bizim için hiç adil değil dedi biz maçlarımızı bu beşikte mi yapıyoruz dedi. inanamadım. Bakakaldım birkaç saniye. Gülmemek için dudağımı ısırdım. içimden inşallah bunu başkasının yanında söylemezsin demek geçti ama içimde ne kahkahalar kopuyordu. Tabi sonra anlattım her takımın stadı olduğunu maçları halı sahalarda eşit şartlarda oynadığını ama ikna olmamış olacak ki o günden sonra bir daha Beşiktaşlıyım diye bir kelime duymadım ağzından.
Gastri: kızlar küfür etmez (bkz: yalanlar yalanlar)
Cimcime: teyze ben büsürü küfür biliyom sayım mı? Kendi diyen kendi olur, eşeğin sıpası olur. Ya da eşeğin anası olur ve eşeğin kocası olur da diyebilirsin. Sen ne küfürler biliyosun?
G: kendi diyen kendi olur, eşeğin dayısı olur.
C: bu çok saçmaymış.
4 yaşındaki asel parkta kaydıraklardan kaymaktadır. kaydırağın sonu biraz yüksek olduğu için kaymasını bitirmek üzereyken kucaklayıp kaydıraktan alırım. bu işlem birkaç kez devam ettikten sonra aseli karşılamak üzere yine kaydırağın önünde kollarımı açarak beklerim.
-asel: çekilir misin kaydırağın önünden?
-ben: tamam ama dikkat et derim ve asel kaymasını bitirip yerlerde yuvarlanır.
-ben: canın acıdı mı?
-asel: evet biraz..
bir kez daha kaymak için kaydırağın başına geçer ve ben kenarda beklerim.
asel: çekilmez misin, kaydırağın önünde dur.
ben: elşkwpğ
4 yaşındaki asel ile parktan dönülmektedir. yolda gezinirken kargalar görünür. komiklik olsun diye aa bak asel kuşlara bak derim.
asel- o kuş değil karga.
ben- peki.
4 yaşındaki kuzenimle girdiğim diyalogtur. Şimdi büyüdü sıpa bu gece bizde kalınca yine aklıma gelmiştir.
Ufaklıkla dışardayız markete girdik bir şeyler alıyoruz hem eve hem kendimize marketin içindeyiz o soruyor onu da alalım mı şunuda alalım mı filan. Bu birden :
- dskk abla burdan sonra parka götürür müsün?
+ ayıpsın ablacım tabi götürürüm.
- ayıp sensin hıh. (Deyip arkasını döndü)
Neye uğradığımı şasırdım saniyelik bi kaldım sonra gülerek aldım sıpayı kucağima öptüm. O ciddi olmaya çalısmakla arsız gülmeyi saklamak mücadelesini verirken yüzümde;
- Sen şimdi bana niye küstün dedim sen bana ayıpsın dedin çünkü (türkçe'yi kullanma ve konuşmasına her zaman hayran kalmışımdır zaten)
+ hayır ablacım dedim ben orda sana ayıp demedim ayıp ediyosun lafı bile olmaz anlamında kullandım dedim ikna olduk.
Hoş hata bende el kadar çocukla mahmut abiymiş gibi konuşursan yarım saat böyle ekine kökune ayirarak anlatırsın sana dersini verir. Tatlıya baģladık Ayıp mayıp gittik parka.
- abi sen hamile misin?
- ney?
- göbeğin var ya. hani karnın şişik. anneminde karnı şişikti kardeşim oldu. sen de hamile misin?
bi an afallamadan sonra hani bozuntuya vermemek için,
- evet hamileyim abisi.
- babası kim. yoksa benim babam mı?
- %+&-"??
Bu sabah kahvaltıda 9 yaşındaki yeğenim ile yaşadığım diyalogtur.
+teyze benim kolesterolüm çıktı biliyor musun?
- aa öyle mi? artık abur cubur yememelisin.
+evet teyze. Artık az yemeyi düşünüyorum bende.
O sırada su içmektedir. Kardeşi de bir anda su içmek ister. Elinden alır ve yudumlar.
+hihihhh teyze kardeşime de kolesterol bulaşırsa ne olacak.
O anda herkesi bir gülme tutar ve durum açıklığa kavuşturulur.
Genelde kardeşim odama girince şunu söyler;
+Anne abla biraz pasaklı galiba.
***************************
Kardeşime sorarım;
-Nur beni seviyor musun?
+ Haayır seni sevmiyorum.
-Neden?
+işteeeee!
-Ya neden?
+işte dedim! (alt dudağını sinirle ısırır ve bacağıma yapıştırır)
-Acıdı ama Nur... (yalandan ağlarım)
+Acısın ağla!(kardeşe bak)
(Ağlamaya devam ederim)
+Sümüklü, pislik, eşek( evet belki benden duymuş olabilir bu lafları)
-iyi o zaman ben de sana süpriz almıştım.
+Sürpriz miii?
-Ama sen galiba beni sevmiyordun... Seviyor musun ki beni?
+Hıhı seviyorum tabi kiii(yalandan onaylar)
-Ama demin bana hakaret ettin... Çok üzdün beni.)
+Tamam tamam bir daha hiç öyle yapmıycam.
-iyi al bakalım sana süt dilimi aldım. Seviyor musun ablayı? (yiyene kadar beni sever sonra beni sevmemeye devam eder.)
+aa teyze sizin evde de mi yumurcak tv yok?
-hiç kimsenin evinde yok artık.
+ya istanbul'da?
-orda da yok.
+ankara nedir teyze?
-bir ilimizdir. istanbul gibi diyarbakır gibi.
+orda var mı peki?
-yok ayşeciğim yok yok.
+peki ya cennette?
1.sınıf öğrencileriyle Atatürk evi'ne gidilen gezide öğrencimle benim aramda geçmektedir. Müzenin girişinde büyük bir kafe vardır ve girişte boş içecek dolapları bulunmaktadır.
- öğretmenim dolaplara bakın Atatürk hepsini içmiş bitirmiş hiç içecek kalmamış.
+ .#&$&#&&#..
2 dakika sonra aynı öğrenci müzenin karşısındaki bir kapıyı tıklatıp içeriden gelen sesleri dinlemeye çalışırken yakalanır.
+ serra napıyosun sen orda? Seni bekliyoruz burda.
- öğretmenim atatürk yaşıyor mu?
+ hayır kızım çoktan öldü konuştuk ya derste.
- ama bence yaşıyor olabilir içeriden sesler geliyordu valla bak.
+........
OtoparkTa harıl harıl park yeri ararken bir arabanın, dikey değil yatay, caprazlama şekilde birakildigini ve artik nasil becerdiyse 3 Arabalık yer tuttuğunu görünce ben;
"Şeytan diyorki arabayi sunun dibine bırak da çıkamasın yerinden!" Diye sesli düşünmüşüm.
Yanimdaki kendi küçük aklı büyük şahıs da;
"Ne dedi? Ben duymadım."
Demişti. Gulmustum bayagi.