teyzesi mühendislik fakültesini 3 ay önce bitirmiş ve iş bulamamış 6 yaşında ki kıza sorarlar;
- teyzen okulu bitirdi mi?
+ bitirdi.
- peki ne oldu, mesleği ne?
+ mühendis oldu.
- mühendis hımmm. ne iş yapıyor peki mühendis teyzen?
+ bulaşık yıkıyor, evi temizliyor, yemek yapıyor, beni giydirip süslüyor...
işsizliğin geldiği son noktanın çocuk gözünden yorumu.
4.5 yaşındaki kızım sürekli okulundaki ahmet murat diye bir çocuktan bahsediyor. yemekte tekrar,ahmet murat şöyle yaramaz,böyle yaramaz diye anlatırken ben
"ama hep ahmet murat hep ahmet murat"dedim...kızım "ama anne kafamın içinde hep o var neden? senin kafanın içinde kim var?"dedi
gözlerim doldu. aşık olmuş ve ne olduğunu bilmiyor ve o kadar güzel tarif ettiki "kafamın içinde hep o var"
tatilden gelinmiş , yiğenin üstüne atlanmıştır
+ kuzuumm çok özledim seni
- ( gayet cool bir tavırla ) ben özlemedim seni
+ ay niye ama aşkolsun gel öpeyim bir tane
- hayır ya seni sevmiyorum artık
+ ben sana hediye almıştım ama neyse vermeyeyim ozaman
- ben de seni özledim çok , tamam seviyorum da artık
sarılıp sıkıştırılıp öpülür , akabinde
- ne aldın puzzle mı
+ aldım da şirkette kaldı yarın versem
- sevmiyorum işte sevmiyorum , ver öpücüklerimi de geri
( hala küsüz bir puzzle da kurtarmaz artık )
-okumayı öğrendim ben okuyayım mı ?
+oku bakayım ?
-(delgeçle tecavüz ettiği bir kağıt parçasına bakarak) delik delik delik.
aynı kuzen, babasının kucağında oturmaktadır, babasının benini işaret ederek sorar;
-baba bu ne ?
+ben.
-(kendi benlerinden birisini göstererek) peki bu ne ?
+o da ben.
-yaa hayır bu ben !
+tamam o da ben, bu da ben.
-tamam tamam ikimiz...
pek diyalog sayılmaz ama yine de yazmak istiyorum. dün otobüste dünyanın en güzel bebeğini gördüm sanırım; kocaman mavi gözler, bembeyaz bir ten, tombul yanaklar, kısa kıvır kıvır saçlar, eller kollar tombik tombik tam ısırmalık! taş çatlasın 1 yaşında filandır. "madem bebeğim neden otobüste ağlamıyorum" düşüncesiyle birden bağıra bağıra ağlamaya başladı, annesi de susturamıyor garibim. annesi hoplatıyor, zıplatıyor bebek bana mısın demiyor. ben de hemen arkalarındaki koltukta oturuyorum, bebek sussun diye "agu bugu" diyerekten şebeklik yaparken bebek 1-2 saniyeliğine ağlamayı kesti, "adın ne?" diye sordu bana sonra ağlamaya devam etti. ben yanlış mı duydum acaba diye düşünüyordum ki ağlarken tekrar sordu adın ne diye. annesinin dediğine göre ilk öğrendiği kelimeler "adın ne" olmuş. bebek bi yandan ağlıyor, bi yandan annesinin kucağında zıplıyor, bi yandan "adın ne adın ne adın ne" diye durmadan bana bakarak sayıklıyor. son zamanlarda bu kadar sevimli bir şey gördüğümü ve bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum, şapşal şey seni, insan önce anne baba mama demeyi öğrenir, bu direkt "adın ne" diyerek girmiş olaya ahahah.
y: sen onu neden içiyoysun (sigarayı kastederek)
b: sen anlamazsın canım benim. oy ne kadar tatlıs.(laf kesilir)
y: aslında heyşeyi kafada bitiymek geyekiyo.
O zamanlar 4 yaşlarında olan kardeşim Yiğit'le annem arasında geçen teras diyaloğu;
+ oğlum o tarafa gitme tamam mı? Çok karanlık orası...
-Ben kalanlıktan kolkmam ki.
+Korkmaz benim aslan oğlum Yiğit oğlum yağız oğlum!
+Korkmazsın biliyorum ama tatlım öcü var orda gitme oraya,
Kardeş elleriyle annenin yüzünü iki yandan avuçlar ve
-Hah öcümü?Kolkma anneciğim ben koydum o öcüyü oraya...
kaç sene önceydi hatırlamıyorum, lojmandan arkadaşlarımla otururken yanımıza iki tane komşu velet geldi* 4-5 yaşlarında. yapabildikleri bütün şımarıklık marifetlerini sergilediklerinden dolayı aramızda şu konuşma geçti arkadaşlarımla:
- kim şımartmış bunları böyle ne yaramaz çocuklar..
4 yaşındaki amcamın oğlu bize gelir ve bakkal diye tutturur. eve yakın market de yoktur. artık dayanamam götürürüm.
- off melih evde her şey var bak kaç dakika yürüyoruz.
- olsun ben istiyorum ne var alsan.
- tamam hadi bişey demedim.
(markete gireriz)
- işte bunu istiyoruuuuuuummmmm! (25 kuruşluk falım sakız)
- melih sen tuhaf mısın çocuğum?
- hadi gidelim
- hayır! birsürü çikolata cips alacaksın. sen de normal çocuklar gibi abur cubur yiyeceksin. al çabuk.
- ya yok almayacam gidelim gideliiiimmmm!
(bir sinirle eve gelinir)
- anne yarım saat yol yürüdük bakkal çok uzaktı.
- ne aldırdın yine?
- bunu aldı bana bak (sakızı göstererek)
- küfür olmayan ama küfür etkisi yaratan sözler
ben: ee bakalım büyüyünce ne olucan sen?
kuzen: beyin cerrahı olucam.
b: ya hani ressam olacaktın? n'oldu niye vazgeçtin?
kuzen: bu ülkede sanatçıya değer vevilmiyo.
ben: haa?