Çocukken yapıldığı an yapan çocuk için dünyanın en önemli ve olmazsa olmaz hareketi olup, büyüdüğü zaman ise;
(bkz: hadi be) hakikaten böyle miydim ben sorusunu sorarken, çocuklukta yapılan şeylerin anlamsız olduğuna kanaat getirilen hareketlerdir.
sapanlarla savaş yapmak, bir arkadaşınız sakatlanmadan bırakmamak.
gece el feneriyle kuş avlamak
zehir arabasının arkasından koşarak sersemlemek
ve en önemlisi bisikletle ani firen yaparak kızlara artistlik taslamak...
kapı eşiklerine çıplak ayakla(şart) tırmanmak, mümkünse en yükseğe çıkmak ve anneyi çağırıp bu nobellik görüntüyü kabarık omuzlar eşliğinde sergilemek.
anne telefonda konuşurken onun dediklerini sesli bir şekilde tekrar etmek. kaş göz işareti yapan anneyi inatla taklit etmeye devam etmek ve bunun sonucunda: (bkz: güdümlü anne terliği)
annem sinirden kopururken ona hala kafa tutmaya calismak.. karsindaki kadinin ayaginda yeri geldigi zaman tehlikeli bir silaha donusebilen terlik var efenim. sen neyine guvenipte sinirden kulaklarindan buhar cikan bir kadina hala bagirmaya calisiyorsun.
atari oyunlarında zıplama hareketini, ileri gitme hareketini joystickle beraber yapmak, kendini ileri atmak, hoplamak-zıplamak.
odanın 2 tarafındaki birbirine yakın koltukların birinden diğerine atlamak gibi güzide harketlerdir.
çocukluktan kalma takıntılar silsilesinin kökenini oluşturan hareketlerdir. mesela ben gördüğüm her nesnenin köşelerini sayıyorum. şu an üzerinde çalıştığım masanın dört kenarı var. laptopımın klavyesinin de, ekranının da, sırtımı yasladığım kırlentinde...