sıçmayı bitirsem de tuvalette çömelmeye devam ederdim ve şarkı söylerdim. bi de annem bana hadi diyince hadiyom anne diye cevap verirmişim daha küçükken.
burna leblebi, nohut vs. sokmak. kuzenim sokup bir de kimse görmesin diye daha da içeri itmişti de doktor zor çıkarmıştı leblebiyi. acayip yaratıklar yahu şu yavru insanlar, büyüyünce gerçek insan olacaklarına ihtimal vermeyesim geliyor.
koyun boklarını zeytin zannetmek..öyle olmadığını öğrenip zeytin yemeye başladıımdaysa balkonda kahwaltı yaparken zeytin çekirdeklerini gelene geçene fırlatmak. bide şey vardı ben burda yaşarken dünyanın başka bi yerindeki insan için zaman durmuş sanırdım. hayat devam etmezdi sanki.
5-6 yaşlarındaydım ki bir sabah uyanınca yüzümü çamaşır suyuyla (bildiğimiz ayşe teyzenin "ace"si)yıkadığımı ve sonra kıpkırmızı olduğumu daha dün gibi hatırlıyorum; ama hala niyetimin sırrına eremedim.
ilkokulu bitirirsem horoz kesicem diye adak adamistim. . Mezun oldugum sene ilk kez bir horoz tarafindan gagalandim. Hemen adagimi yerine getirdim babam cok gulmustu .
-düşman sokaklar*daki binaların içine girip girişteki ampulü taş ile patlatmak.
-boncuklu silahların ilk çıktığı zamanlarda kurtlar vadisinin de etkisiyle mahallelerde çeteler kurmak sapan,boncuklu tabanca,demir çubuklarla zula yapmak.
-top oynarken hoşlanılan bir kız görüldüğünde diğer arkadaşlarını tembihleyip bile bile çalım yedirerek gol atma.sonrasında saçma sapan artistik gol sevinçleri.
-geceleyin saklambaç oynanıyorsa ebe olan arkadaş yerinde sayarken oynayanların hepsinin eve gitmesi.perde altından çocuğun çaresiz hallerini izlemek.
-mahalle köpeklerini sahiplenmek ve onlar için kasaplardan artık et * istemek.
-kendinden küçük çocukları kavga ettirmek.çocukların anneleri geldiğinde sanki olayı ayırıyormuş gibi görünmek.
+ o bebeği istiyorum anneee!
- yavrucum daha yeni bebek aldık sana bak kocaman evi de var.
+ ben onu istiyorum, bunun saçları sarı. iğrenç!
- hayır zenofobik!
+ tamam.
sen misin bana hayır diyen. beş yaşındaki bir çocuk kızınca genelde zıplar, ağlar, kırar. ama ben napmışım? salona gidip kakamı yapmışım.
ilkokuldayken haftada bir kere resim dersi olurdu. benden iki yaş küçük olan kardeşimle aynı okuldaydık ve resim öğretmenimiz de aynı kadındı. resim dosyasını getirmeyen, evde unutan öğrencilere "eşek adam" diye öyle bir bağırırdı ki ödümüz kopardı.
kardeşime her sinirlendiğimde resim dosyasını saklardım. kardeşim biraz fazla rahat bir tip, resim dersinin olduğu gün okula gideceğimiz son anda dosyayı hatırlar, aramaya başlardı. dosyayı saklayan ben de onunla beraber arardım çünkü sakladığımı çoktan unutmuş olurdum. ne akıl ama...*
mino adlı küçük sakızın tüm paketini çiğneyip sakızdan kolye yapmak.
sakızın saça bulaşması ile saçların kestirilmesi, sonra herhalde saç kesimini beğenmemiş olacak ki saçlarını makasla tekrar kesmek.*