abiyle birlikte puding yenecektir ve masada da bir kaşık bulunmaktadır. abiden bir kaşık daha istenir. abi de mutfağa kaşık almaya gider ve biraz da oyalanır. o sırada ben masadaki tek kaşığı puding kasesine doldurıp alabildiğim kadar pudingi ağzıma tıkarım.
abi kişisi geldiğinde boşalmış kaseyi görür. benim suratımda bir sırıtma.
not: açgözlülükten değil sözlük, başka puding var sanıyordum ben...
not 2: tamam tamam, abimi sinir etmek için yaptım. *
eşek hakim davacı diye bi oyun vardır.Bu oyunda birisi davacı olur ve eşeği bulur.eğer eşek bulunursa dayak yer.
Fakat muzaffer ve 3 arkadaşı için oyun farklıdır. Bütün kağıtlara eşek yazılır ve bundan sadece muzafferin haberi olmaz ve muzaffer 20 el dayak yer. Oyunun 20. elinde salya sümük ağlayan ve kemer izleri markasına kadar vücuduna işlenen muzaffere zigaga acır ve oyunun sonlanmasını talep eder.
not:muzafferin hala haberi yoktur.
sopacı(dayak atan kişi):sosyal yumurcak
hakim(ne kadar dayak atılcağına karar veren kişi):zigaga
davacı(eşeği her el hiç sektirmeden yakalayan kişi):muzafferin abisi hem de öz.
küçük çerez poşetlerine vişne suyu doldurup 5. katın balkonundan yoldan geçenlerin kafasına atmak. o yaşlarda yaparken çok eğleniyorduk ama düşününce harbiden şerefsizmişiz*
telefonda milleti arayıp kufurler etmek*
yoldan gecen orta yaslı teyzelerin 2. kattan ustune kovayla su dokmek*
bitmiş cips paketini arkadsına verip yemiyon mu len demek
kagıt oklarla balkondan arabalarının içindekileri vurmak
aklıma gelen simdilik bunlar
bu arada buyuyunce pek de degistigim soylenemez dun eski sınıf arkadaslarımla bulusma ayarladım herkesi tek tek aradım kesin gel diye sonra kendim gitmedim (bkz: can cıkar huy cıkmaz)
kovalanırken yakalanmamak için hemen bi ön sırada kaçan arkadaşını yakasından tutup önüne geçmek bu sayede yakalanmaktan kurtulmak bende az şerefsiz değilmişim.
her görüdüğü şeyi soran küçük kardeşe cevap olarak bi sürü saçmalık yumurtlamak.* o çocuk büyüyünce bildiğini sandığı şeyler hakkında başkalarına ahkam keserken rezil olup ilk jackassliğini yaşayınca, (bkz: babana bile güvenmeyeceksin bu zamanda) durumunun ispatını deneyimlemiş olacaktır.
içi gazete parçalarıyla doldurulmuş boş kola şişesine salyangoz atıp gazeteleri tutuşturmak. garibim hayvandan ne istedim ki bilmiyorum. allah belamı versin.
küçük kardeşi uyurken tırnaklarını dibinden, kökünden, kanırtarak, kanatarak kesmektir. o küçük kardeşi günlerce elleri havada gezdirmekten daha büyük şerefsizlik ne olabilir?
mercedes yıldızları ile ninjalık oynamak.
allahtan kapitalist olamdım da arkamdan kaçma lan şerefsiz diyenlere ilerleyen yaşımla bende aynı şeyleri söyleyebiliyorum.
oldum olası tüketim kültürünü sevmem.
hiç unutmam bir gün komşumuzun çocuğunu bir litlelik bir sıvı yağ şişesine işetip, yoldan geçenlere satmaya çalışmıştık.
bu şerefsizlikte anlamadığım üç şey var;
1. komşu oğlu nasıl löp bir litre işedi? *
2. yoldan geçenler şişenin içinde ne olduğunu anlamıyor muydu? *
3. bu gerçekten şerefsizlik midir? satmadık sonuçta yahu*
ablam tonla para verdiği saç bakım ürünleri yüzünden bitlendi ve ben bunu bütün mahalleye yaydım.
ablamın bütün tokalarını ve makyaj aletlerini çalıp hoşlaştığım kıza verdim.
bahçenin kuyusu ara ara taşardı ve sümüklü böcek popülasyonu oluşturudu. sümüklü böcekleri çakmakla yakıp upuzun hayvanın büzüşe büzüşe gebermesini izlemek sadistçe bir zevk verirdi bana.
porsuk spor salonu inşaattı bir zamanlar. şantiyesinden bakır ve alümünyum çalıp eskiciye satardık.
halmın kızını ittirip balkondan düşürdüm. kızlığı bozuldu sandılar dayım sikesike öldürcekti beni annem kurtardı.
sokağın başındaki tekel bayiden bira şişesi çalıp bir arka sokaktaki tekel bayiye satardık.
gıcık olduğum birini abi x kişisi beni dövdü diye ağlanıp dayımın oğluna dövdürürdüm. sonra o x kişisi beni kuytuda sıkıştırıp bir güzel döverdi.
bisikletimin jantından palet ve yıldız çaldı diye f kişisinin başını yardım bisikletin pompasıyla.
ilkokulda teyzekızımın fotoğrafını herkese gösterip annem diye lanse ettim (aslında bu şerefsizlik değil somut işlemler dönemindeki her çocuğun yapabileceği bir olay) annem için şerefsizlikti o ayrı.
kyk yurdunda kalan kızları pandikleyip kaçardık.
posta kutularına torpil atıp kaçardık.
...
bütün gün temizlik yapılmış komşunun evinin camına peçete üzerinde bal pekmez ve bir çok yapışkan şey koyup fırlatmak. akabinde elinde peçeteyle gelen komşuya oscarlık bir performans göstermek.
evdeki kediyi, duvardan duvara fırlatmak ve ardında aile bireylerinin kedinin neden duvara pustuğunu merak etmeleri üzerine vicdan azabı içinde kıvranmak. *
sokakta ağır çekimde yürüyen teyzelerin götünü cimciklemek.
ablamın çok güzel olan elbiselerini sümüklemek.*
arkadaşlar veya kuzenlerle çikolata yerken ilk küçük bir ısırık alıp beklemek ve onlar yiyip bitirdikten sonra özendire özendire yemeye devam etmek.
Hava karardıktan sonra üstgeçitin bittiği yerde karşılıklı oturarak elde ip varmış da germiş gibi durmak. geçen millete " amca/teyze aman ip gerdik, dikkat et, üstünden atla" demek. millet olmayan ipi gecenin o karanlığında görmeye çalışırken gülmekten ölüyorduk yaaa. hee yaptıklarımız yanımıza kaldı mı? hayır.sarhoş bir amcadan ayaklarımız kıçımıza değerek kaçarken bulduk kendimizi.
