Bakkaldan dondurma falan alıp bedava çıkınca o bedavanın parasının bakkalın kendi cebinden çıktığını ve bedava dondurmanın sadece o bakkaldan alınabileceğini sanırdım.
Bu yüzden kısa aralıklarla birden fazla bedava çıkarsa ikinci kez istemeye utanırdım. Küçücük halimle bakkala üzülürdüm ayıp mı ediyoz acaba diye.
Sonra öğrendim mevzunun aslını ve işleyişini. O saatten sonra da "kim skler bakkalı" moduna girdim.
Bir gün köye giderken arabada babamın teybe koyduğu kasette aniden tanımadığım bir sesin şarkı söylemeye başlaması ve babamın gülen gözleriyle dikiz aynasında gözgöze gelmem. Tabi o ara kasede ses kaydetmek moda. Kariyerimin bitişi bu şekilde oldu.
Yani söyle ki canavarlar annemle babamı bir yere saklamislar ellerini kollarini baglamislar ve annem ile babamin kiligina girmişler saniyordum. Babam bana gülunce gülüşü sinsi ve korkutucu gelirdi böyle düşündüğüm sıralarda.
gökkusağının başında altın var sanırdım. üzerindn'de pegasus uçar sanırdım.
Atatürk'ü Dev sanırdım ama ciddi ciddi dev sanırdım babama sordum baba atatürkün boyu kaç metre cantim dedim. (aahahha) o'da benimkadar birşeydir herhalde dedi. o ara şok oldum.
Teyzemi 5 sene önceye kadar 18 yaşjnda sanardım. ama 39 yaşındaymış.
Kışın bulutların koyu renkli olmasını soba dumanından sanardım. (halen bilmiyorum neden öyle.)
1. dünya savaşını uzaylılarla yaptık sanardım. (niye çünkü dünya savaşı.)
dünyanın tek benim için yaratıldı sanırdım.
pipinin sadece işemek için olduğunu sanırdım. (malesef 5 yaşındayken bir abim sayesinde ne işe yaradığını videoşar ile öşrenmiş oldum.)
bir tane çocuk ayağımı yalardı sanırdım tuzlu birşeyleri seviyor sanırdım. (ama ayak fetişçisiymiş. amk az kaldı beni sikecekmiş haberim yokmuş.)
şu sokaklarda atık cam toplama kutuları var ya hani büyük olanlardan. eskiden onlar daha bir kubbeli gibiydi. ben de onları cami sanıyordum. birgün babama "bunlar cami mi" diye sordum. adamın "galiba yapamadık çocuğu" bakışını unutmam!