yüksek yüksek tepelere türküsünde geçen "kardeşlerim yollarımı bilse de gelse" sözlerini evlendiğimde çok yüksek yerlere gidicem ve nerde olduğumu anneme babama söylemicekler sanıyodum çok üzülüodum bu şarkıya evlenmicem diyodum ve buna canı gönülden inanıyodum.
gök gürlediği zaman çocuk aklıyla ve şu tabirle " bulutların üzerinde minareler yuvarlanıyor allah baba çok kızmış " demek. ne alakaysa niye minare yani niye büyük kayalar değil çocukluk işte vay be.
kola şişelerinin kapaklarının altında mavi bir plastik vardır, babam her kola alışında kapakla o plastik arasına bozuk para sıkıştırırdı. bende bunu kolanın hediyesi sanardım ve kazandım diye uçardım.
okul denen şey nerden çıktı sorusuna, köşeden joker gibi fırlayan birisinin sürekli ''atatürk'' demesi sonucu toplu olarak m.kemal atatürk e sallanması gibi. hala aklıma geldikçe kopuyorum ya okulları atatürk icat etmiş.
(bkz: muhaha)
amerikan emperyalizminin sinema dünyası ile etkilediği çocuklardan biri olarak amerika'yı dünyanın kurtarıcısı olarak görürken, rusya ve ya o zamanki adı ile sovyetler birliği'ni dünyanın sonunu hazırlamaya çalışan kötü bir ülke sanmak.