4. sınıfta ilk kez ingilizce dersi gördüğümde, beddua kelimesinin bad dua'dan geldiğini düşünmüştüm. o kadar da küçük değildim ama salakmışsam demek ki.
Yatağın altındaki kanlı el, annenin babanın 18 yaşına gelince kapının önüne koyacakları korkusu. Bir de, çok saçma ama, kendime hedefler koyar, bu hedefleri gerçekleştiremezsem annemin öleceği korkusuyla yaşardım. Örn: buradan şu taşın oraya atlayamazsam, gbi gbi..
piç mahalle arkadaşım yaşı benden bi kaç yıl büyüktü camii minarelerinin allah olduğunu söylemişti bende inanmış her ezan okunduğunda suç işliyorsam korkuyordum.
ben küçükken insanların ben görmediğim zamanlar canavara dönüştüklerini ben gördüğüm zamansa insan olduğunu düşünürdüm. Ayrıca öz annenin çocuklarını kaçırabileceğini kötü davranabileceğini ama başka annelerin yanında güvende olduğumu düşünürdüm.
Bi keresinde anne sen canavar mısın? dedim. Tokat atmıştı bende daha hayal kurmadım.