uçuk kaçık işlerde ve girişimlerde şimdiye kadar kendime yer açamamanın bahtiyarlığını yaşıyorum ve ileriye bırakmadan bugünden, kıçıma bir tekme vurularak sözlükten atılmayı bekliyorum. Size yakışacak bu işi de herhalde yaparsınız...
bir entri yazdıktan sonra üye çıkışı yapıp, tekrar o başlığa girerek acaba yazdığım gözüküyor mu ? Diye bakma durumudur. Hiç hoş değildir zira bunu çaylakken yazan ben, ilk başlarda böyle yaparken artık bu durumdan bıktım için kendim çalıp kendim oynuyorum.
(bkz: bitsin artık bu çile)
Çaylaklıktan çıkıp artık herkesin görebileceği bir yazar olmak için geçilmesi gereken bir sınav. Bu sınavın kriterleri basit, hatalara karşı uyarılar her yerde.
Çaylaklıktan çıkamamak, duran araba ile 100km yapabilmekle aynı ihtimaltir.
Üye olurken telefon numaranı vererek beklemediğin bir şok yaşarsın. Aktivasyon yapıp sözlüğe girdiğinde, her yeni sayfa açışında çeşitli talimatlarla 'çaylak' olduğunu hisseder, şaşırırsın. Bu beklemediğin ciddiyet senin için 'doğru yerdeyim' diye düşündürse de, yazar olamama korkusu sarar, ne yazacağını şaşırırsın. Yazmaya başladığın entryler şizofreniktir, bir moderatörün okuduğunu hayal edersin. Sonra birden şaşırırsın; ilk entryin tahmin etmeyeceğin kadar uzundur.
Bazen bazı insanlar kendilerine sorulduğunda düşünür ve Emre Belözoğlu durumu yaşar ;" soruyu tekrar alabilirmiyim " . işte bu kadar ince bir çizgidir bu olay.
en azından bir vasıfa sahip olduğumu belirten kelime. olsun ne yapalım zamanında sabancılarda koçlarda çaylak olmuş. nitekim koskoca nba takımlarına giden yıldızlara dahi ilk sezonunda çaylak denmekte. bu duruma çokta fazla takılmamak lazım.
sağ tarafta görününce monitöre kafa atma isteği uyandıran, o an sözlük adına içinde bulunduğunuz durumu belirten ifade. ibnesiniz yazsa daha az koyar adama. bir hafta içinde ikinci kez görüyorsan eğer dejavu yaşamış gibi oluyorsunuz.