gözümde karizması vardır bir derece. etkilenen olur etkilenmeyen olur. etkilenen ne diye etkilenir, etkilenecek neyi vardır? bunlar mühim değil. ama bir karizması vardır bu işin.
çayın tadına varabilmektir. Sonuç itibari ile içilen şeker değil çaydır.
Helede bardağın yarısına şeker doldurmanın hiç bir gereği yoktur.
tabi ki çocuk emzirmiyor yada ağda yapmayacak iseniz.
çayın çay olduğunu anlamaya başladığınız zamanlardır. ilk başlar zordur şekeri bırakmak mesela büyük bardağa 4 şekermi atıyodunuz onu 2 yapmak lazım tabi küçükte 2 den 1e inmeli. sonra bir bkmışsınız çaya şeker atmyosunuz içtiğinizin ne olduğunu anlamaya başlıyosunuz işte.
oldukça sağlıklı bir yöntem.
çok çay içen arkadaşlar var ise özellikle şekeri azaltsınlar hatta hiç kullanmasınlar, sebebi ise şeker kanser hücrelerini besleyip semirtiyor ayrıca şekeri en çok çay ile aldığımız için azaltmak da fayda var.
belediyelerdeki müdürler özellikle böyle içerler.
hatta birde çaycı yanında 2 şeker bırakıp hızlıca uzaklaşırken seslenip yanına çağırıp 2 şekeri de geri vermeyi ihmal etmez.
amacı çaycıyı uğraltırmak mı artistik yapmak mı anlayamadığımdır.
(bkz: adam kıl abi)
özellikle iş yerinde acayip işe yarar. vay efendim kupamda kaşık varmı, vay efendim şekeri aldımmı derdi yoktur. rahat rahat çay doldurulur ve balkona çay-sigara molasına çıkılır.
muhtemelen kilo vermek için başvurulan bir yöntemdir. kız arkadaşıma sorarsan 4 kilo vermiştir ama gelgör ki gerçeği diyemezsin zira ağır bir trip'in geleceği aşikardır.
günde 50 bardak çay içen necati şaşmazın 2 adet şeker attığını düşünürsek hergün iki kase şeker yapar kaseye zarar verir. tiryaki usulü çay ince belli, taze demlenmiş, açık, şekersiz çaydır. şekerli soğuk olan çayı bebeklere biberonla veriyorlar. kısacası çayın en güzel şekilde içilmesidir.